Forged перевод на английский
1,521 параллельный перевод
Bu getirdikleri adam bizi 6 ay önce Andy Warhol un sahte bir çizimini satmaya çalışırken enselemişti.
The guy they've brought in rumbled us six months ago... when we tried to sell a forged Andy Warhol print.
Süper teknojiyle üretilmiş yok edilmez bir makinemi?
An invulnerable juggernaut forged by the gods?
Hayır, birisi taklit etmiştir. Bu ben değilim.
no, somebody forged that.That's not me.
Herşeyi arkanda bıraktın ve kendi yolundan yürüdün.
You left everything behind and you forged your own path.
- Birileri tıbbi bilgiler edinmiş.
Uh, someone, uh, forged medical information, and that is a felony.
Senin döven ateşlere geri dön, seni şeytani süs eşyası!
Back to the fires that forged you, evil trinket!
Cyril sana patronunun restoranından aldığı bu çekle dolandırmış.
Cyril forged you this check from his boss's restaurant.
Bu yüzden ATF belgelerinin sahtesini yaptım.
So I forged the ATF papers.
Nakit para, sahte kimlik ve sahte referans mektupları içindi.
The cash was for fake ID, forged reference letters.
Excalibur'u Avalon'da Göllerin Hanımı yaptı ve Arthur'un taştan çıkardığı kılıç savaşta kırıldıktan sonra Kral Arthur'a verdi.
See, Excalibur was forged by the lady of the lake at Avalon, but wasn't given to King Arthur until after the sword pulled from the stone, broke in battle.
Ama büyük Clemmon sonuçları göremeden, küçük Clemmon aldı ve negatifleri ile değiştirdi.
But before the elder Clemmons reviewed them, junior got in and forged the negative results.
Bazısı da lav püskürmesi sonucu oluşmuş.
Others forged from explosions of lava
İşi sahte bir üniversite diplomasıyla kapmış.
Got the job with a forged UMass transcript.
Senin sahte diploman nereden, gerzek?
Who forged your transcript, dickhead?
Mitolojide demirci Seppo tarafından dövülen şey.
It was a mythological horn of plenty forged by Seppo the Smith.
Sandığı yapan kişi Sampo'yu dövmek için isteklendi.
The man who made this chest claims to have also forged the Sampo.
- Onu sen dövdün.
- You forged it.
Babanın bunu dövdüğünün farkına vardığımda sadece onun oğlu Sampo'yu hareketlendirebilir.
When I realized your father had forged it so that only his son can set the Sampo in motion.
Ve ona bir işaret bıraktı, bir gün bir Agagite'ın geleceğini öngörerek, Agag'ın torunu, Yahudilerden nihayet intikamlarını alabilecekti.
And she forged for him a mark, prophesying that one day an Agagite would arrive, a descendant of Agag, who would finally exact vengeance upon the Jews.
Gizice yapılan bu planların hiç tanığı yok.
There are no witnesses to plans forged in secret.
Siz beşiniz arasında oluşturduğunuz... arkadaşlık bağları, aranızdan birisi... evlenince değişecek diye endişelendiniz.
The friendship among the five of you... the bonds that you have forged, that you are so worried that will change... now that one of you is getting married.
Hasta kâğıdı sahteymiş, Patrick.
The doctor's note was forged, Patrick.
Amiral Hunter Robotech Keşif Seferi sırasında, onlarla bir ittifak yapmıştı.
Admiral Hunter forged an alliance with during the Robotech Expedition.
Kardeşin onu en son çıkış kapısında görmüş ve Simon'ın cebinde ülkeyi kolayca terk etmesini sağlayacak sahte bir kimlik belgesi bulunuyormuş.
Did he? Your brother last saw Henry at the departure gate, having by already then successfully forged documents permitting him to leave the country under a false identity.
- Sahte.
- It was forged.
Picasso'nun, Matisse'nin, Modigliani'nin eserlerini taklit ediyordu.
He forged Picassos, Matisses, Modiglianis...
Çeke sahte cirolar attığından şüpheleniyorlar.
They suspect she forged the endorsements.
Dövülmüş pistonlar, daha büyük bir turbo, yeni miller, yeni kranklar.
We talking forged pistons, bigger turbo, new rods, new crankshaft.
Bu görkemli hanedan da kanla biçimlenmemiş midir?
Which glorious dynasty has not been forged with blood?
Belgelerin sahte olduğunu mu söylemeye çalışıyorsun?
Do you mean the document is forged?
iyi, senin imzanı unutmuşum.
Well, you won't be able to. I forged your signature.
Senin için yaptırttım.
I had it forged for you.
Hashimoto Tung'ı kurtarmak için sizin isminizi kullanmış.
Hashimoto forged your name to bail Tung out
Şu kılıç büyüyle işlenmiş.
That blade was forged with magic.
Bu kılıç büyüyle işlenmiş!
That sword was forged with magic!
Doğrulama dosyasının sahtesini oluştutur oluşturmaz, beni ara.
As soon as you have the forged verification, call me.
Hector'un sahte belgeleri tanıması beklenemez.
Hector couldn't possibly be expected to identify forged papers.
Corleone'da sahte not kağıdı veya geç kağıdı gibi şeylere ihtiyacınız olduğunda bunları size sağlayacak bir çocuk vardı. Ve adı Fisher'dı.
At Corleone, if you needed something like a forged report card or a tardy slip, there was one guy that could get it for you, and his name was Fisher.
Daha önce hiç sahte not kağıdım olmamıştı. Ama Greg, Fisher'ın en iyi olduğunu söylüyordu.
I've never had a forged report card before, but Greg told me Fisher was the best.
Önümüzdeki dönem düzeltirim diye düşündüm. Ve de notumu değiştirdim. Not kağıdına imzanın sahtesini yapıp Bayan Morello'ya verdim.
I thought I could do better next semester, so I changed my grade, forged your signature onto the report card and gave it to Miss Morello.
İmzamı mı taklit ettin?
You forged my signature?
Büyük liderler sınırların ötesini görenlerden de ileri olmalıdırlar ekstra bir mil ileriye gidenlerden de.
great leaders are forged from those who see beyond the boundaries... who go beyond the extra mile.
Benzer olduklarında, sahte olduklarını da bilirsiniz.
When they're identical, you know that they've been forged.
Evlat edinme işini de sahte belgeler düzenleyerek ayarlamış olabilir. Böyle bir şeyi neden yapsın ki?
So she could have arranged for the adoption and paid for first-class forged documents.
Onları taklit etmiş.
- He forged them.
Herşeyi anlatan bir not.
Very adroitly forged. - -explaining everything.
Ama Dr. Burr'un el yazısı taklit edilmiş olabilir.
Burr's handwriting could have been forged.
Rahip gibi davranan bir adam için sahte kimlik hazırladım.
I also forged ID papers for a guy pretending to be a priest.
Ya da sahte pasaporttur.
Or a forged passport.
Nakit para, sahte pasaportlar.
Cash, forged passports.
Umarım sahte değillerdir.
I hope its not forged.