Frenchie перевод на английский
98 параллельный перевод
Hadi Fransız.
Here you are, Frenchie.
Stegman, Fransız'ın yerini al.
Stegman, take Frenchie's place.
Fransız, İtalyanı buraya gönder.
Frenchie, let the Italian come around here.
- Ne tür peynir bu Fransız?
- What kind of cheese, Frenchie?
- Ya sen Fransız?
- What about you, Frenchie?
Siper al Fransız ve o Almana dikkat et.
Cover yourself, Frenchie, and watch that German.
- İyi misin Fransız?
- All right, Frenchie?
Fransız haklıymış.
Frenchie was right.
Bir Fransız onun kalbini kırdı, ancak onu başka bir Fransız onarabilir.
A Frenchie broke his heart, a Frenchie can fix it.
- Fransız, kanın iyiymiş.
- Frenchie, you've got good blood.
Uyan Fransız!
Wake up, Frenchie!
Göster şuna gününü! Çabuk!
Take the bloody Frenchie down.
Frenchie çıktı!
And Frenchie is out of there!
, hakikaten. Benim aradığım ise belirli bir tür Fransız, yani şöyle, alenen soylu bir nesepten ama parasız kalmış biri.
Now, what I'm looking for is a particular kind of Frenchie, namely one who is transparently of noble blood but also short on cash.
- Ben eski dostun, Frenchie.
It's your old pal Frenchy.
- Kenara kay Fransız.
- Scoot over, Frenchie. - Hi.
Fransız kız benim.
Frenchie's all mine.
Şimdi kimse senin gemiye gizlice girdiğini ve bir kaçak olduğunu rapor etmeden işe başla.
You ain't getting off this boat anywhere, Frenchie. So get your ass below before somebody reports you, a deserter, stowed away on their ship.
Bir erkek bir kadının üstüne çıkar ve şeyini onun içine sokar ve şeyine bebek olmasın diye bir kılıf takar.
When a man gets on top of a woman and he puts his thing into her... and he puts a frenchie on his thing to stop her having a baby.
Sen bizim Fransız'ı halledene kadar bütün planlarımı beklemeye alacağım.
I'm gonna put all my plans on hold until you sign off on Frenchie here.
Fransız onu öldürmedi.
Thanks to me, the frenchie didn't kill him.
Fransız!
Frenchie!
Eğer fransız birşey yapmıyorsa ben yapacaktım.
If frenchie didn't do anything, I would do it myself.
Fransız geldiği zaman korkmuştum
When the frenchie came, I got scared.
Fransız çok şanslıydı.
He was a lucky frenchie.
Fransız onu seviyordu. ve Miguel onu her gece dolduruyordu
The frenchie loved her... and Miguel filled her up every night.
Aklında belli bir emperyalist ülke var mı?
Is there any particular imperialist country you have in mind, there, Frenchie?
Hadi, Fransızlar.
Come along, you Frenchie.
Bu sefer kimseyi canavar hemşireye göndermeyelim, olur mu Fransızcım?
Oh, just try not to send anybody to that monster nurse this time, Frenchie.
Haydi, seni ufak Fransız kurbağası!
Come on you Frenchie little frog!
Vur onu, Franssız!
Get'em, Frenchie!
Sorun ne, Franssız? Kulağına krep mi kaçtı?
What's the matter Frenchie, you got crepes in your ears?
Bahsettiğim, Frenchie, Velvet films'in yalnızca hayranı değildir.
This Frenchie guy is more than just a fan of velvet films.
Frenchie'nin, L.A.'dan arkadaşıyım.
I'm a friend of Frenchie's, from L.A.
Güle güle ve iyi ki gidiyorsun Fransız.
Goodbye and good riddance, Frenchie.
Ödevimi yapmam lazım, Fransızlar.
I've got to do my homework, Frenchie.
Endişelenmediğini sanıyordun Fransızcık!
I thought you had nothing to worry about... Frenchie.
ve şunu sakın unutma, Frenchie.
And don't you forget it, Frenchie.
Hey, Frenchie, benim kale tamam mı?
Hey, Frenchie, is my fort ready?
Fransız'ın teklifini kabul ediyorum.
I'm taking Frenchie here up on his offer.
Kapa çeneni Fransız!
Shut up, Frenchie!
Fransız ı görmen gerekiyor.
You gotta see Frenchie.
- Hey, Fransız!
- Yo, Frenchie!
Bakalım bacağın nasıl olmuş Frenchie.
Let's see how that leg is doing, Frenchie.
Frenchie bacağını kurtarmamız imkansız.
Look, Frenchie... There's no way to save it.
- Fransız'ın adı ne?
- What's Frenchie's name?
Fransız gerçekten sigarayı seviyormuş.
Wow. Frenchie really does like her cigarettes.
İyi kızarmış patates kızartması, erimiş İsviçre peyniri ve et suyu sosu ayrı bir tabakta. Ve Jenna'nın Özel Çilekli çikolatalı Vaha Turtası.
Well-done Frenchie fries with melted Swiss cheese and gravy on their own plate, and " Jenna's Special Strawberry
Fransız Adası'nda gerçek bir Fransız, öyle mi?
You're a real Frenchie on French Island, eh?
Halliday... Doyle... Tambul...
Halliday Doyle Tambul Williams Stegman Frenchie Clarkson they stopped them at El Alamein.
Bu o Fransız.
She's the Frenchie.