Everyone перевод на английский
97,757 параллельный перевод
Herkes iyi mi?
Is everyone okay?
Karakanı orada, bulacaklar. onun kayıtlarından bulup, Luna'dan tersine mühendislikle, yapmak zorundalar böylece, herkes hayatta kalır.
Nightblood there, they'll find her records, and all they have to do is reverse-engineer it from Luna, and everyone lives.
Herkes için onu yaratmanın yollarını arıyoruz Böylece hepimiz hayatta kalabileceğiz.
We're investigating ways to create it for everyone so we can all survive.
Kendine sor bakalım, Büyük Wanheda, Ölümün komutanı herkesi koruduğunu söylüyorsun ama kendin ve halkın için gemi yapıyorsun
You tell yourself you have, too... the great Wanheda, the Commander of Death who says she wants to save everyone yet builds a ship for herself, for her people.
Karakan tedavisi herkesi kurtaracak.
The Nightblood solution will save everyone.
Herkes için, Clarke toplu imha düğmesini açtı.
For everyone else, Clarke pulled the master kill switch.
Herkes ölecek zaten, biraz daha yaşasam neye yarar?
So, what, I survive long enough for everyone else to die?
Herkes içeride seni bekliyor.
Everyone's in there waiting for you.
Akşam için yemek pişiriyorum.
I'm cooking dinner for everyone tonight.
Herkes derhâl eve dönsün.
[man] Everyone back in the house right now!
Herkes boşa evham yaptığımızı söylüyor ama işte kanıtı.
Everyone said we were crying wolf, but this is our proof.
Herkes çıktıktan sonra Cherly'nin yoğurdu karıştırılmış.
Then spiked Cheryl's yogurt when everyone else had cleared out.
Jim, herkese buluşma noktasına gitmesi için rehberlik ediyordun ve ilk sen vardın.
Jim, you were leading everyone to the gathering spot and getting there first.
Herkes dışarıda beni ararken telefonlara bakan güzel kıza pandik atmayı mı umuyordun?
Huh? Were you hoping to finger that cute dispatch girl while everyone else is out looking for me?
Herkes derin bir nefes alsın lütfen.
So, I want everyone to take a deep breath.
Buradaki herkesin.
Everyone here.
Bu akşam saat 19.30'da okulda bir kasaba toplantısı yapacağız. Herkesin gelmesini istiyorum.
So we're going to have a town meeting tonight at 7 : 30 at the school, and I encourage everyone to come out.
İnsanın evi yanarken kimse plan yapmaz, herkes çıkış kapısına koşar.
And when your house is burning, there isn't a plan, everyone just runs for the exit.
- Şef herkesin önünde alındı.
The chief was taken right in front of everyone.
Senin asla büyümeyeceğini ve asla kendine çeki düzen vermeyeceğini söyleyen herkese karşı seni savundum!
I defended you to everyone who said that you would never grow up and that you would never get it together!
Herkes lütfen, Lütfen sadece köşelerde dur Ve sadece sessizce...
Everyone please, please just stand in your corners and just quietly...
Rahatlatması gereken köpeğin Kelsey hariç herkesi rahatsız etmesi tuhaf değil mi?
Is it weird that a comfort dog is making everyone but Kelsey uncomfortable?
Söylediklerin herkesin duyması gereken şeyler.
What you said is what everyone else needs to hear.
Tek tek teşekkür etmene gerek yok.
Do one thing! Get a mic announce this thanks to everyone!
Herkes bindiyse gidelim.
If everyone's on board, we can leave!
Herkesin gitmesini istedim.
I asked everyone else to leave.
Baba herkes Ravunni amcayla ortak olduğunu biliyor şimdi de senin için hapse girdi.
Dad, everyone knows that Ravunni uncle is your benami and that he has gone to jail for you!
Herkes evine gitmek istiyor.
Everyone wants to go home!
- Herkes binsin!
- Everyone, get in!
Herkesle vedalaştım ya.
Didn't I say bye to everyone?
Gittiğim okulda herkes 2 şeyden biri üzerinde çalışırdı. Teorik parçacık fiziği veya ileri düzey yenilikçi bir şirket.
Everyone I went to school with works on one of two things... theoretical particle physics or the next great start-up.
Ama dışarıdaki herkes vahşi değil.
But not everyone out there's a savage.
Eğer işten ayrılacaksam, sonunda herkesin bahsettiği paranın birazını kazanabilirim. Öyle olsun oğlum.
If I'm out of a job, then I can finally earn some of that money everyone's always talking about.
Herkese merhaba.
Hello, everyone.
Polis herkesi sakin ve güvende tutmaya çalışıyor.
Police are... are, of course, trying to keep everyone calm and safe here.
Anlaşıldı mı?
Is everyone clear?
Herkes bana Maggie der.
Everyone calls me Maggie.
Herkes korku içinde.
Everyone's afraid.
- Pekala herkese açıkla.
Okay. Step it out for everyone.
Dediğin gibi Bobby en nihayetinde herkes kayıp verilebilir.
And like you said, Bobby... in the end, everyone else is cannon fodder.
Bugün Armstrong-Parker'da herkese onlar için ne kadar çok mücadele etmek istediğimi söyledim.
Today at Armstrong-Parker, I told everyone how bad I wanted to fight for them.
Tanrım. Demek herkes ondan burada.
So that's why everyone is here.
Şehri yöneten Yeşil Parti Buradaki herkese odunla çalışan sobaları kullanmamasını istediler Ve bugün arabalarını sürmemelisin.
The Green Party that runs the city asked everyone here not to use wood-burning stoves and not to drive their car today.
Tabii ki tanıştığım herkes samimi olacak.
Of course, not everyone I meet will be friendly.
James'i kurtardıktan sonra, O aptalca, sorunu çözmek için, Herkesin tatilini mahvetmeliyiz.
After we'd rescued James, he stupidly suggested that, to solve the problem, we should ruin everyone's holiday.
Herkese teşekkürler.
Thank you, everyone.
Ne diyeceğim, İskoçya'da olmakta çok seviyorum Çünkü burada herkes akıllarını konuşuyor.
I tell you what, i love being in Scotland because everyone here speaks their mind.
Herkes böyle yapardı.
It's what everyone would do.
En iyi şey, herkes, en iyi şey...
The great thing is, everyone, the great thing is...
Bir pazar stallından ucuz bir çift satın alabilirsiniz, Ya da satın alabilirsin Pahalı bir çift Altın ipliklerle, Ya da ne yapabilirsin Herkes yapar, sen git Marks Spencer'a.
You can buy a cheap pair from a market stall, or you can buy an expensive pair with gold thread in them, or you can do what everyone does, you go to marks Spencer's.
Herkes için mutlu son değil, Ama galaksi için olumlu bir sonuç.
Not a happy ending for everyone, but a positive result for the rest of the galaxy.