Fok перевод на английский
573 параллельный перевод
Yoksa fok muydu?
I wonder if it was just something in the water?
Kutup Fok tuzakları
The Arctic Fox in the trap
Böyle yapıp durma, sesin aynı fok gibi çıkıyor.
Don't keep doing that, you sound like a seal.
Bir ara, bir fok terbiyecisiyle çalışmıştım.
I once worked for a seal trainer.
... ama bu, sizden önce gösteri yapan fok balıkları kadar uyumlu bir gösteri yapamayacağınız anlamına gelmemeli.
But that doesn't mean you should work with less precision... than performing seals, which precede you.
EĞİTİMLİ FOK ELMER HARRY FOX DELÜKS ŞARKICI
[Whistling]
İnsanları her zaman eğitimli fok balıkları gibi mi kullanırsınız?
Do you always think you can handle people like trained seals?
Eğer parası ödenmiş ise eğitimli bir fok olduğunu söyledi.
He'd tell that to a trained seal if it paid off.
Eğitimli fok balığı oyunu için eşlerinizi alın.
Get your partners for the trained-seal game.
Eğitilmiş fok balıkları gibiler.
They're a lot of trained seals.
Buz gibi soğuk suda Bir fok yavrusu yaşar
In the ice cold water A baby-seal is having fun.
Su üstünde yavru fok Yardım için yalvarıyor
Above the water baby-seal Is crying out for help
Hayvanat bahçesinde geçen gün ölen fok var ya... içi taş doluydu.
That seal that died at the zoo? It was full ofstones
Bir fok yakalandığında, yapılması gereken belli ayinler ve uygulamalar vardır.
When a seal is captured there are certain rituals and practical things to be taken care of.
Fok küçük değil.
The seal is not small.
Bu sadece bir yavru fok.
It is only a baby seal.
Ama kadın fok veya mors değildir.
But a woman is not a seal, or even a walrus.
Eşini alırsa, fok bile diğer foka aynı şeyi yapar.
Even a seal would do the same to another seal if he took his woman.
Fok öldürebilir ve hala diğer foklarla birlikte yaşayabilir.
A seal could kill and still have the company of other seals.
Eğer karşı koyarsan biri seni fok gibi öldürecek.
If you put up resistance someone will kill you like a seal.
Mevsimi gelmeden beyaz ren geyiği veya fok yedin mi?
Did you eat white caribou or seal out of season?
- Ve kişisel fok...
- And your personal pos...
Tıpkı minik bir fok gibi ağladı.
He cried like a fur seal.
- Fok derisinden.
- That's sealskin.
Daha sonra iki yavru fok balığı gibi kayaların üzerinde güneşlenirlermiş.
Then they'd lie on a rock... basking in the sun like two baby seals.
Yavru fok balığı mı?
Baby seal...
İşte buradayız tıpkı iki küçük fok balığı gibi.
Here we are... basking like two baby seals.
Deli fok balığı! Lezbiyen dalgalanmalarını yalnız bırak!
Leave the surge of Lesbos alone!
Evet, bunlar kesinlikle fok olmalı.
Yep, I'm pretty sure those are seals.
Sahilde fok yetiştirilen bir yer var sahibi beni iyi tanır.
There's a place on the coast where they have a trained seal ; he knows me pretty well.
Annesi başka bir fok ile kaçtı.
His mother ran off with another seal.
İki milyon dolar için 180 bin yavru fok.
180,000 baby seals for two million dollars.
Fok kürkü.
It's sealskin.
Fok sürülerini avlamak için hükümetle anlaşmaları vardır.
They are contracted by the government to crop their herds of fur seals.
Ama bu fok gibi plasentalı bir memelinin gelişim dönemi çok daha uzundur ve bu sorunla plasentanın içinden bir madde üreterek baş eder. Bu madde annenin yumurta üretimini durdurur.
But a placental mammal, like this seal, has a much longer development, and it deals with the problem by producing, from within the placenta, a substance which actually suspends the mother's egg production.
Etrafımdaki genç fok yavruları neredeyse bir yıl önce rahme düşmüştü ve birkaç gün öncesine kadar annelerinin sıcak ve güvenli vücudunda onunla birlikte dondurucu kutup denizlerinde yüzüyorlardı.
These young seal pups around me were conceived almost a year ago, and, until a few days ago, were kept in the warmth and safety of their mother's body as she swam through the freezing polar seas.
Diğerlerinin onu yakalamasını sağlarız, yarın Fok Fu-ling'de paylaşırız.
We'll use the others to get rid of him, then get the stash at Fok Fu-ling tomorrow.
İlk doğan bebek erkek olursa şansı bol olsun diye fok yağıyla ovulurmuş.
that the first-born, if it's a boy, um, they rub it with blubber for good luck.
Onca işim yetmiyormuş gibi, bir de bu fok balığıyla uğraşıyorum!
Not only do I have to cope with all this, but also with that walrus!
Aslında sağır bir fok gibi yüzdüğü için... neredeyse ona çarpıyordum.
In fact I nearly hit her, she was splashing around like a deaf seal.
Artı bir tane de fok pipisi.
Plus... a seal's dick.
bir tür ekoloji-karsiti dayak fikriyle, bebek fok baliklari ya da kir siçanlari, hangisi emin degilim... - gözünün akini gösterdigi anda - yaratiklari dümdüz etmek.
a kind of anti-ecological beating where the idea was to kill off — as soon as they showed the white of their eyes — creatures that were either prairie dogs or baby seals, I can't be sure which.
Personel sorumlusunu temsil eden kukla, hiç kuskusuz bu yüzden, ardi ardina yedigi amansiz darbelerden hasat olmus ve yeniden bir bebek fok baligiyla yer degistirmisti.
No doubt that's why the puppet representing the personnel manager has been clubbed so often and so hard that it's out of commission, and why it had to be replaced again by a baby seal.
'... fok balıkları ve su samuru şovu...'
'... the seal and otter show and of course...'
Wai, Fok amcaya köpeği gömmesini söyleyiver.
Ah Wai, tell Uncle Fuk to bury the dog.
Taro ve Jiro nasıl fok avlanacağını öğrendi.
Taro and Jiro have learned how to catch seals.
Riki çatlağın yakınlarında fok iskeleti bulacaklarını Taro'ya göstermişti.
It was Ricky who told Taro that - they could find Seal corpses near the crack.
Fok balıkları gibi.
Seal talk.
O taburede ayakta durup fok gibi ses çıkartarak.
Standing on that stool while barking like a seal.
Sakın unutmayın, bütün Bonzo Barry elektronik eşyaları ve ürünleri... ful garanti ile gelir. 'Fok Balığı'garantisi.
And remember, all Bonzo Barry components and equipment... are fully backed by our very own "seal" of approval!
Özel bir şey yok, sadece kaya ve birkaç bin fok.
Nothing spectacular just rocks, a couple thousand seals.