Fatura перевод на английский
1,714 параллельный перевод
Baksana, hazır buradayken, fatura adresin hala aynı mı?
Listen, as long as you're here, is your billing address still the same?
Oh, merak etme, bu görüşmeyi sana fatura etmeyeceğim.
Oh. And don't worry. I'm not gonna bill you for this consultation.
Sizler de elime tüm bu yaptığınız araştırmalar falan için bir fatura tutuşturacaksınız!
And you people are gonna be handing me a bill for all the looking, you watch.
Bilirsin işte. Çünkü ondan daha sık açarsanız,.. ... bir sürü yatak ilanı ve fatura gelir.
Twelve times a year, you know, because if you open your mail more than that, you get a lot of mattress fliers and bills, and another bill.
Bir fatura daha. Bu şekilde ayda bir kez mektup açarak, hâlâ mektup yazan insanların mektuplarını,..
This way, I open it once a month, and I get letters from people who still write letters and shampoo samples and fun stuff.
Birkaç demet karanfil için bayağı bir fatura kesmişsin ama.
That, s a very Large bill for a bunch Of carnations.
Demek istediğim bu herifin efsanevi fatura giderleri olmalı.
Maybe his place is full of babes in Princess Leia bikinis? I'm just saying, this guy's got one epic bill come due.
Sanırım fatura öderken fazla para çekmişim.
I guess I overdrew paying some bills.
Evine bir fatura yollayacağım ve bu arada, dün gece bendendi.
I'll send a marker to your house. And by the way, last night's on me.
Kanıtınız ne, fatura mı?
What've you got? A receipt?
Bir dakika izin verin lütfen, ama bu fatura hatalı aşağıdaki ayrıntıda :
[Speaking Italian ] [ Phone Ringing]
Fatura.
Citation.
Fatura gönderilene kadar. Ondan sonra oturur, nasıl ödeyeceğini düşünürsün.
Till they send you the bill, and you gotta pay it.
Fatura için Tamam
Right.
Pekala, işte fatura.
All right, here's the bill.
Hayır, Bana arabası için bir fatura verdi.
No, she handed me a bill for her car.
- Bu fatura oldukça kabarık görünüyor.
- This bill seems rather a lot.
Eee... fatura... moruk!
Um... the bill... old man!
Bilmiyorum ama bir fatura ödemedim diye kaçmazsın.
I don't know but you don't go on the run for not paying your cable bill.
Lütfen bana benzin için fişi verir misin? Görünüşe göre, bu yolculuğun tamamını hükümete fatura edebiliyoruz.
Apparently, we can bill this whole trip to the government.
Sam, iptal randevuyu fatura etmedim.
Sam, I didn't charge for the cancellation
Fatura, fatura. Yapamayız.
YOU KNOW WHAT I'M SAYING?
En erken 20'si olabiliyor, yoksa bunu size fatura etmek zorunda kalacağım.
No, well, that's the earliest available ; otherwise I'm going to have to charge you for the appointment.
Eğer Nancy bilgisayarından kurtulmadıysa, bizi direk olarak fatura adresine götürür.
If Nancy didn't ditch her computer, it will take us right to her address.
Yığınla fatura, inanılmaz aşık, Çocukların Londra'da okuyor.
A stack of bills, an amazing lover, your kids studying in London.
Sadece birkaç fatura...
Just to go over some,
- Fatura mı?
- Billing?
Sigortadan fatura gelince çok umutlandım ama emin olana dek buna inanmak da istemedim.
When the insurance bill came, I got this jolt of hope, but I wouldn't let myself believe it until I was sure.
Vergi yok, fatura yok, patron yok.
No tax, no bills, no boss.
Bu ayki fatura 3,900 Baht gelmiş.
This month's bill is 3,900 Baht.
Bundan daha düşük fatura nasıl sağlayabilirim?
How can I keep the bill lower than this?
Valerie Henry kurbanın fatura bilgilerinin ayrıcalıklı olmadığını söyledi.
Detective daniels, valerie henry said That the victim's billing information wasn't privileged,
Bu fatura bizim kurbanımız Joanna Morgan ile sizin kurban Mitchell Bentley'i birleştiriyor.
This receipt links our victim, Joanna Morgan, with your victim, Mitchell Bentley.
Yedi milyon dolarlık fatura kesmiş.
$ 7 million in billings.
Fatura kayıtları ikisine de işleri için para ödenmediğini gösteriyor.
Oh, billing records indicate that neither of the girls paid for their work.
Fatura ödenmiş.
The bill's paid.
İşte bu kadar. Fatura.
That should be it, extract
Bu esrar nargilesi için sana bir fatura göndereceğim, Sully.
I'll send you a bill for that bong, Sully.
Eğer sadece fatura getirdiysen, hepsini geri götürebilirsin.
If you've got only bills, you can take them away.
Ee, fatura işleri nasıl gidiyor.?
So, how are we doing bill-wise?
Fatura vereyim.
I'll give you a receipt.
- Ona fatura vermelisin.
You gotta give him a receipt.
Laurentia hayatım, diğer müşterilerine yaptığın gibi bana da fatura etmende ısrar ediyorum.
Laurentia, my dear, I insist you charge me as you would any other customer.
İmzalamıyorum - 6 haftalık süreçte bunny hop ile güney kıyıları arasında fatura paylaştırmaktan hangi insan ölebilir ki diye düşünüyorum
I'm not signing - it's a 6-week bunny hop between every services club on the south coast, sharing the bill with people who I thought were dead.
Sonra aniden fatura ödenmemiş gibi fişi çekersiniz.
And then just fucking shut that shit down, like you're lane on the cable bill.
Bir tane de fatura var.
This is just a bill.
Ama gösteremezsen, benimki için üç fatura ödeyeceksin.
But, if you can't, you pay three bills for mine.
Sigorta şirketim ambulans yolculuğunun karşılanmayacağını söyleyen bir fatura gönderdi. Çünkü önceden onaylanmamıştı.
I get a bill from my insurance company telling me that the ambulance ride was not going to be paid for, because it wasn't preapproved.
Ve eve gelecek kadar kendini iyi hissedene kadar 600 bin dolarlık bir fatura birikmişti.
And before he was well enough to come home, he had chalked up a bill of over $ 600,000.
Sonunda ödemeniz gereken bir fatura yok.
There's no bill at the end of it, as it were.
Sigorta olsa bile bir yerlerde bir fatura olmalı.
Even with insurance. There's bound to be a bill somewhere.