Girly перевод на английский
561 параллельный перевод
Hey, bukleli kız!
Yeah, look at that girly-curly!
Bana bak kızım, seni dinleyecek vaktim yok
I ain't got no time to listen to you, girly.
Cinsiyetin hakkında hiçbir şüphesi yok kızım.
Ain't no doubt about your gender, girly.
Tamam bebek.. işte döndüm.
Alright girly...
Senin için geri döneceğim.
I'll come back for you later girly.
Hem, bu kız oyunları da ne oluyor?
More to the point, what's with all the girly games?
Yabandomuzları için sezon falan yoktur kızım.
There isn't a season for razorbacks, girly.
Hapiste geçen 20 yıldan sonra bedel ödenmiştir.
20 years in the bunk house is paying the price, girly.
Hadi kızım Utanma
- Come on, girly.
İddiaya girerim ki, bana her baktığınızda hepiniz, kız gibi kıkırdıyorsunuzdur!
I bet you go all girly and giggly every time you "look at me"!
Şimdi... Şu küçük giysiye ne dersiniz? Fransız malı.
Now, there's that little outfit, that's French, but it's a little bit girly, isn't it?
Daha sofistike çünkü o tam bir erkek, değil mi?
More sophisticated, yeah, cos he's not a girly boy, is he?
Kaçmak işe yaramaz kız kılıklı.
Won't do any good to run, girly boy.
Dikkat et kız kılıklı.
Beware! Girly boy!
Sen de benim banyo köpüğüme dokundun. Ver onu.
Yeah, well, you touched my Girly Fizz.
Senin için planlarımız var güzel kız!
We got plans for you, girly-girl!
- Onu kızlar yer. Bon sana kahvaltı hazırladım.
Girly food.
* Çünkü bir kızım... *
*'Cause I'm a girly girl... *
* Çünkü bir kızım
*'Cause I'm a girly girl
* Çünkü ben bir kızım ben bir kızım... *
*'Cause I'm a girly girl I'm a girly girl... *
Pekala. Bu kadar cici kızlık yeter.
Enough of this mushy, girly stuff.
Birinin saçını yapmak veya romantik telefon konuşmaları gibi kızca şeyler istiyorum.
I want to do girly things like fix someone's hair and get romantic phone calls.
Buradan kaçış yok, seni şeker kız!
There's no way out, girly girl.
Bu evi avucumun için gibi bilirim, şeker kız.
I know this house, girly girl.
Kızlara özgü bir şey.
Something girly.
Baksana, benimle bu kız muhabbetlerini konuşma lütfen...
Look, don't talk to me in this girly girly way. Please!
Sen, Salt Lake City'li küçük seksi kız değil misin?
Aren't you a little girly from Salt Lake City?
Konusu açılmışken, Angel kız ismi değil mi?
And while we're on the subject, what kind of a girly name is Angel?
Bu öyle kız dansı değil bir kere.
This isn't some kind of girly dance.
- Merhaba, kız böcek.
- Hello there, girly bug.
Şu kız gibi saçlarını ne zaman kestireceksin?
When are you going to cut this girly hair?
Kızlara ait şeyler yapmak hoşuna gidiyor, öyle değil mi?
You like to do girly things, don't you?
Kız kısmı gibi oturarak işemek zorunda kalıyorum.
And I have to piss sitting down like a goddamn girly-girl,
Bunun küçük kızlara göre ve aptalca bir şey olduğunu düşündüğünüzü biliyorum. Ama değil.
I know you think it's a big, dumb, girly thing, but it's not.
Tamam, küçük kızlara göre ve aptalca bir şey. Ama seviyorum.
OK, it's a big, dumb, girly thing, but I love it.
O kadar kötü değil.
It's not so girly.
Edebiyat ödevim olmasaydı şu anda yanında olur, onu dinler, dostluğumu gösterirdim.
If it wasn't for this English paper, I'd be there right now. You know, listening. Doing the girly best friend thing.
Bu kız sineması.
This is a girly flick.
- Dikkat et kızım!
- Watch it, girly!
Ama bu şeylerden bazıları çok kızca.
It's... too girly.
İstersen bir de o gazdan verip tekrar beynimi yıka.
Why don't you just zap me with the girly sting there and brainwash me again.
Çıtkırıldım bir "Ama tırnağım kırılırsa?" tokadı istemiyorum.
Don't give me a girly "I don't want to break a fingernail" tap.
Gidip, krep alalım.
Let's go get some pancakes, girly.
Lütfen. Öyle olmadığımı bildiğin halde, kız gibi bir kız mışım gibi konuşma.
Don't front like I'm some girly-girl when you know I'm not.
Adrian? Nasıl kız gibi bir isim bu?
What kind of girly name is that?
Şimdi kız gibi konuşuyorsun diyeceksiniz... ama hepimiz Paul'ün pisliğinden illallah dedik.
I don't want to sound girly about any of this but I think all of us have taken an exception to Paul's personal hygiene.
Hormon ve kadınlara özgü şeyler işte.
Like hormones and girly stuff.
Böyle kazalar oluyor, kizim!
That's how accidents happen, girly!
Belki de kız izlenimi vermişsindir?
It could be that she gave a girly impression?
- Aferin, Galina.
( exclaiming ) - Very good girly!
- Merhaba, kız böcek.
- Hello there, girly bug. - Shoo, fly.