Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → английский / [ F ] / Frontier

Frontier перевод на английский

992 параллельный перевод
Ve hudutta bir hayata başladılar.
And they settled down to a frontier life.
Burada hudut hakkında, yaşayan herkesten daha çok şey bilen ve General Sherman'ın fikrini paylaşacak olursak Batıdaki herkesten daha çok. iyi Kızılderili yapan biri var.
We have here a guest who knows more about the frontier... ... than any man living, and who, if we hold with General Sherman... ... has made more good Indians than any other man in the West.
Batıyı ve Kızılderilileri New York'a taşıdı.
He brought the Western frontier and the Indians to New York.
İzcilerin adaleti böyle.
It's frontier justice.
- Ama sınırda, nöbetçi olacaktır. - Biliyorum.
But at the frontier, there will be sentries.
Sınıra kadar size eşlik edecek bir konvoy oluşturdum.
I shall provide convoy for you to the frontier.
Sınırdan sonra da ben şahsen ilgileneceğim sizinle.
Beyond the frontier, I shall be at your service... to give you my personal escort.
FRONTIER HOTEL
THE FRONTIER HOTEL
Tepelerin ardında sınır var diğer taraftaysa özgürlük!
Behind the dunes is the frontier And on the other side is liberty
- O zaman, katilin gitmesi gerekiyor. - Sınır çok da uzakta değil.
Well, the murderer has to go The frontier's not far
Meksika sınırı ve Arizona.
The Mexican frontier and Arizona
Evet, Sayın Başkan, ama sadece sınır hattımızı sabanlar için güvenli hale getirebilirsek.
Yes, Mr President, but if only the frontier could be made safe for the plough.
Sınır hattının güvenli hale getirilmesine... yarın devam ederiz.
We will continue this tomorrow... for the frontier must be made safe.
Bu sınır hattında belaya sebeb olur.
- It's bound to make trouble on the frontier.
Sınır hattındaki en iyi doğuştan öncülerden biridir.
He's one of the best natural scouts on the frontier.
Sınır hattının güvenli hale gelmesini söylemişti.
He said the frontier must be made safe.
Bazıları o kadar büyük ki sınır doğu ve batı kanatları arasında bulunmakta.
Some are so large that... the frontier cuts between the left and right wings.
Askeri göreve çağrıldı ve çok uzaklara gitmek zorunda kaldı,... sınıra kadar!
If you were called for military duty and had to go far away, to the frontier and your girl found someone else?
Dilenerek ve dövüşerek Tibet sınırına doğru ilerledi.
He begged and fought, pushing forward to the Tibetan frontier.
Morsken'i geçene kadar onları engelleyelim sınır o istasyondan biraz ilerde.
Let's hold them off until past Morsken... the frontier's a few miles beyond the station.
Ama sınırı kaçabilsen bile sınırı geçince durdururlar.
But even if you do get away they'll stop you at the frontier.
Ana hatta dönüp sınırı geçmeyi denemeliyiz.
Go back to the main line and try and cross the frontier.
Daha önce İsviçre'de hiç bulunmamıştım ama doğası bana Hindistan'ın kuzeybatı vilayetlerindeki o dayanılmaz güzelliği hatırlatmıştı.
I've never been to Switzerland before but the beauty of the landscape reminded me irresistibly of the northwest frontier provinces of India.
Bu sınırı daha da yakınlaştırır.
That closes the frontier.
Sizler bizim askeri politikalarımızı sürdürüp, sınırların kalıcı güvenliğini sağlayacaksınız?
While they murder us on our grounds. We're carrying out a military policy designed to guarantee the permanent security of the frontier.
Bana verilen emirler sınırları korumaktır, ve herkesin yasalara uyup, Majestelerinin ordusuna saygı duymalarını öğretmektir.
Then you're going to let the goods go through? My orders were to protect the frontier, and to teach a wholesome respect for the Sovereign law and His Majesty's forces.
Ben bir öncü kadın değilim.
I'm no frontier woman.
Diyorlar ki Washington'ın bulabildiği bütün birliklere ihtiyacı var ve bu yüzden öncüler kendi başlarının çaresine bakmalılar.
They say Washington needs all the troops he can get, and that the frontier will have to look out for itself.
Şapşallığımı mazur gör fakat İsviçre sınırını nasıl geçeceğiz?
It may be silly of me, of course, but... How exactly are we going to get across the Swiss frontier?
49'uncu paralel — dünyadaki savunmasız tek hudut
The 49th parallel — the only undefended frontier in the world
Sınırı geçtiğin anda, şuursuz bir suikastçi olmuştun.
From the moment you crossed the frontier, you became an unconscious assassin.
Bugün, sınırda 20 bölge alındı.
Twenty divisions crossed the frontier today.
Çok tuhaf. Çünkü 36 muharebeye katılmış, sınırı yardımsız temizlemiş, zor koşullarda ter döküp aç kalmış olan adamları görmenizi istiyorum.
That's because I want you to see the men who fought 36 engagements who cleared and pacified this frontier single-handed who sweated and starved day after day against impossible odds.
Görevlendirilen kuvvetler arasında sınırı tek başına korumakla övünen ünlü 7. Süvari alayı da var.
Especially as among the forces ordered into action is the celebrated 7th Cavalry which boasts itself able to defend the frontier single-handed.
Zaman. Sınırdaki birlikleri feda etmek gerek.
Troops on the frontier will have to be sacrificed.
7. Süvari alayı olmasa Terry'nin birliği yok olur, yerleşimciler öldürülür, Bismarck mahvolurdu.
But for the desperate attack of the 7th Cavalry Terry's force would've been wiped out, squatters massacred the whole frontier overrun, Bismarck itself destroyed.
Tüm trenler durdu, sınır kapatıldı.
The trains are all stopped, the frontier closed.
Havaalanına kesin olarak ulaştığınızdan emin olmak için... Burma Sınır Gücü'nden iki Gurkha rehberini görevlendirdik.
To make sure that you hit the airstrip on the nose we've assigned... two Gurkha guides from the Burma Frontier Force to go with you.
10 gün içinde, 10-20 Mayıs arası,... 73000 Fransız, 2000 metre yükseklikte... evlerine giden yolun üzerindeki Reich sınırını geçti.
In ten days, from 10th to 20th May, 73,000 Frenchmen crossed, at an altitude of 2,000 metres, the frontier of the Reich on their way home.
Senin genç bayanların, yeni bir sınıra öncülük etme şerefine sahip olduğu için gurur duymalısın.
You should be proud that your young ladies have the privilege of pioneering a new frontier.
- "Sınır Hikayeleri"...
- "Frontier Stories"...
"Öncü Hikayeleri" dergisinin çıkış günü.
"Frontier Stories" has to meet its deadline.
Beyler, buranın komutasını ben istemedim ama bu bana verildiğine göre ben de bu alayı sınırın en iyi birliği yapmaya niyetliyim.
Gentlemen, I did not seek this command, but since it's been assigned me I intend to make this regiment the finest on the frontier.
Belki de sınır bölgesi viskilerine alışık değilsinizdir. Bilmem.
You're not used to frontier whiskey.
Bundan iki ay sonra... Şubat 1944'te Rommel'in Atlantik duvarından uzak olduğu ender anların birinde... eski dostu Dr. Karl Strolin tekrar ortaya çıktı.
Two months after that... in February of 1944, during one of Rommel's... rare absences from the Atlantic frontier... his old friend Dr. Karl Strolin sought him out again.
Bütün kıtadaki sınır şehirleri için de aynısını yapacak.
It'll do the same for other frontier communities all over the continent.
50 bin dolar ve sınıra güvenli geçiş.
Fifty thousand pounds and safe conduct to the frontier.
Bunu imzalar imzalamaz konforlu bir yatak sizindir ve sınırı geçmenize yetecek koruma.
As soon as you have signed this, a comfortable bed is yours and the best of care until you're strong enough to cross the frontier.
Eski bir sınır hikayesi anlatılıyor
Spinning a tale of the old frontier
- Batı Denizleri Komutanlığı'na rapor vermesi gerekmektedir. "
- Report immediately Commander Western Sea Frontier. "
Vadinin dibinde bir yaya köprüsü vardı... bir tür sınır...
At the bottom of the valley there was a footbridge... kind of a frontier...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]