Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → английский / [ F ] / Financier

Financier перевод на английский

137 параллельный перевод
Ama finansörüne söyle daha dikkatli olsun.
But tell your financier to be more careful, know what I mean?
Bir müteşebbis, World Enterprises Anonim Şirketi gibi muazzam bir imparatorluk kurmuşsa o artık bir müteşebbis değil, bir bankerdir.
When a promoter has promoted a colossus like World Enterprises Incorporated, he's no longer a promoter, he's a financier. - Oh, yes, yes, of course.
Sen, ne bir banker, ne de girişimcisin.
You're no financier and you're not a promoter.
Odanın ruhu, başka ruhların bir bankeri iflastan kurtulması bir denizcinin gemisini kurtarması ya da bir suçlunun, suç işlendiği zaman başka yerde olduğunu kanıtlaması gibi onun bedeninin kontrolünü eline geçirmişti.
The genie of the room had taken her over as other spirits do, as a financier in a crisis a sailor facing shipwreck, a criminal in need of an alibi
Finansör olmayı düşündüm ama...
I thought of becoming a financier, but...
Dünyada sofra adabından daha değerli şeyler de var.
Financier. Oh! Well, whatever he's calling himself these days he still has the most appalling table manners of anyone I've ever met.
Maliyeci değilim.
I'm no financier.
Ben avukatım, muhasebeci değil.
I'm a lawyer, not a financier.
Gördüğünüz adamın adı Walter DuBruis Afrika'daki en acımasız banker.
The man you're looking at is Walter DuBruis, the most unscrupulous financier in Africa.
Tek istisna "financier" kelimesidir.
The single exception is "financier."
Gezegen 30 yıl önce Bay Brack tarafından satın alınmış, zengin bir finansör ve münzevi.
The planet was purchased 30 years ago by a Mr. Brack, a wealthy financier and recluse.
Ah, Sweetbreads Financier...
Uh, Sweetbreads Financier...
Ben Serge Alexandre, finansör ve organizatör Gazete ve ahır sahibi...
I am Serge Alexandre, financier and impresario Newspaper and stable owner
- Uh... bu da finansçım Elizabeth.
- This is my financier Elizabeth.
Musevi. Babası şehirde finansör.
His father's a financier in the city.
Finansör?
Financier?
Bernie Osterman güvenilmez bir finansçı, üç TV dizisinin yazar yapımcısı temiz ama fazla liberal.
Bernie Osterman... midnight financier, TV writer / producer with three series on the air.
Demek istiyorum ki... onun gelirinin yarısını kiliseye bağışlayan varlıklı bir yatırımcı olduğunu düşünüyor.
I mean, she thinks that... her father's just a wealthy financier... who donates half his income to the church.
- Hani İtalyan aktrisle evlenen kokain finansörü...
You mean the coke financier that married the Italian actress?
Ve finans uzmanı.
And financier.
Bankacı, finans uzmanı.
The banker, the financier.
Tüm bildiğim 1917'lerde beni savaşa gönderdikleri zaman, bazı New York'lu finansçılar buraya akın ettiler ve Birleşik Coke Şirketi dedikleri bir yerin hisselerine karşılık buraları olduğu gibi kazısınlar diye dedemin altından girip üstünden çıktılar.
All I know is in'17 after they shipped me off to fight, some New York financier rolled in here one day and hoglowdered and tubwangled my grandfather into mining the whole place out in exchange for shares in something called the united coke company.
Yerli işçilerin, üç bin yıl önce gömülen lahdin üzerindeki lanetten korkmaları keşfin finansal yatırımcısı Felix Bleibner'ı korkutmuşa benzemiyor.
The local workers fear of a death curse laid down on a tomb over three thousand years ago, doesn't scare off expedition financier, Felix Bleibner.
Saldırgan karakterli bir Wall Street finans uzmanı.
A Wall Street financier with a mean streak.
Ne yazıkki kocam maliyeciydi ve yolsuzlukla suçlandı.
My husband was a financier, so he was accused of embezzling.
Ve büyük finansör, J.Pierpont Morgan : onu önce desteklemiş, sonra ise yüzüstü bırakmıştı.
and the great financier, J. Pierpont Morgan, who supported and then abandoned him.
Bunu, Wall Street'in büyük finansörü J. Pierpont Morgan'ın yardımları ile gerçekleştirebilmişti.
He did this with help from the great Wall Street financier J. Pierpont Morgan.
Yüzümün solunda iz olan lezbiyen destekçisi bir finansçı olurum.
Maybe- - Maybe I'm a lesbian-loving international financier with a scar on the left side of my face.
Lezbiyen destekçisi eşcinselle dükkandaki Hummer cipi de.
The lesbian-loving gay financier with a Hummer in the shop.
Oyun yarın finansöre sunulmak için hazır olamayacak.
Now the play will not be ready to present to the financier tomorrow.
Larry bir fiIm finansörü.
Larry is a film financier.
Bu yolculuğu o finanse ediyor.
The financier of our voyage.
Finans uzmanı Sidney Pearlstine'den söz ediyor.
He's talking about Sidney Pearlstine, the financier.
Yurt içinde ise az önce duyuruldu ki Benjamin Elektronik Tyler Andrew Ward adında gizemli bir yatırımcı tarafından iflasa sürüklendi.
On the home front, it was just announced... that Benjamin Tech... has been forced into bankruptcy... by mysterious financier Tyler Andrew Ward.
Evet, elimizdeki New York'lu varlıklı bir finansçının damadı Patrick Kent.
So what we have here is Patrick Kent... son-in-law of a wealthy New York financier.
Dediğim gibi, elimizde New York'lu varlıklı bir finansçının damadı var.
Like I said, we have the missing son-in-law of a wealthy New York financier.
- Bir yatırımcıya gitmişliğim bile yoktu.
- L " d have never gone near the financier.
Büyük bir finansçı bana, "eğer sırrı birisi biliyorsa o artık sır değildir" demişti.
A famous financier said that when someone knows a secret it isn't a secret anymore.
Birçok sıfatın yanında, o uluslararası yatırımcı filo patronu, kumarhane sahibi ve ve film yapımcısıdır.
Among other things, he's an international financier, a shipping magnate, a casino owner and a producer of motion pictures.
Büyük bir bankere yıllarca sekreterlik yaptım ve para isteyenlere karşı dikkatli olmayı öğrendim.
I was a secretary for many years to a big financier and one becomes wary of appeals for money.
- Randall Goedler'i hatırladınız mı? Banker.
Do you remember Randall Goedler, the financier?
Greyson Wells. Milyarder yatırımcı.
Greyson Wells, billionaire financier.
Şimdi Washington'da başarılı bir finans uzmanı. Benim hiç aklımın ermeyeceği büyük bir anlaşmayla uğraşıyor.
And now, he's a big-time financier from DC working on some big deal that's way over my head.
Üniversitede ev arkadaşıydık. Şimdi Washington'da başarılı bir finans uzmanı.
We were college roommates, and now he's a financier from DC...
Bu Filmi Sevmedim, Ve Sponsorun Mr. Burn'Ü Boykot Edeceğim.
Well, I don't like this movie, and I'm going to boycott your financier, Mr. Burns.
Kalan tek finansörümüz olduğunuz doğru,... fakat paranızı çalmadık.
It is true that you are our last remaining financier, but we have not stolen your money.
Bay Kwok onu destekliyor.
Mr. Kwok is his financier.
Birinci James Whittaker Wright. Victoria devrinin ya en büyük finansörüydü ya da tarihteki en büyük sahtekâr.
James Whittaker Wright I was either the greatest financier of the Victorian age or the biggest fraudster in history.
- Yatırımcıyım.
- Financier.
Yada belki bir yatırımcı
Or perhaps a financier
Ama o müstesna bir finansçı.
But he's an exceptional financier He's just lost five million in a risky project in Mexican mines

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]