Fırıncı перевод на английский
659 параллельный перевод
# Kasapla, fırıncıyla, şamdancıyla # Elmam için ne değer biçtim
with the butcher, the baker the candle-stick maker oh what can I bid for my apple?
Fırıncı...
The baker...
- Fırıncı.
- The baker.
Fırıncı ve doktor.
The baker and the doctor.
# Fırıncının!
A baker!
Fırıncı gibi konuşuyorsun.
You talk like a baker
- Öyle mi... 40 pound kasaba, 35 fırıncıya...
Approximately 40 pounds for the butcher, 35 for the baker
Bakın efendim, kasap, fırıncı...
- Look, Sir, the butcher.
# Fırıncı düzinesi ile #
By the baker's dozens
- # Fırıncı düzinesi ile # - # Fırıncı düzinesi ile #
- By the baker's dozens - By the baker's dozens
Milyonerler de alır kısmetini, fırıncıdan bir farkı yok.
Millionaires, they get theirs like the butcher and the baker
Kusura bakma ama, Yeni bir fırıncı almalısınız.
If you don't mind my saying so, you ought to get a new baker.
- Fırıncımız iyi ama Small Spring'e gitti.
- We had a good one, but he went to Small Springs.
Ben... Fırıncıyım.
I'm... the baker.
Bahsi geçen yeni fırıncı nerede?
Now, where's this new baker I hear about, eh?
Bay Vogel son 15 yıldır buraya gelen en iyi fırıncı.
Mr. Vogel is the best baker we've had here in 15 years.
Fırıncının da verdiğini sanmıyorum.
Neither did the baker.
Kasabı ve fırıncıyı...
- The butcher and the baker are in, but
Fırıncının kızı baykuş olmuş diyorlar.
They say the owl was a baker's daughter.
Doğru, bir zamanlar fırıncıydım.
True, I was a baker once.
Hey, fırıncı.
Hey, baker.
" Fırıncı Raymond, aleyhine olan çok kesin kanıtlara rağmen aptalca suçunu inkar etmeye devam ediyor.
"Raymond'The Baker'stupidly continues to deny his guilt, " despite overwhelming evidence.
Bay Godet'i arıyorum, fırıncı.
I'm looking for the shop of Mr. Godet, the baker.
Bay Godet'i arıyorum, fırıncı.
I'm looking for Mr. Godet, the baker.
Fakat bir ay önce babam öldü. Ben de çalışmak için Bay Godet'in yanına geldim.Fırıncı, tanıyor musun?
But then a month ago my father died, so I came here to work with M. Godet, the baker, you know?
Fakat fırıncı Bay Godet ölmüştü.
But monsieur Godet the baker was dead.
Kek, Kek, fırıncı ban iyi bir kek pişir.
Pa ak, pa ak, ak's a bake me a cake as ast as you can.
Böyle giderse bir aşçı ve fırıncıya dönüşeceğim. Başka da neye ihtiyaç varsa.
It's getting so I gotta be the chief cook, and the biscuit-baker... and everything else around here.
Fırıncı mı?
The baker boy?
Aynı anda dansçı ve fırıncı olamazsın, ama prenses ve dansçı olabilirsin.
You can't be dancer and bakery girl, but princess and dancer you can be.
Hayır, lokantaya 20 Liret vereceğiz, fırıncı ve diğerlerine ödeme yapacağız.
No, we'll give 20 to the trattoria and pay the baker and the others.
- Fırıncının ağzından aldım.
- Straight from the baker's mouth.
Eğer Carmish'e ihtiyacın olursa, fırıncının karşısındaki duvarda bulabilirsin.
If ever you need Carmish, you'll find me at the wall opposite the baker's shop.
Kasap değil, fırıncı değil, şamdancı değil, ve ince bir cenazeci bakışımla bir soytarı olarak... onu etkiledim mi?
No butcher, no baker, no candlestick maker and me with the look of a fine undertaker impressed her... as a jester?
Simmernli fırıncı Böhnke.
Böhnke, the baker from Simmern.
İşte kasap... Fırıncı... Ve dost canlısı levazımatçı.
The butcher the baker and the friendly undertaker.
Birkaç gün sonra fırıncının önünden geçen genç kız kendine hâkim olamadı.
A few days later, the young woman, hungry, walked by a bakery and succumbed to temptation.
Ben de fırıncı olmak istedim.
I knew I'd be a baker.
- Fırıncı artık yukarı çıkabilir mi efendim?
Gently. All right for the baker to come aboard now, sir?
Ateş yakmıyor mu seni? Fırıncı gibisin.
You don't get burned, you're like a salamander!
Fırıncıya bunu bildirmeliyiz. Madam!
We must speak to the baker.
09 : 00'da fırıncı var.
At 9 : 00, the baker.
Fırıncı yamağıyım.
Baker's helper. I'm a baker's helper.
"Demiryolu işçisi Hans Petersen'in oğlu....... 20 Mayıs 1914 doğumlu fırıncı Rudolf Petersen, kısırlaştırılacaktır."
"The baker Rudolf Petersen, born May 20th 1914, son of railway employee Hans Petersen, is to be sterilised."
Bay Petersen, fırıncı yamağı olarak çalıştığınızı söylemiştiniz, değil mi?
Mr Petersen, you say you work as a baker's helper? Is that correct?
Kış günü bu fırıncı benim için bir rahatlama ifade ederdi.
There was a guy who sometimes helped me.
# Bir fırıncının!
A baker!
# Fırıncının mı?
A baker?
Kasapmış, fırıncıymış!
- The butcher, the baker!
Rüzgarın basınç yaptığı şu fırıldağa bağlı iğne hızımızı göstermekte.
The wind pressing against this vane... actuates the needle which indicates the speed.
Bir fırıncı.
And I looked.