Freddie перевод на английский
2,829 параллельный перевод
Freddie nasıldır bilmiyorsun sanki.
You know what Freddie's like.
Freddie'nin tek umursadığı şey de...
And all Freddie cares about...
Çünkü diğer herkese acımasızca dürüst olan birinden bahsediyoruz,... konu kendin olunca nasıl da açık açık aldatılmayı bekliyorsun. - Freddie...
Because for someone so brutally honest with everyone else, you display such blatant deceit when it comes to yourself.
- Freddie...
Freddie...
Freddie çılgınca bir maskaralık peşinde.
Freddie's off on some mad antic.
Freddie arabada bekliyor.
Freddie's waiting in the car.
Freddie, Castlecore'u bulduğumuzda tam olarak ne yapacağız?
Freddie. What exactly do we do when we find Castlecore?
Freddie'nin yanında olmalıyım.
I need to be with Freddie.
Hemen dışarı çıkın.
Freddie, no.
- Freddie, hayır.
You have to...
- Freddie!
Freddie!
- Freddie!
Freddie.
- Öylesin. Dönüşü olmayan yola girdik Freddie.
We are reaching the point of no return, Freddie.
Freddie, tek başına gidemezsin.
Freddie, you can't go on your own.
- Freddie nerede?
Where's Freddie? God knows.
Şimdiye kadar Freddie'nin burada olması gerekirdi.
He would have been here by now.
O Freddie. O... Gelecektir.
He's Freddie, he'll, he'll get here.
Freddie arkandan geleceğini mi söyledi?
Freddie did say he was going to follow on?
Freddie...
Freddie!
"Sevgili Freddie,"
'Dear Freddie.
"Seni seviyorum, Freddie Lyon."
'I love you, Freddie Lyon.
"Korkak olan benim Freddie," "... sen değil. "
'I'm the coward Freddie, not you.
Biliyor musun, bu Freddie adlı birinin aşk hayatımı mahvetmesi, ilk değil.
You know, it's not the first time a man named Freddie Mac has ruined my love life.
Bir keresinde de Freddie MacDonald ile nişanlanmıştım,... Isley Brothers'ın bassçısı Evin önündeki o şey ne?
I was once engaged to Freddie MacDonald, fill-in bass player for the Isley brothers. What's that in front of his house?
Mesajı okusana! - Diyor ki, "Sevgili Freddie"... - Aman Tanrım!
Oh my god... read the email!
- Freddie, Gibby, gelip yardım edin.
yeah. me too.
O bir çocuk baba. Freddie'nin eşyaları önemli değil.
He's a kid, Dad, and Freddie's things don't matter.
Birden fark ettim ki, Dr. Mallard'ın Freddie Fountain'in kolundan çıkardığı çip özel bir şifre anahtarı içeriyor.
Dr. Mallard removed from Freddie Fountain's arm contained a private decryption key.
Freddie Fountain.
Freddie Fountain.
Freddy'e dürüm kamyonu çarptığı zamandı.
it was right around the time That freddie got hit
Sam ve Freddie ile.
With sam and freddie.
Söylesene, son işinde gerçekten Freddie Garza'yı yere mi serdin?
Hey, so tell me - - that last job you had you really lay out Freddie Garza?
- Freddie Krueger gibi mi?
Like Freddie Krueger?
Freddie, sekizgene hoşgeldin!
And so, Freddie, welcome to the octagon!
Sakin ol, Freddie.
Relax, Freddie.
Freddie, olmaz!
Freddie, don't!
Işıkların ısınması yarım saat daha sürecek.
"Freddie, we'll be running in half a minute."
Freddie Mercury adı altında çıkmış şarkılar yazmak istiyorum.
I wanted to write a batch of songs that actually came out under the name Freddie Mercury.
Sanırım biraz ara vermemiz gerektiğinde karar kıldık. Ama bunun alevlenmesinin sebebi Freddie'nin kendi başına bir şeyler yapmak istemesiydi.
I think we decided we needed a break, but I think it was fuelled by Freddie having a bit of an itch to do something on his own.
Ayrıca, tipik Freddie, bence, bundan ne kadar para kazanabileceğini de görmek istedi.
He also, typically Freddie, I think, wanted to see how much money he could make out of it as well.
Böylece Freddie Michael'ın stüdyosuna gitti. ve bir iki kayıt üzerinde çalışmaya başladılar.
So Freddie went to Michael's studio and they started working on a couple of tracks.
İyi anlaştılar. Tabi bazı durumlar hariç. Birgün Freddie beni aradı ve dedi ki :
They got on well, except for the fact that I suddenly got a call from Freddie saying, " Miami dear,
Freddie albümü için ön ödeme almıştı ve bu EMI'nin Queen'e ödediğinden daha fazlaydı. Dolayısıyla, anlaşmanın boyutu ortaya çıktığında grup içinde biraz akromani olmuştu.
Freddie was getting an advance for his solo album, which was considerably higher than EMI were paying Queen and, therefore, within the band, when the size of the deal emerged there was quite a bit of acrimony about the fact
Freddie Queen'den daha fazla para alıyordu.
that Freddie was getting more money than Queen were getting.
Freddie'nin tek sahip olduğu size okuldaki koroda öğretilenlerdi ve hepsi buydu.
Freddie had whatever you're taught in the choir at school and that was it.
"Freddie Mercury olacağım."
What to? " " I'm gonna be Freddie Mercury. "
- Ah Freddie!
Oh, Freddie!
- Geri döndü!
Freddie's... Back.
Söz konusu Freddie'yse kim bilebilir?
Who knows with Freddie?
Freddie bir haber yakaladığını düşünüyor.
Freddie thinks there's a story.
Freddie!
Freddie!