Frederique перевод на английский
61 параллельный перевод
Metzengerstein Kontesi Frederique 22 yaşındayken büyük bir aile servetinin varisi oldu.
At 22 years of age, Frederique,... Countess of Metzengerstein,... became heir to a vast family fortune. Seldom had a noble of her country possessed an estate of such magnificence.
Bu aile Frederique'in davranışlarını açıkça eleştiriyordu.
He openly condemned her conduct.
Komşu olmalarına rağmen kötü şöhretli kuzeni Frederique de Metzengerstein'la hiç konuşmamıştı.
Although he was her close neighbour,... he had never spoken to his redoubtable cousin,... Frederique of Metzengerstein.
Frederique'e gelince eğer şans eseri uzaktan o ince silüetini fark ederse genç adamı alaya alır, nefretini açıkça gösterirdi.
For her part, Frederique, if by chance she caught sight of her cousin from afar,... would mock him and openly show her scorn.
Kader Wilhelm ile Frederique'i bir araya getirmişti.
Chance alone brought Frederique and Wilhelm together.
Hüzünlü ve alaycı o bakışlar peşini bırakmıyordu.
Haunted by the memory of his mocking melancholic eyes,... Frederique longed to see Wilhelm again.
Frederique?
Frederique!
Yaşamı boyunca ilk kez bu denli içten davrandığı bir anda hafife alınmıştı.
Rejected, scoffed at, when for once she had been sincere,... Frederique's fury overwhelmed the sentiments that had drawn her to her cousin.
Yangını Wilhem'in orada yanıp öleceğini düşünemeyen Frederique çıkarmıştı.
When she ordered the burning of the stables,... Frederique had never imagined that Wilhelm might perish in the fire.
Öğlen güneşin altında, gecenin derin karanlığında hastalıkta ve sağlıkta, sessizlikte ve fırtınada... Kontes Frederique o koca atın eğerine yapışmış gibiydi. İkisinin hırçın karakterleri fazlasıyla benzeşiyordu.
In the glare of the noon,... in the dead of the night,... in sickness or in health,... in calm or in tempest,... Countess Frederique seemed riveted to the saddle of that colossal horse,
Frederique sonunu kabullenmiş, bir an evvel ona erişmek istiyordu.
Frederique had accepted and longed for this end.
Frederique! Öğretmenle evlenen bir kızları vardı.
They had a daughter who married a local schoolteacher.
Niye barikatlara gidemiyoruz? Dua etmeyi bırak, Frederique! Tanrı varsa, bu savaşa niye izin veriyor?
The Paris police have asked the 1 1 th District Town Hall to collect information concerning certain citizens who are in contact with Versailles.
Kendisi dışarıdan gelen saygın subaylar tarafından atandı,... bu subaylar içinde Garibaldi'nin büyük itibar gösterdiği Polonyalı gedikli askerlerden General Dombrovski de var.
Stop praying, Frederique! If God exists, why a war like this? Stop it, it won't help.
Frédérique.
Frederique... too.
Frederique!
Frederique!
BU Frederique, ablam.
This is Frederique, my sister.
Frederique, yemeği nasıl buldun, hoşuna gitti mi?
Frederique, did you find the food? Was everything fine?
Frederique'i aramamalıydım ama sen aşırı tepki veriyorsun.
I shouldn't have called Frederique but you're overreacting.
- - Bu Frederique.
- This is Frederique.
Frédérique.
Frédérique.
Ah, Frédérique!
Ah, it's Frédérique!
Frédérique'te poker oynuyorlardı.
They were playing poker at Frédérique's.
Frédérique istediğim anda... Bana her şeyini verir.
Frédérique lends me everything... whenever I want.
Frédérique şu ucube için deli oluyor.
Frédérique's quite... mad over that dirty beast.
Neden kızgınsın, Frédérique?
Why are you angry, Frédérique?
Şimdi istediklerimi söyleyebilirim sana.
And now, Frédérique, I can tell you
Frederique, onu kuzenine iten hisleri öfkesiyle bastırdı.
Hugues!
Frederique ona çok bağlanmıştı.
To him, Frederique was faithful.
Ben Frédérique'e sormuştum.
I was asking Frédérique.
Evlendiğimizden beri, Frédérique'le ben hiç ayrı kalmadık. Bir günlüğüne bile.
Since we got married, we've never been separated... not even for a single day.
Frédérique, kapıyı aç!
Frédérique, open the door.
Frédérique'le evlenmem sizin fikrinizdi.
It was your idea that I marry her.
Her halükarda, Frédérique'i seviyorum.
I love Frédérique.
Ben Frédérique.
I'm Frédérique.
Bizi bowlingde dolandırmanız bahanesiyle... Frédérique'i bir hayat kadını gibi gördü.
You two swindled us at bowling... so he treated Frédérique like a whore.
Ta başından beri, Frédérique'i delicesine kıskanıyordun.
You've been jealous of Frédérique from the very beginning.
Ne Frédérique'i, ne de Galuchat'yı anladın.
You never understood either of them!
Frédérique hepimizden daha iyi.
She's better than us.
Frédérique artık seni sevmiyorum!
At last I've stopped loving you!
Frédérique geldiğinde, kendime...
When Frédérique first showed up, I thought...
Frédérique yüzünden terk edilmeyi kabullenmiştim.
I didn't mind being left for Frédérique.
Frédérique size çok iyi bir avukat buldu.
Frédérique found you a good lawyer.
Frédérique size selam söyledi.
Frédérique... sends her regards.
Frédérique, Amerika'daki firmamızın başkanı Bay Carter. - Tanıştığımıza memnun oldum. - O zevk bana ait.
Frédérique, this is Mr. Carter... president of our US branch.
Siz de katıIırsınız ki, ekonomik ve siyasi tecrübeden yoksun olup laf-ü güzafla iş yürütmeye çalışırsanız, işler en sonunda sarpa saracaktır. Kiralar konusu mesela.
My name is Constance Fillon, I live here with my daughter Frederique.
İsmim Constance Filon,... kızım Frederique'le burada yaşıyorum.
These cooperatives should enable us... to radically modify working conditions, and to master the means of our production.
Marie-Frédérique Caron-McCarthy
Marie-Frédérique Caron-McCarthy.
Marie-Frédérique bazen kendinden fazla emin davranabiliyor.
Marie-Frédérique can sometimes behave with the others in a way that's... assertive.
Çok dokunaklı, Bayan Marie-Frédérique Caron-McCarthy!
Very moving, Miss Marie-Frédérique Caron-McCarthy!
Seninle tanışacağım için heyecanlanıyorum, Frédérique.
I'm thrilled to meet you, Frédérique.