Fails перевод на английский
1,660 параллельный перевод
Ve tabi ki ifade edemezsiniz. ... Bu yüzden bölgeye varanlar başarısızlığa uğrar.
Which, of course, you are never able, which is why everybody fails once you get there in the centre of the zone.
Evliliğim yürümezse diye mi?
What? For when my marriage fails?
Ama her zaman en azından bizi arardı.
But he never fails to at least call us back.
Küçük bir ihtimal de olsa, programdan çıkartma işi ters giderse, Matt ile sizin, ailesinin arasındaki çatlak büyür.
If by some small chance the deprogramming fails, the rift between Matt and you, his family, will widen.
Tek bildiğim zirve başarısız olursa, Styles gibi adamlar kazanacaklar.
All I know is if the summit fails, then men like Styles will have won.
Ceza hukukunun amacı diğer şeyler başarısız olduğunda işleri yoluna sokmak.
The whole point of the criminal justice system is to make things right when everything else fails.
Bu kızın nesi var? { C : $ 9C8B7C } Her zamanki gibi popülersin! Öyleyse söylediğim her şeyi yapacaksın?
If the person using the note fails to consecutively write then the user will die. all the humans who have touched the note till then will die.
Eğer bugün kaydolamazsa, bu yıl okulda okuyamayacak.
If she fails to register today, she will not be able to study this year.
Her zaman işe yarar.
Never fails.
Ölüm Defteri yine tam zamanında...
The Death Note never fails.
Başarısız olursa şirket iflas eder.
It fails the drive-off, the company goes bankrupt.
Ölüm Defteri tam zamanında.
The Death Note never fails.
Bir kişi ilkinde başarısız olursa, yeterli bilgiye sahip olamamış demektir.
Someone that fails on the first time, doesn't have what it takes.
Onları kesmezsem Valerie beni bırakır.
If I don't cut them, Valerie fails me.
M.E.T. saldırıları engelleyemiyor.
M.E.T. fails to prevent attack.
Peki ya bunların hiçbiri işe yaramazsa? Yetişirme takibi.
But if all else fails, this- - Grow Watch.
Eğer herşey başarısız olursa, Barry White şarkısı dene.
Well, if all else fails, there is Barry White.
Harika, fıstık da bize yetmedi.
Great, even the fluff fails us.
Sorun çıkardığında, şeker ile rüşvet ver.
When all else fails, bribe them with candy.
- Asla pes etme.
- Never fails.
Başka bir yeni restaurant daha battı.
Yet another new restaurant fails.
Bu asla başarısız olmaz.
It never fails.
Engin su depolarından çok daha fazlasıdır. Birbirlerine karmaşık bir akıntılar ağıyla bağlı Dünya'daki yaşam için çok önemlidirler. Öyle ki, aksadığında sonuçları yıkıcı olur.
Far more than just a vast reservoir of water, they are bound together by a complex network of currents so vital to life on Earth that when it fails, the result is catastrophic.
Halkın göremediği şey ise, Irak'taki işlerin, devletin arkasında bulunan adamların tam da istediği gibi gittiği.
What the public fails to see, is that the destabilization of Iraq is exactly what the people behind the government want.
Eğer işgal başarısız olursa, bu şirkete yıllarca düzelmeyecek bir zarar verir.
If this invasion fails, it will cripple the company for years to come.
Basarili oldugunda bile yüzüstü birakiyorlarsa basarisiz oldugunda kimbilir neler yapmazlar!
They let him down by his successes. What will they do if it fails?
Wilbur Robinson asla başarısız olmaz.
Wilbur Robinson never fails.
Ama öğrenemezseniz de, hayalgücü ne güne duruyor?
But even if that fails, that's what the imagination is for.
Herkes başarısız olursa, onu göğsümdeki kıvılcımla birleştireceğim.
If all else fails, I will unite it with the spark in my chest.
Tabii, eğer bu işe yaramazsa, vücudunun parçalarını tüm Jersey'e yayabilecek gizli bir kiralık katil tanıyorum.
Of course, if that fails, I know a very discreet hit-man who would spread the body parts all over Jersey.
Bir Tardieu asla vazgeçmez.
A Tardieu never fails.
İnsan namusuyla çalışarak hayatını kazanırsa mertlik yarı yolda bırakmayacaktır.
When men build... lives... from honest toil - Courage never fails.
Kılıcın işe yaramadığı yerde, hançer iş görebilir.
Where the broadsword fails, the dagger may succeed.
Karantina başarısız olursa... Üçüncü adım. İmha etme.
If containment fails... step three, extermination.
Satış olmadı, tatlım.
You know the sell fails, sweetie
Brian'ın anlamadığı bir şey var, böyle kadınlar acı hissetmez.
What Brian fails to understand is that such a woman does not fear pain.
Ama sakın çalışmayı bırakma, çünkü eğer yarın başarısız olursan, Bütün Hefner ailesi başarısız olmuş olur, ve ben başarısız olamam.
But do not stop working, because if you fail tomorrow, the whole Hefner family fails too, and I am not a failure.
- Benim hayat hikâyem, başarısız olmamaktır.
- Story of my life, never fails. - What?
Görev başarısızsa, kendini ölmüş bil.
If the mission fails, you're already dead.
Bu ne şimdi?
What fails?
- Efendim John başarısız olursa sahiden 75 milyon dolarlık uçağı yok mu edeceğiz?
- Sir are we really going to destroy a $ 75-million war plane if John fails?
Tüm çareler tükenirse bile daha bu var.
Well, if all else fails, I can use this.
Şimdi, KBD yani Kalıcı Bitkisel Yaşam Durumu hasta bitkisel hayattan 30 gün içinde çıkamazsa ilân edilir.
Now a PVS, or Persistent Vegetative State is declared when a patient fails to emerge from a vegetative state within 30 days.
Eğer bir sorun olursa, her şey için geç olabilir.
If it fails, it may be too late.
Ama uzandığında daima uyuyakalır.
But then she always fails asleep.
Hiç şaşmaz.
It never fails!
Eğer Arkad'ı öldürmek konusunda başarılı olursa, eğer sadece bunu deneyip başaramasa bile, insanları onun yalnız çalıştığına ikna etmek oldukça zor olur.
If he succeeds in killing Arkad, even if he tries and fails, it will be hard to convince people that he was acting alone.
Plevral efüzyonu durdurduk, karaciğerin neredeyse çöküyordu.
We stop the pleural effusions, your liver almost fails.
Karaciğerini kurtardık, bu kezde idrar kesen bozuldu.
We save your liver, the bladder fails.
Asla başarısız olmaz.
Never fails.
İnsan namusuyla çalışarak hayatını kazanırsa mertlik asla yarı yolda bırakmayacaktır.
Courage never fails.