Fransızlar перевод на английский
1,902 параллельный перевод
Fransızlar, o kadar güzel ve yakışıklılar ki.
The French, they're just so good looking.
Fransızlarınmış.
It's French.
- Fransızlar ayrıldı.
- The French get leave.
Anavatan Fransızları gibi, biz de ailelerimizi görmek istiyoruz.
We'd like to see our families, like the mainland French. It's unfair.
Ve Fransızlar Kuzey Afrikalıların hepsinden önce terfi alıyorlar.
And the French get promotion before anyone from North Africa!
Fransızlar kendilerini ödüllendiriyor, sonra siz beyaz Afrikalıları, ve biz "Yerliler" unutuluyoruz.
The French reward themselves, then you white Africans, and we Natives are forgotten.
Fransızlar gitti, bizse hiçbir şey alamadık.
The French get leave, we get nothing.
Fransızlar!
The French!
Ruslar, İsrailliler, Fransızlar ve bizim için de öyle.
Wanted by the Russians, the Israelis, the French, and us.
Notlarda, Fransızların Amerika'ya karşı kullanabileceği bilgiler var.
The books contain information the French can use to blackmail the United States.
Fransızlar arada kaldı.
The French are in a tight spot.
Bu konuda, yapılan anlaşmadaki bir açık, Fransızların Amerikan vatandaşının malına el koymasını engelliyor, belli şartlar altında, ki bunların arasında uluslararası terörist olmak ve benzeri durumlar da var, kitapları Henry yazdığına göre, onun dul karısı olarak kitaplar senin olmalı.
However, there's a treaty, an old one, and a loophole in that treaty which prevents the French government from impounding an American citizen's property under certain narrowly defined conditions which we have recently had broadened due to the current unstable international terrorist situation, etc. So, the books written by Henry and you are Henry's widow, the books obviously belong to you.
Fransızlar bir iki hafta Avrupa Birliğini dinleyecek, sonra ne olacak, durum ciddi.
The French will take a lot of crap from the European Union for a week or two, but then so what. Believe me, Fay, this is critical.
Fransızlar'dan kitapları almalarının tek yolu var. - Fay'in mirasçı olması.
Because the only way they can get those books away from the French is if Fay is a widow.
- Fransızlar mı?
The French?
Güvenlik Bakanlığında, Fransızlar sana iki kitap verecek.
At the Ministry Of Security...
Muhtemelen Fransızlar hariç kimse filmlere tamamen gerçek için gitmez.
Nobody goes to the movies for truth except possibly the French!
Acaba şerefli dostum bu ticareti bırakırsak Fransızların hemen yerimize geçip bu işin meyvelerini toplamayacağına akıl erdiriyor mu?
Does my honourable friend really believe that if we left off the trade, the French wouldn't immediately step into our place and reap the rewards?
Fransızlar da bunu paylaşacak.
Now the French share the wine.
Teklifim ise Fransızlar'ın ve Hollandalı ve İspanyol müttefiklerinin lehine olan bu içler acısı aldatmacaya son verilmesi adına Amerikan bayrağı taşıyan tüm gemilere arama ve el konma serbestliğinin getirilmesidir.
My proposition is that all the ships flying the American flag be liable to search and seizure to put an end to this lamentable deceit on the part of the French and their Dutch and Spanish allies.
Fransızlar kesinlikle nasıl savaşılacağını biliyor.
Frenchies sure put on a nice war.
Hepimiz Fransızlar için savaşıyoruz, aynı senin gibi.
We're all fighting for the French, same as you.
Fransızların neden bu ülke uğruna savaştıklarını anlayabiliyorum.
Can see why the French fight for it.
Tüm Fransızları yeni devlet borcu yoluyla zengin yapacak bir anlaşma.
A treaty that will make the French rich through our new government loan.
Fransızları becer.
Screw the French.
Bir zamanlar Montreal'de gol atmayı bilen Fransızlar vardı, hatırlarsanız.
Well, those days are long gone.
Sadece Fransızları değil.
- Not just the French.
Biz doğal olarak İngilizler olacağız. Siz, cimri mikroplar... Fransızlar olacaksınız.
We, naturally, will be the English, whereas you mangy vermin will be the French.
Fransızlar der ki, "Bu züppe de kim?"
French for, "Who's that dude?"
Fransızların eskiden Mogador dedikleri bir antik kent.
An ancient city the French once called Mogador.
Fransızlar iyi takım değil mi?
The French are a good side, right?
Ama yine de Fransızlar hızlı değil mi?
Still, they're fast, the Frogs, though, in't they?
- Fransızlar.
- The Frenchmen.
Bazı Fransızların Napoleon'u sevmediğini duyduğuma şaşırdım.
I have been shaken, when have learned, That there are such Frenchmen, Which do not love Napoleon.
Fransızlar buraya geldi.
In my nest the Frenchmen have got.
- Öldürmek demişken.... Fransızlar orgazma ne diyor, biliyor musunuz?
- Speaking ofkilling... you know what the French call an "orgasm"?
En eski idam tarzıdır. Fransızlar bunu halk önünde yapardı.
A most ancient form of execution, which the French elevated to a public spectacle.
Giyotin denince akla Fransızlar gelmesine rağmen Naziler, Fransız Devrimi'ndekinden daha çok insanı giyotinle idam etmiştir.
Although the guillotine is mostly associated with the French, the Nazis actually guillotined more people than the entire French Revolution.
Fransızlar onu tutuklayacak.
The French are here to take him into custody.
Fransızlar geliyor.
French vehicles incoming.
Fransızlar unutkandır.
The French, we note, are absentminded.
Şu Fransızlar, bazı şeyleri nasıl yapacaklarını iyi biliyorlar.
They know how to do things, the French.
Fransızların bu kadar dakik olduğunu farketmemiştim.
I didn't realize the French were so punctual.
Yada, Fransızlar gibi, ho po.
Or, as the French call it, ho po.
Ancak o Fransızlar bizden nefret ediyor.
But the frogs hate us.
Tıpkı Fransızlar gibi tembelin teki.
None of those dipshits want to work either.
Sanırım Fransızlar.
I think they're French.
Fransızlar bir aşı üretmiş ama insanlar üzerinde henüz denenmedi.
The French have a vaccine and it hasn't even been tested on humans yet.
Fransız kızları böyle midir?
Are French girls all like this?
Gol atabilen Fransızlar?
Europeans?
- Burada Fransızlar var mı?
- Here there live the Frenchmen? - What?