Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → английский / [ F ] / False

False перевод на английский

6,998 параллельный перевод
İşte bir sahte peygamber!
Here is a false prophet!
- Bir sahte kral!
A false king!
- Kalk, sahte peygamber!
- Get up, false prophet!
- Sahte kral!
False king!
Hakiki Tanrı'yı ya da yanlışını seçeceğiz.
We choose the true god or the false.
- Takma onlar.
- They're false.
Yalnız kendi tanıtımıyla ilgili yanlış beklentilere girmesini sağlama.
Just don't give him false expectations about his own book launch.
Yanlış alarmmış.
Oh, yeah. No, we had... We had a false alarm.
Çakma danışmanlarını bırak.
Abandon your false advisors.
Sahte tanrılarını ve dinsizliklerini terk etmedikleri sürece burada kalmalarına daha fazla müsaade etmemeliyiz.
Unless they renounce their false gods and heathen ways, we should not allow them to stay any longer.
İnsanlara sahte tanrılara tapmaktan ve şeytana hizmet etmekten vazgeçmeleri için yalvardığım doğrudur.
It's true that I begged the people here to desist from worshipping false gods and serving the devil.
Geri kalanlar sahte putlardır!
The rest are just false idols!
Yanlış bir hareket ve her şey bitti
One false move and it's all over.
Çakma metal'e ölüm!
Death to false metal!
Bütün bu hikâyelerin düzmece olduğu ispatlanıyor.
All these stories prove false in the end.
Doğru, yanlış, gerçek veya değil, hiç fark etmez.
Right, wrong, true, false, none of that matters.
Sizi hakir gördüm, ihanet ettim, başka putlar peşine düştüm yanlış tanrılara taptım.
I have scorned you, betrayed you. I have sought false idols, worshiped false gods.
Çatlak bir bardaktan su içer gibiydim.
It was like drinking from a glass with a false bottom.
Eğer gerekçelerin hayal gücün kadar sağlam olsaydı, bunun yanlış bir benzeşim olduğunu anlardın.
If your facts were as solid as your imagination, you'd realize that this is a false analogy.
Belki yanlış haberdir hanımım...
This news could be false, My Lady...
Sahte bir isim kullanıyor.
He's even using a false name.
Yanlış ithamlar için ne düşündüğümüzü biliyorsun.
You know how we feel about false accusations.
Moon doğruları söylüyorsa Ahn Sang Goo'nun iddia ettiği Mirae Motor rüşvet fonunun yalan olduğu kanıtlanacak.
If Moon is telling the truth it seems Ahn's claims related to Mirae Motors'slush fund have all been proven false.
Artık bütün gözler Ahn Sang Goo'nun yalan beyanının arkasındaki kişiye döndü.
Damn little punks. Now all eyes have turned to who is behind Ahn's false disclosure.
Şu an savcılığın ihtiyaç duyduğu şey geçmişte yapılan yanlışları düzeltmek değil gerçek bir reform ve yenilenmedir.
What the prosecution needs now is true reform and renovation for the nation and people, rather than false change to get past its crisis.
Elbette Ahn Sang Goo onlar adına çalışırken affedilemez şeyler yaptı ama bu onun söylediklerini yanlış olarak kabul edeceğimiz anlamına gelmiyor.
Ahn once did unforgivable things working for them but that doesn't mean we can regard what he says as false.
.. şimdi bizi yalan yere neyle suçlayacaksınız?
So, Detective, what false accusation have you prepared for us now?
Kusura bakma JJ. Seni boş yere umutlandırdım.
I'm sorry, JJ, that I gave you false hope.
Yanlış alarm.
False alarm.
Yıkılmış bir evlilik, birkaç ilişki tüm dünyaya öfkelisin özellikle de erkeklere. Hiç sahip olmadığın hakka sahip olduğunu sanarak yapıyorsun bunu.
A failed marriage, a few relationships, you're angry at the entire world and men in particular out of a false sense of entitlement for something you never received.
Birsürü sıkıntı ve biraz mutluluk, yanlış yönde umut vermek.
A lot of misery and a little happiness, to give them false hope.
Onun bedenine ve ruhuna saldıran her acımasız düşman güçe karşı sapkınlığın yalan kanunlarına karşı putperestliğin aldatmacalarına karşı her kadın ve erkeğin ruhunu bağlayan büyülere karşı!
Against every hostile, merciless power... that assails her body and her soul, against the false laws of heresy, against the deceits of idolatry, against the art and the spells that bind the souls of every man and woman.
Tanrının bütün erdemlerini çağırıyorum. Onun bedenine ve ruhuna saldıran her acımasız düşman güçe karşı sapkınlığın yalan kanunlarına karşı putperestliğin aldatmacalarına karşı her kadın ve erkeğin ruhunu bağlayan büyülere karşı!
I invoke all God's virtues... against every hostile, merciless power... that assails her body and her soul, against the false laws of heresy, against the deceits of idolatry, against the art and the laws that bind the souls of every man and woman.
Doğru ve Yanlış mı?
" True or false :
Ben sahte peygamberim Norma.
I'm a false prophet, Norma.
Ben Chase Carter... Amerika'nın yanlış alarmı hem size hem bana zaman kaybı.
This is Chase Carter, wasting his time and yours... from False Alarmville, USA...
Bu söylentiler tamamen asılsız, Susan.
Those rumors are completely false, Susan.
Maalesef o sahte iyilik ışığı burada bu duvarların içinde.
I'm afraid that false light is here inside these walls.
Dürüstlüğün sahte havarileri onun hizmetkârlarıdır.
His servants are the false apostles of righteousness.
O belgelerdeki, insanların 32 yıl önce yapılamazdı dediği her şey tamamen yanlış.
Everything that's in those documents that people are saying can't be done... as you said, 32 years ago, is just totally false.
Yanlış.
All false.
Polise yanlış ifade vermenin.
Giving false statements to the police.
" Uzay-zaman arasındaki benzerlik ve aşırı soğutulmuş sıvı hem saçma hem de yanlış.
"The analogy between space-time and a supercooled fluid is either meaningless or... false".
Yani sizin amaçlarınız doğru ama onların amaçları yanlış.
So your reasons are true and theirs are false?
Olukları şarapla doldurduk sahte heykelleri yıktık ve imansızları sürdük.
We flooded the gutters with wine, smashed the false idols, and set the godless on the run.
Tanrıların huzurunda yalancı şahitlik yapmanın diğer günahlardan farkı yoktur leydim.
Bearing false witness before the gods is as grave a sin as any, my lady.
- Kendini yanlış bilenleri sevmem Foster.
- Never been a fan of false modesty, Foster.
Öncelikle yanlış ücretlendirdiği onlarca çek var.
For starters they've got reams of cheques he wrote for false expenses.
Bunlar sahte izler.
It's a false trail.
- O sayılar yanlış.
- Those numbers are false.
- Buraya kötü niyetle geldin.
- You came here with false intentions.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]