Expel перевод на английский
483 параллельный перевод
Senatör Paine, Senatör Smith'i attırmaya çalışıyor.
Senator Paine to expel Senator Smith.
Demek Smith'i bugün kovalıyorlar.
So they'll expel Smith today.
Beni kovun!
Expel me!
Onu değil, beni!
Expel me, not him!
Atın beni!
Expel me!
Hepsini kulüpten atmalı aslında, yatılı kız öğrenci topluluğu.
Oughta expel'em all from the club, the bunch of coeds.
Kopya çekmenle ilgili olanlar, seni kovmak için yeterli zaten.
That, coupled with your cheating, would be enough to expel you.
Tablodaki kötü yüzün tüm izlerini yok etmeliydi.
He would expel every sign of evil from the painted face.
Belki denizler, değişik yerler, yeni ufuklar dağıtır içindeki saplantıyı.
Haply the seas and countries different, with variable objects, shall expel this something-settled matter in his heart.
Okulumuzun seni ihraç etmekten başka seçeneği kalmadı.
This school has no choice but to expel you.
Eğer yaşarsa itibardan düşürülerek eve yollanacak.
If you survive, to expel and forward to Ireland.
Kurul, siz aptalların geçici mi yoksa temelli mi uzaklaştırılacağınıza yarın karar verecek.
Tomorrow, the committee will decide whether to suspend or expel you idiots.
Tyson onu gerçekten kovabilirdi.
Tyson might expel him for good this time.
Kral onu hemen Bavyera'dan atmalı.
The king must expel her from Bavaria immediately.
Kovulmak iyi de sınıftan atılmak istemem, efendim!
- Expel me but don't kick me out!
Seni buradan kovuyoruz.
They are going to expel us.
Seni Perkins'te defalarca kurtaran tek şey seni sürecek başka bir yer olmamasıydı.
What has saved you more than once at Perkins is that there was nowhere to expel you to.
Ancak, Kyota kraliyet ailesi, Şogunluk'tan yabancıları Japonya'dan sürmesini talep etti.
However, the Kyoto royalty demanded the Shogunate to expel the foreigners from Japan
Kiyokawa'nın gayesi olan ; "İmparatora Tapmak" "Yabancıları Defetmek" dayanabilmemi sağladı.
Kioykawa's cause, "Worship the Emperor, Expel the Foreigners" carried me through
Okul sadece onu kovup amcasına da uzun bir mektup gönderirdi.
The school would merely expel him and write a long letter to his uncle.
Dilemezsen, seni okuldan attıracağım.
If you don't, I'll expel you from school.
Seni örgütten atmak istiyoruz.
We want to expel you from the organization.
Yoksa sizi dışarı atarım.
Otherwise I will expel you.
Bence çok geç olmadan onu kovalım.
I say we should expel him now, before it's too late.
Ortaya çıkan cıva oksidi alarak yüksek ısıda ısıtıp,... içindeki oksijeni yeniden ortaya çıkart.
Take the mercuric oxide that has been made, heat it vigorously and expel the oxygen from it again.
Seni, tüm büyük ve küçük rütbelerden tam anlamıyla alaşağı ediyoruz. Ve seni bütün dini buluşmalardan azlediyoruz ve merhametini hak etmediğin Masum Kutsal Kilise'mizden...
and the punishments provided for by the holy canons, and as such, we verbally degrade you from all major and minor orders, and we expel you from our ecclesiastic forum and from our Holy Immaculate Church, whose mercy you have not deserved.
Müdürünüz sizi okuldan atmakta haklı mıydı?
Was your headmaster correct to expel you from school?
itfayeciler havai fişekleri, roketleri ve işaret fişeklerini kovalarlar.
which firemen expel as fireworks. rockets and Bengali lights.
Ey bir zamanlar dünyayı titreten kasırga, şimdi duvarda harç, kışın soğuğuna karşı.
O! That that earth which kept the world in awe, should patch a wall to expel the winter's flaw.
Artık, sürekli hava saldırılarıyla ateş ve patlayıcı saçıyorlar Japon şehirlerini sistematik bir biçimde, birbiri ardına yerle bir ediyorlardı.
They went to expel fire and explosives, in one it has attacked aerial open pasture, that one would abate systematically on the Japanese cities.
Hepsi gidecek. O na inan kim varsa! Gitmeye mecbur edeceğiz onları!
In one bundle, his whole family out we will expel them from ourselves
Bekle! Böyle bir şeyi kabul etmekle, diğer Arap ülkelerinden uzaklaşmış olacağız!
When we take this pledge we expel ourselves from the rest of Arabia.
Peki öyleyse neden beni okula almıyorlar, ha?
And why did they expel me from school, uh?
- Jaws... At onları.
Jaws, expel them.
At onları!
Expel them!
Ölümümden önce Devlet Mareşal'i Hermann Goering'i ve Mareşal SS Heinrich Himmler'i partiden azlediyorum.
Before my death... I now expel Reich Marshall... Hermann Goering... and Reich führer, SS Heinrich Himmler, from the party.
Ve Baltimore Okul Birliği... Dexter'ı bütün okul sisteminden... atmaya karar verdi.
And the Baltimore County School Board... have decided to expel Dexter... from the entire public school system.
Başkaları mı sürdü beni yoksa?
Did others expel me?
bütün bunları bilerek mi sürdüler beni buraya.
Did they expel me here knowing all this?
Eğer bir daha böyle bir şey görürsem, hepinizi kamptan atarım.
If I still see something like this, expel you at all.
O zaman dördünü birden uzaklaştırmak zorunda kalacağım. başta Baron Kubinyi... Bu alçakça olay cezasız kalamaz.
Then I am forced to expel all four of then... led by Baron Kubinyi... because of this outrageous incident.
Beni kovar mı?
Expel me?
Kurul tarafından süratle kovulmaktan iyidir.
The Board would summarily expel you.
El ilanları bastığı için O'nu üniversiteden atmak istiyorlar.
They want to expel him from the university for printing leaflets
Beni Akademi'den atmalarını bekliyorum.
I expect they'll expel me from the Academy
Ama yarın hoca onu sınıftan atacak.
But tomorrow the teacher will expel him from class.
Hepsini azletmeye karar verdim.
I decided to expel them all
Öğrencileri Brandel'den uzaklaştıramaz.
That you can't expel students from Brandel.
Beni de uzaklaştıramazsınız.
You can't expel me, e ¡ ther.
- Ben kimseyi çıkarmam. Kendi yoluma giderim.
- When will you expel me too?
Hadi Leo, dans edelim!
- I don't expel anyone, I go my own way.