Goats перевод на английский
988 параллельный перевод
Ulu-Usen Nehri keçileri
The goats at the Ulu-Usen river
Evet, ama sizin akerdeonlarınız, suaygırlarınız, ingiliz anahtarlarınız dağ keçileriniz, ve...
Yes, but you've got accordions, hippopotamuses, wrenches, mountain goats, and...
Mağaralarında yetenekli ellerden çıkmış insan, keçi ve arı figürleri bulunmaktadır.
Skilful cave paintings representing men, goats and bees.
Burada keçiler ve kuşlarla büyüyecek.
She will thrive up here with the goats and the birds.
Büyükbabanın keçileri ve Peter, o keçi generalidir.
They're the grandfather's goats... and Peter, he's the goat general.
- Tabii ki, budala. Bütün keçiler sıcaktır.
All goats are warm.
Sizi yaşlı keçiler sizi.
Bunch of old nanny goats.
Keçilerden üzümlere.
From goats to grapes.
Keçilerden üzümlere geçişi biraz hızlı yaptın.
You just made that trip from goats to grapes a little too quickly.
- Keçiler nasıl Christopher?
- How are the goats, Christopher?
Keçi gibi pisler.
Filthy as mountain goats.
Keçilerin bile!
Not even the goats!
Zorah'a götürdüm üç kurbanlık keçi İstediğim evlenmekti Babası az buldu Beni yalnız kalmakla korkuttu
'I drove three score goats to Zorah seeking for a wife'but her father said get more or you'll lead a lonely life...'
Bir dahaki sefere keçileri de alacağım.
And next time, we'll take your goats! Come on, soldier.
Ağaçlara tırmanıp, keçi avlayacaksın.
You'll climb trees and hunt goats, you will.
Sadece keçi eti ve çilek yedim.
And lived on goats and berries.
Az daha müritlerinize yetişemeyecektiniz.
You nearly didn't make it out to your goats.
Ve bildiğimiz, keçi.
And those I did, goats.
Çam sakızı kullanırım, sarmaşık sakızı, keçi safrası, kanı ve engerek tozu.
I use rosin, pitch, ivy gum, she-goats'gall, bats'blood and powdered viper.
Keçilerle aram iyidir.
I got a friendship with goats.
- Sen ve keçilerinle birlikte buradayım.
I am here with thee and thy goats.
Elbette burada Hindistan'da olduğu gibi fil mil yok, koyunlarımız var, kargalarımız var kuşlarımız, dağlarımız ve keçilerimiz.
Cause we don't have any elephants here, the way that you do in India, but... we have marmots, we have birds, montensas and goats.
Keçi yavrusu.
Kids. Goats.
Bana "keçi" dedin gibi geldi
It sounded just as if you said "goats."
Keçi mi?
Goats?
Keçi raporunu nasıl izah edeciğim?
How would I explain such a report about goats?
Keçilerin midesi serttir.
Goats have hardy stomachs.
Keçilerimiz babanı tanımıyor!
You have no right here! Our goats don't know your father!
Koyunlar su içene kadar keçilerinizi geri çekin.
Drive back your goats until the sheep are watered.
Yeni çiftliğinde daha çok keçileri olduğunu söylüyorlar.
They say he's got mostly goats at his new place.
Şimdi, bakın, sizi aksi yaşlı keçiler, yenildiğinizde farkedemeyecek kadar aklınız yok mu?
Now, look, you cantankerous old goats, ain't you got sense enough to know when you're licked?
Ama bütün keçilerini kaybedip iflas etti.
Only he plumb ran out of goats... and it went bust.
Keçiler ve Yahova.
Goats and Jehovah.
Sen git de öküz arabası sür!
Drive cows and goats! That's all you're fit for!
Git keçi yay sen!
Drive goats, not horses!
Koyunlarla beraber durmak istiyorum keçilerle değil hesap gününde.
I'd like to be standin'with the lambs... and not with the goats... on judgment day.
Koyunlarla keçileri ayıran çoban hala yerinde.
Not till Austin separates the sheep from the goats.
Ve belki siz de bir cadının Hışmına uğramış üç prenssiniz ve keçiler de gerçekte ayı ve kurttur
And perhaps you three are princes under a witch's spell and the goats are really bears and wolves
Biz gelene kadar keçilere göz kulak Ol yoksa ne olacağını biliyorsun
Mind the goats until we get back, or you know what to expect
Biraz toprak, birkaç tane de keçi.
A small piece of land with a few goats on it.
Keçilerle birlikte açlıktan ölmeyi mi tercih edersin?
or would you rather go starve with the goats?
Artık keçiler gibi olduk, ot yiyoruz.
Now we have become like goats, eating grass.
Keçilerle bile!
Shoo! Even the goats!
Dominique, hiç keçi kaybettin mi?
Dominique, you lost any goats?
Bekçi olarak işe alındın. Bütün gün avarelik etmen, bir kurt sürüsünün kasabaya inip burnumuzun dibinde keçilerimizi yürütmesine izin vermen için değil.
You're employed as a watchman... not to loaf about all day, letting a pack of wolves come up to the town... stealing our goats from under our noses.
Dominique olmasaydı,... o keçiler asla bulunamazdı.
If it hadn't been for Dominique here, the goats might never have been discovered.
- Dün gece üç keçi kaybettim.
I lost three goats last night.
Git de keçilerine bak.
Go off and tend to your goats.
- Keçiler ne olacak?
- What about my goats?
Keçilerin adamlardan daha fazla beyni var.
Goats have more brains than men!
Tüm hayatımız boyunca, dağlarda, karımla beraber keçi sürüsü besledik.
We have been herding goats here in the mountains all our lives, my wife and I.