Fontiveros перевод на английский
35 параллельный перевод
İspanyol-Alman işbirliğinin bir diğer örneği de, Blas Fontiveros'un yöneteceği "Rüyalarının Kadını" adlı dev prodüksiyonun yapımı için Berlin'e hareket eden bir İspanyol oyuncu grubu.
In another example of Spanish-German cooperation, a troupe of Spanish actors has left for Berlin to film a super-production titled, "The Girl of Your Dreams", directed by Blas Fontiveros.
Fontiveros, seni yeniden görmek ne güzel.
Fontiveros, good to see you again.
Fontiveros, şu camiyi gördün mü?
Fontiveros, have you seen that mosque?
Fontiveros, ambiyansı nasıl vereyim.
Fontiveros, how am I going to give this ambience.
Bay Maisch, Bay Fontiveros.
Mr. Maisch, Herr Fontiveros.
Bay Fontiveros, umuyor ki...
Mr. Fontiveros, he hopes...
Hey, Fontiveros.
Listen, Fontiveros.
- Kimle, Fontiveros'la mı?
- With who, Fontiveros?
Fontiveros!
Fontiveros!
Fontiveros'u veriyorum.
Here's Fontiveros.
Fontiveros, dünkü çocuk değilim.
Fontiveros, I wasn't born yesterday.
Ne istiyorsun, Fontiveros?
What do you want, Fontiveros?
Bay Fontiveros'a telgraf!
Telegram for Mr. Fontiveros!
- Fontiveros, telgraf!
- Fontiveros, a telegram!
Çık, çık, çık Fontiveros, Fontiveros...
Out, out, out... Fontiveros, Fontiveros...
Blas Fontiveros, en iyi yönetmenlerimizden biri.
Blas Fontiveros, one of our top directors.
- Fontiveros...
- Fontiveros...
Tabii, Fontiveros.
Of course, Fontiveros.
Fontiveros, sektörün dedikodularından bahset biraz.
Fontiveros, please share some industry gossip.
Fontiveros bunu öğrenecek.
Fontiveros'll hear from me.
Fontiveros hiçbir şey yapmayacak mı?
Isn't Fontiveros going to do anything?
Ama ben... benim Fontiveros ile kontratım var.
But I... am contracted to Fontiveros.
Fontiveros buna bayılacak.
Fontiveros will love them.
Fontiveros bir şeyler yemen gerektiğini.
Fontiveros says you should eat.
Fontiveros'a danışmam lazım.
I must discuss it with Fontiveros.
Doktor Fontiveros'u aklınızdan çıkarmanızı rica ediyor.
The Doctor requests that you forget Fontiveros.
Bu arada, Fontiveros çok hoşlandı.
By the way, Fontiveros loved it.
Fontiveros, yani.
Fontiveros, that is.
Filmi bırakırız, Fontiveros'u da...
And leave the film and Fontiveros?
İstediğin zaman başlayabiliriz, Fontiveros.
When you want, Fontiveros.
Büyükelçi'yi bilgilendirmek lazım.
Fontiveros, inform the ambassador.
- Fontiveros, bırak gideyim.
- Fontiveros, let me go.
Bay Fontiveros sizinle kocanız ve Bayan Granada hakkında konuşmak istiyor.
Mr. Fontiveros wants to speak to you about your husband and Miss Granada.
Dert etme, Fontiveros.
Don't worry, Fontiveros.