Fiyata перевод на английский
1,258 параллельный перевод
Parçaları kendi fabrikalarımda yapıp Callahan kutusuna koyacağım... ve mağazalarımda yüksek fiyata satacağım.
I can make the parts in one of my factories, put them in a Callahan box and sell them in my stores at a premium price.
Bütün bu lanet şeyleri Eddy amcaya iki katı fiyata satabilirdim.
I could ´ ve sold the whole damn thing to Uncle Eddy for twice its value.
2 milyon gibi cüzi bir fiyata.
A steal at only 2 mil.
Ve ödemeye güçleri yetmediği zaman da onlardan düşük fiyata mal satın alıyorum.
- Exactly. And then when they can't afford to pay, I sell them off at a cut-rate price.
Açık arttırmada onu en yüksek fiyata satacağız.
We'll start the bidding high on him.
Ayrıca yiyebildiğin kadar Keçi Rostosu fiyata dahil.
And Achmed throws in all the roasted goat you can eat.
Yarı fiyata kucak dansı.
And lap dances are half price
Ama bu aracı sana kelepir bir fiyata bırakırım.
But I can let you have this little number for practically nothing.
Eninde sonunda, imbus cıvatalarını normal bir fiyata satar.
Eventually, he'll sell those stem bolts... at a fair price.
- Normal fiyata mı?
A fair price?
Fiyata renkli televizyon dahil, nasıI yardımcı olabilirim?
That includes a color TV. How can I help you?
Kıza verilen fiyata bakın.
THAT'S PUT A PRICE ON HER!
- İstediğiniz fiyata.
How much?
Yanisi, benimle buluştu ben de malı Londra'da tanıdığım elemana satmak niyetiyle makul bir fiyata satın alabileceğimi söyledim.
So, he met me, and I offered to take it off his hands at a very reasonable price with the intention of punting it on myself to a guy I know in London.
Uygun fiyata bazı insanların bulunmasını, yakalanmasını veya ölmesini istediği insanları bulmak için hangi kapıları çalacaklarını, hangi sözcükleri seçeceklerini iyi bilen insanlar.
They know the right doors to knock on, the right words to say... to get a list of names of people that other people want found, captured or killed... for the right price.
O bunu yarın 1 milyonun üzerinde bir fiyata satacaktı.
He was going to sell it for just over $ 1 million tomorrow.
İyi bir fiyata satılır.
That should fetch a fair price.
Verdiğin fiyata değil.
Not at your price.
- Mezentius herhangi bir fiyata satmayacak kadar ondan çok hoşlanıyor.
Mezentius likes her too much to sell her at any price. Mezentius?
- Vergiler dahil mi, değil miydi fiyata?
- With tax or without?
Bize daima yüksek kaliteli yiyecekler sundu. Hemde uygun fiyata.
He's always offered the same high-quality meals... at competitive prices.
Eğer bu şekilde alırsan, TK dört yüz yirmi birde olduğu gibi çalmaz. Çok küçük fiyata burada hemen takıyoruz.
Now, see, if you get this system as is it's not gonna sound like this without the TK-421 modification and we do that in the store right here, very small price.
Uygun fiyata, bir çift kız ayakkabısına ihtiyacım var.
I need a pair of shoes for a girl at a reasonable price.
Uygunsa, bir tane yerine, iki misli fiyata iki tane yap.
Why build one when you can have two at twice the price?
Geçen hafta bu fiyata almıştım.
Only last week I bought it at that price. This is the right price.
Burası uygun bir fiyata alınabilir.
I bet I could get it for a good price.
"Sözleşme başka bir tedarikçi tarafından düşük fiyata yapılacak."
"Contract being serviced by alternate vendor for original quote."
Daha kötülerini bu fiyata satıyorlar.
There's much worse things they could be selling.
Bu fiyata uzaktan kumanda da dahil.
Can even throw in a universal remote with that.
Eğer buralardaki birkaç işte bana yardımcı olursan sana orayı makul bir fiyata verebilirim.
I could let you have it quite reasonably if you'd assist me with a few chores around the place.
Sizden o fiyata satın alamayız.
clerk # 2 : We couldn't buy them from you for that much.
Ve eğer Don Budge fotoğrafıyla ilgileniyorsanız onu size gayet uygun bir fiyata verebilirim.
And if you are interested in the Don Budge photo... I'm sure I could give you a very attractive price on it.
Bunlar fiyata dahil.
It's included in the price.
Neden onları aynı fiyata sana vermeyeyim ki?
I can give them to you.
Bu fiyata yeni bir bilgisayar almaman delilik.
The price that I could get you on a new desktop computer.
Pekala, fiyata göre sıralıdırlar ve ben size...
Well, they're arranged according to price, and as I recall....
Ne istediğimi kesinlikle bilerek, ve onu bana ucuz fiyata satarak.
By having exactly what I want and selling it to me at a low price.
Yüksek bir fiyata, evet.
At a high price, yeah.
Gene de, gladyatör tüccarları ile iyi bir fiyata gelir getirebilirdi.
Still, she would have fetched a good price with the gladiator dealers.
John Bontecou, Parrish İletişim'i alınca parçalara ayıracak, en yüksek fiyata parça parça satacak.
Once John Bontecou acquires Parrish Communications, he's gonna break it apart, peddle it piece by piece to the highest bidder.
İhtiyaçların fiyata yansır.
So what you need is gonna cost you.
- Bu fiyata gözüm kapalı girerim.
- At these prices I'll take the plunge.
- Hangi fiyata?
- Get paid too?
- Glenn düşük fiyata satılan tahvil işinde.
- Glenn's in junk bonds.
Güney Afrikanın en önemli projesi için, gerçek değerinin çok azı bir fiyata malın tamamını alacak.
He's only paid one third of the cost of the research project in South Africa and he's getting a complete product
Eve döndüğümüzde iyi bir fiyata satılır.
She'll sell for a pretty penny when we get her home.
- Bu fiyata razı ol. O bir piyano değil. Bir el arabası.
It's not s piano ; it's a wheelbarrow.
tamam bu odayı ucuz bir fiyata kiralayabiliriz ev için yardım iyi olur,
Well, we could rent out the room at a reduced rate in exchange for help around the house.
Bunu sana çok uygun bir fiyata bırakabilirim.
I can let you have this one on extremely reasonable terms.
- Kabul edeceksin, - fiyata bu da dahil.
You'll get it, the price includes that.
Ki genellikle aynı veya mağazadan daha düşük fiyata.
I got 10 CDs for one penny.