Events перевод на английский
6,193 параллельный перевод
Bugünkü olaylardan sonra içlerinden birinin İngiliz bir kadına karşı çok nazik hissedeceğinden şüpheliyim.
After the events of today, I doubt any of them are feeling very kindly towards an Englishwoman.
- Eğer seni buraya getiren olayı değiştirirsem buraya gelip olayları değiştirmemi istemiş olmazsın.
If I... change the events that brought you here, you will never come here and ask me to change those events.
Bugün yaşanan korkunç olaylar, mühendislik ürünü Yapay Zekaların işin içine karıştığında, başımıza geleceklerin trajik bir kanıtıdır.
The dire events today Are tragic proof, that we have Gone out of our depth
Daha ciddi dünya sorunları için o.
Well, that's for more serious world events.
Kitap yaptım, bahse girdim, çoğunlukla sport maçları için.
I make book, I take bets, sporting events mostly.
Cookie Brown'un, bu korkunç olaylardan ötürü perişan hâlde olduğu apaçık.
That was Cookie Brown, clearly distraught in the wake of these horrific events.
Siobhan bu olay Carver Edlund'ın yayınlanmamış şaheseri Dark Side of the Moon'dan öncesini konu alıyor.
Siobhan, this scene takes place before the events of Carver Edlund's unpublished masterpiece "Dark Side of the Moon."
İki gün önce yaşanan çatışma hakkındaki görüşlerinizi almak istiyoruz.
We'd like some perspective on events that led to the shooting two days ago.
İddia ettiklerime itiraz etmen için on günün var ve bu süre bitince seni bir daha görmeyi beklemiyorum.
So now you have ten days to dispute my accounting of events, and when they're done, I expect to never see you again.
Tanıtım etkinliklerine gelmeyen bir tanıtımcı?
A publicist who can't show up at publicity events?
Doğaüstü konularda blog yazmanın pek getirisi olmuyor da.
Blogging about supernatural events doesn't really pay well.
Evet, son kanıtlarda... sanırım birşey buldum.
Well, in light of recent events, I think I may have found something.
Golden Axe'nin C.E.O'su olarak bu olaylar zinciri hakkında tabi ki oldukça endişeliyim.
Well, as C.E.O. of Golden Axe, I am, of course, deeply concerned about this chain of events.
Sanırım eksiden dönüşmekte olan yaşam olayları için kullanılıyormuş.
It used to be, I think, about... life events transforming.
Hikayelerini hükümetin doğrulaması gerekecek.
The government will need to vet his version of events.
İnsanlar senin ne yaptığını tam olarak anlayabilsin diye, olayları belli bir açıklıkla yazmalıyız.
We must place events in a certain light, just so, in order that people may fully understand what you did.
Babam 5 bin metre karelik genişleme yapmaya çalışıyor. Konserler, özel etkinlikler... O kadar harcama yaptı ki paranın suyu çekildi desem yeridir.
My dad's been trying to get a 50,000-square-foot expansion off the ground... concerts, private events... he's spread himself so thin, you can see right through him.
Ortaklarımla birlikte hak ettiğim 10 milyon doları alıp kendi mekanımızı kuracağız. Daha iyi gösteriler, etkinlikler... Crimson'u yerin dibine gömeceğiz.
My partners and I are gonna take the $ 10 million that I deserve and build our own venue... better shows, better events... and we're gonna drive the Crimson into the ground.
Olayları lehimize çıkaracak yolları görmeliyiz.
We have to see events for what they are.
Bilincim tamamen yerine geldi. - Burası olduğundan emin misin Roy? - Emlakçım asla yanılmaz.
At first I thought he meant it, but recent events suggest it.
Çünkü o Quinceanera'da olanları çok farklı hatırlıyordu.
Because she remembered the events of the Quinceañera quite differently.
Tüm bunlar gerçekten tehlikeli ve vahşi olaylardır.
AND ALL THESE REALLY AMAZINGLY DANGEROUS AND VIOLENT EVENTS.
Bunlar inanılmaz derecede şiddetli, inanılmaz güçlü olaylar.
THESE ARE AMAZINGLY VIOLENT, AMAZINGLY POWERFUL EVENTS.
Dünyanın kendisinin oluşturmuş olduğu bazı çok sarsıcı olaylar, milyonlarca yıl uzunluktaki olaylar büyük volkanik patlamalar şeklinde kıta ölçeği düzeyinde meydana geldi.
THE EARTH ITSELF CAN INTERNALLY GENERATE SOME VERY DEVASTATING EVENTS, MILLIONS-OF-YEARS-LONG EVENTS IN THE FORM OF MAJOR VOLCANIC ERUPTIONS
Bunlar bazaltik volkanizma olayları bazalt lav ile gezegenin tüm bölgelerini besledi.
THESE ARE BASALTIC-VOLCANISM EVENTS THAT FLOOD ENTIRE PORTIONS OF THE PLANET WITH BASALT LAVA.
Korkunç bir olaylar zinciri meydana geldi.
A TERRIBLE CHAIN OF EVENTS UNFOLD
Geçtiğimiz 24 saatteki olayları bana anlatacak ve kararlarını açıklayacaksın.
You will take me through the events of the past 24 hours and explain your decisions.
İşler tuhaflaşıyor. Ronald Danzer'a benzeyen bir adam Gotham'ın semasına yükseliyor.
In a bizarre turn of events, a man appearing to be Ronald Danzer is rising into the air above Gotham, attached to...
Eğer öyle bir şeyse, olaylar devam edebilir.
If that were the case, I'd suspect a faster cascade of events.
Durango'da kaza hakkında son bilgileri aktaracak olan Melissa'ya bağlanıyoruz.
We want to go live now to melissa who's in durango Following late-breaking events in this crash.
İnsanlığa özgür irade verilince melekler dünyadaki olayları doğrudan etkileme güçlerini kaybetti.
When humanity was granted free will, angels lost the power to directly influence events on earth.
Şunu anlamalısın, Jane sana baktığında bu kötü gidişatı hatırlayıp duruyor hamilelik ve ardından yalan söylemen.
You have to understand, when Jane looks at you, she just keeps remembering this sequence of events in her head... the pregnancy, the lying.
Olacakların sonuçlarına hükmedemeyeceğimi biliyorsun.
You know I cannot Sway the outcome of events.
İfade vermesi istenen konu hakkında ilk ağızdan bilgi sahibi değil.
She has no firsthand knowledge of the events she's being asked to give testimony for.
Birkaç olay sonrasında ölüyor.
Then, well, series of events, she ended up dying.
- Aslında, Bayan White buraya gelmemizin sebebi olayların sandığınızdan daha acı olduğunu düşünmemiz.
- Well, actually, Miss White, we've come here because we believe that recent events may be more tragic than you imagine.
Peki ya tarif ettiğin iki olay, Openshaw'a yardım etmek ve öldürmek aynı planın parçası değil de aynı etkiyi yaratmak için yapılan iki farklı plansa? - O da?
What if the two events you were describing, helping Openshaw and killing him, were not part of the same plan but rather two independent attempts to achieve the same effect?
Geçen sene onu halka açık etkinliklerde birkaç defa izlemiştim.
I watched him at a couple of public events last year.
- Bugünün olaylarının üstünden geçeyim.
Let's go over the events of tonight.
Size uzaklaştırma emrini çıkarttıran olayları yeniden anlatabilir misiniz?
Can you relay the events that led to the restraining order?
- Çipteki tüm isimleri kullanacağız. Davranışlarını analiz edeceğiz son 20 yılın olaylarıyla eşleşiyor mu diye bakacağız.
We use all the names on the chip, we analyze their behavior, we see if it coincides with the events of the past two decades.
Geçen haftaki olay için özür dilemek istiyoruz.
We just wanted to apologize for the events
Birazdan açıklamam gereken şeyler olacak.
There are some events that are about to occur that I'd like to get ahead of.
Son birkaç günde yaşananlar dünyamızı eskiye göre çok daha tehlikeli hâle getirdi.
The events of the past few days have made our world more dangerous than ever before.
İşler burada karıştı ve gerçek şeytan Kanada şeytanının karşısına çıkıp savaşmaya başladı.
Certainly a shocking turn of events here as the actual devil has now appeared and seems to be fighting the Canadian devil.
Güncel olaylar hakkında konuştuğu videolar yapmaya başladı.
She started making videos of herself talking about current events.
gelişen olayları gelişen olaylar şöyle... şüpheliyi olay yerine kadar takip ettim kafasından tam olarak ne geçtiğini bilmiyorum ama herif bildiğin kuş gibi kanatlanıp camdan aşağı atladı ona elini sürdün mü?
Events leading up. Events leading up are... pursued the suspect into the hallway, and he just got it into his head that he could spread his wings and fly. You lay hands on him?
Bu yüzden bütün çok önemli olaylar bir kutlamada zirveye ulaşır.
That's why all-important events culminate in a celebration.
Sen tesadüfen olayları ayarlayıp erkek arkadaşımın İskandinavya'da bolca vakit geçirmesine mi sebep oldun?
Did you, by chance, arrange events so that my boyfriend will be spending lots of time in Scandinavia?
Bazı etkinliklerin başındaymış, hatta tek gecelik geziler düzenlemiş.
LOOKS LIKE HE CHAIRED NUMEROUS EVENTS
Çok komik.
You know, there's an actual scientific word for why people go to these events. Hilarious.