Finger перевод на английский
10,913 параллельный перевод
Sonra anladım.
Then I put my finger on it- -
Yaptırımları ve engelleri kaldırmak için Olivia'nın parmaklarını yollayacaklar.
They want sanctions lifted, he says no, they send him Olivia's finger.
Terasaka'nın kılına zarar gelirse hiç acımam dalarım.
But... If you dare lay a finger on Terasaka..... I definitely won't forgive you.
Buna sürtüşmek, sarmaş dolaş olmak, ıslak sürtüşmek parmaklamak, ayaklardan kaldırmak seri iki yumruk, üç yumruk, dört yumruk atmak dörtlüden fazla yapmak, üçlü yapmak katlayıp emmek, dibine kadar emmek altılı sokuş, ısırıp dişleyerek emmek, günde iki defa sevişmek dahil.
This includes dry humping, necking, wet humping, finger banging, wheel barrowing, the old one-two, the old one-two-three, the old one-two-three-four, the Bavarian pretzel, Denver omelets, the double-double, the double down, the triple-double, the double dip, the daily double.
Bir şeyi parmağınla gösterince diğer üç parmağın da seni gösterir.
You know, when you point a finger at someone, there's three fingers pointing back at you.
Ben benim parmak sokmak ve kendim için hissetmek gerekir.
I'd have to poke my finger in and feel for myself.
Peki, ne diye hâlâ bana dokunmadın?
So why is it that you haven't laid a finger on me yet?
Seninle ilgili düşündüklerimi tek bir parmakla ifade edebilirim.
I can express how I feel about you with one finger.
Eminim ki Fitzgerald'a tek bir şey söylesen,... parmağını ona doğrultup "Kes sesini!" desen ağlayarak masasının altına saklanır.
I bet if you just said one word to Fitzgerald, if you just pointed your finger at him and said, "Shut up," he would run under his desk, crying.
Yani keşke belli bir nedeni olsaydı parmağımla gösterip şöyle diyebilseydim,
I mean, hell, I wish it was something specific, something I could just point my finger at and say,
Öyle hemen parmağınızı şıklatıp tonlarca metali denize açamazsınız.
You don't just snap your finger and move tons of metal and sail it.
Parmağımdaki oturma yeriyle ilgini çekebilir miyim?
Might I interest you in a seat on my finger?
Telefonun kilidini açmak için parmağımla yana kaydırıyorum.
And to unlock the phone, I just take my finger and slide it across.
Ama Apple Calut olduğunda, Jobs kime parmak gösteriyordu?
But when Apple became Goliath, to whom was Jobs giving the finger?
Tavuklu ve Waffle'lı dondurma biraz abartı gelebilir ama inanın bana, parmaklarınız yersiniz.
Chicken and waffle ice cream might sound like these guys are winging it, but trust me, this stuff is mmm, mmm, mmm, finger lickin'good.
Sanki annene hareket çekiyor gibiydi, değil mi?
It was like him giving your mother the finger.
Lütfen parmaklarımı kesmeyin.
Please don't cut off my finger.
-... biraz da kek? "
- With some finger cakes? "
Finger Gölü.
Finger Lakes.
Kesik, işaret parmağı kemiğinin yarısında durmuş.
And the laceration stops halfway through the bone on the index finger.
Evet, parmağındaki yüzüğe saygı göstergesi olarak.
Yeah, out of respect for that ring on your finger.
İyi yerleştirilmiş bir parmağa bakar.
It takes but a well-placed finger.
Başta parmaklarımda uyuşukluk vardı, şimdi ise gıcık bir ses var kulağımda yüksek perdeli mırıldanma gibi.
I've got a numbness in my finger, and then, I've been hearing this annoying sound all day, - like a high-pitched whining.
Parmağın burada dursun, şuraya nişan al.
Finger here. Aim there.
Şayet bana bir daha elini kaldırırsan, yatağında uyurken seni yakarım.
If you ever lay a finger on me again, I'll burn you in your bed.
"Prenses 15 yaşına basınca parmağına bir iğne batıracak ve ölecek."
"when the princess is 15 years old, " she shall prick her finger with a spindle, "and die."
Şeye benziyorsun, tam olarak ifade edemiyorum.
You look like, um... can't exactly put my finger on it.
Söz verdiğim sırada parmağım göğüs boşluğunun içindeydi Dawn.
Except that I had my finger in her chest cavity when I made that promise, Dawn.
- Bir parmak iyi, iki parmak mutsuz demek.
One finger, she's fine. Two fingers, she's unhappy.
Şimdi parmağını kaburga kemiğinin altına doğru kaydır.
Stop. Now slide your finger right underneath that rib.
Diğer elinle şişi al ve parmağının altından içeri doğru sıkıca bastır.
And with your other hand, right above that finger, push the skewer in about an inch.
Evet, kuzeni beysbol sopasıyla parmağımı kırmıştı.
Yeah, his cousin was the one that broke my finger with a baseball bat.
Hayır benim parmağımı kırmıştı sen beni kliniğe götürmüştün.
No, he broke my finger, but you took me to the clinic.
Doktor parçaları parmak büyüklüğüde kesti.
The doctor cut pieces the size of a finger.
B.T. parmaklarını kullanabilirsin belki.
Maybe you could lend a little I.T. finger.
Dördümüz de Schizo'nun dövdüğü o çocuğa parmağımızı bile sürmemiştik.
Four of us never laid a finger on the kid that Schizo beat to a pulp.
Kısımımdan birine parmağını sürersen seni öldürürüm.
You lay a finger on anyone in my chapter, I'll kill you.
Parmağımı sık.
Squeeze my finger.
Yaptıklarından sonra düğününe yardım etmek için kılımı kıpırdatacağıma gerçekten inanıyor musun be kadın?
Bitch, do you honestly think I would lift a finger to help you with your wedding after what you did?
Parmağınıza yüzüğü taktığı anda kanınızı emecek.
Once she puts the ring on your finger, she will bleed you dry.
Babam parmağını bana doğrultup hesap sorarak beni tekrar küçük bir kız gibi hissettirdi.
My daddy pointed his finger at me and told me what was what, and I felt like a little girl again.
O zile basanın parmağını kıracağım!
I'll break the finger who dared ring that bell!
- Bu şerefsizlerin eli aklınıza gelen her yere uzanır.
Those bastards have their finger in every pie you can imagine.
Eyaletin size makul şüphenin öesinde ispatlaması gereken... silah patlayıp Morris Black öldüğünde Bob Durst'ün parmağının tetikte olup olmadığıdır.
The state's burden is to prove to you beyond a reasonable doubt that Bob Durst had his finger on the trigger when the gun went off and killed Morris Black.
Bahse varım babanı parmağında oynatıyordun, benim küçük kızımın yaptığı gibi.
I bet you had your dad wrapped around your finger, just like my little girl does.
Parmağınla ıslatsana.
Wet it with your finger.
- Parmağını buraya koy.
- Give me this finger here.
- Hadi ama, parmağını ver!
- Come on, give me your finger!
Lucifer mührü Kabil'e geçirdi ki ondan da sana geçti herkesin bildiği kişiye.
Lucifer passed the Mark to Cain... who passed the Mark to you. The proverbial finger in the dike.
Bana şimdi parmağını mı sallayacaksın?
as many times in as many kinky ways as I want, you're shaking your finger at me?
Parmağın.
Your finger.