Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → английский / [ E ] / Evrak

Evrak перевод на английский

3,175 параллельный перевод
Evrak işleri.
Documents.
- Evrak mı?
- Documents?
- Evet, evrak vardı.
- Yeah, I got documents.
Elime evrak geçene kadar götürmüyorlar ve onunla ilgili elime evrak geçmedi.
They don't move till I get paperwork on them, and I don't have any paperwork on him.
Evrak çantam bana 5000 $'a mâl oldu.
My briefcase cost me
- Yapmamız gereken bir sürü evrak işi var.
A lot of paperwork to do.
Pek çok insan sevmez ama evrak işleri olmadan dünya kim bilir- -
Most people don't like it, but without paperwork the world would be...
Kahve yaptım, evrak doldurdum onun yarı çıplak bazı resimlerini gördüm çiçeklere su verdim.
I made some coffee, did some filing, saw some crazy half-naked pictures of her, watered some plants...
Bunu Szilard'ın evrak çantasında buldum.
I found this in Szilard's briefcase.
Normal bir günün yüzde doksanı evrak işleriyle geçer.
Ha. I'd say about 90 % of our normal day is paperwork.
Yüzde doksan evrak işi.
90 % paperwork.
Birkaç evrak imzalıyor.
She's just signing some papers.
Karakola kadar gelin de evrak işlerini halledelim.
Come down to the station and we'll sort out the paperwork.
Seni zaman ve evrak işlerinden kurtaracaktır.
It'll save you time and paperwork.
- Siz de operasyon, evrak işleri devriye ve basını yürüteceksiniz. Ben basına konuşmam.
You'll run the operation, paperwork, the exhibits and the press.
Ben uzun lafın kısası onu her gün benimle evrak işlerine dahil etmek için getiriyorum ;
I take him into the paper with me every day, But I didn't have time to run him home Before we, you know, we did this,
- İzin alınması gerek, evrak işleri...
- There are approvals, paperwork...
Evet, biliyorum. Ne kadar evrak işi olduğunu hiç belli etmezdi.
She definitely underplayed the amount of paperwork.
- Dobss olayının evrak işleri için geldim.
Paperwork for this Dobbs deal.
- Tüm evrak işlerini hallettiniz mi?
Do you have all the paperwork?
"Bizimki o kadar çalışıyor ki, evrak işi olsa bile eve getirememesi çok kötü." dedim.
"He works so hard, my boy. It's too bad he can't bring home his work," especially if it's just paperwork.
- Evrak işi değil. - Öyle mi?
- It's not just paperwork.
Nehir akıntıları, akış grafikleri, gelgit durumları falan. Üç günlük evrak işlerinden kurtulduk.
Water currents, flow charts, tidal patterns- - saved us three days of pushing paper.
Bu bir ton evrak işi çıkartacak.
[iron man] that is gonna be a lot of paperwork.
Evrak işleri hiç bitmez, değil mi?
Bloody paperwork - never stops, eh?
Mr. Covington, acaba benim... Evrak çantanız, efendim.
Briefcase, sir.
- Daha çok evrak var mı?
Do you have many more of these?
Evrak işlerini yapmak zorundasın.
You... gonna have to do the paperwork.
Bu isimle gördüğümüz ilk evrak bu.
This is the first piece of paper we've seen with that name.
- Evrak çantasını burada bırakmış.
- But she left her briefcase here.
- Evrak çantasına baktın mı?
- Did you go through her briefcase?
Evrak çantasındaki uzatmalar yazan dosya.
The extensions file in her briefcase...
- Evet, gelişme var Roger. Yargıç Harper'ın evrak çantasından aldığın izin kağıtlarıyla başlayalım.
- Yeah, I have some news, Roger, starting with the permission slips that you took from Judge Harper's briefcase.
Evrak falan imzalamam gerekiyor mu?
Do I have to sign up for stuff?
Bir sürü evrak işi var.
We have a lot of paperwork waiting.
Daha çok bir evrak parçası gibiydi.
What it was, but it looked like some sort of a document.
Bizi evrak işleri için çağırdığınızı sen söyledin.
Well, you said you'd call us for the paperwork.
Evrak işte böyle yapılır.
This is how I do paperwork.
- Bu kamuya açık bir evrak.
- Mac. - That's a public document.
Ben evrak işlerini halledeyim.
I'll get your paperwork going.
Evrak isleriyle Jeremy ilgileniyordu.
Jeremy took care of all the paperwork.
Eger butun evrak isleriyle Jeremy ilgileniyorsa borcu nereden biliyordunuz?
If Jeremy took care of all the paperwork, how did you know about the debt?
Birkaç evrakı doldurmanız gerekiyor.
You just need to fill out some paperwork.
- Evrak işleri haftaya tamamlanacak.
Paper work goes through next week.
Hughes bu evrak işlerini nasıl idare ediyordu hiç bilmiyorum.
I don't know how Hughes handled all this paperwork.
- Evrak işlerini başlat yani.
That means start-up papers.
Git evrak işlemlerini başlat.
Start up paperwork.
Evrak işlerini bugün yeniden yapıyorlar.
He was supposed to inherit it when he was 21. They're redoing the paperwork today.
Evet. Onu evrak işlerinden uzak tutuyorum.
Yeah, I keep her away from the paper work.
Muhtemelen karakolda evrak işlerinin daha yarısını halletmiştir.
She's probably already at the station halfway through her paper work.
Jax'in eski eşi, Tara'nın bir vasiyet düzenlediğini öğrendi. Çocukların velayetini yabancı birine veren hukuki bir evrak.
Jax's ex found out that Tara was setting up a will some kind of legal shit that would give custody of the boys to a stranger.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]