Grades перевод на английский
2,085 параллельный перевод
iyi not aldığından emin olmak için.
to make sure he gets good grades.
İyi not almasına yardım etmek için mi okula geliyorsun?
You come to school to help him get good grades?
Çünkü bütün sınıflar, birliğimizde temsil edilmeli.
- All the grades should be represented in the union.
Ayrıca notları konusunda da endişeliyim.
I'm also very concerned about his grades.
Boston'da böyle notlar almıyordun.
You weren't getting grades like that in Boston.
Notlarını da yükseltebilirsin.
And you can bring your grades up, too.
Böyle notlar almaya devam edersen hayatının geri kalanını bir fabrikada yerleri silerek geçirirsin.
Now, if you keep getting grades like that, you're gonna spend the rest of your life mopping floors in a factory.
- Notların iyi mi?
- Your grades are good?
Notlarım berbat, özellikle de kimya.
My grades are lousy, especially chemistry.
Notlarım iyi ve referanslarım mükemmel.
I have good grades and excellent recommendations.
Erkek arkadaşı ve iyi dostları var.
She has her boyfriend, good grades.
Notlarım tutuyordu. Yalnız başvuru için gecikmiştim.
I had the right grades, but I Was late With my application.
- Doğru. - Notlarım taban mı yapıyor?
Are my grades plummeting?
Etkileyici... sporda iyi... güzel konuşurdu.. iyi notlar alırdı... Sadece bir sorunu vardı... insanlar onu kibirli bulurlardı...
Impressive... good at sports... spoke well... got good grades... he had just one problem... people found him arrogant...
- Tezlerin notları belli oldu.
- The grades are out, for the thesis.
Senin gibi başarılı olsaydı ikimiz de mutlu olurduk.
Now, if only he could get your grades, we'd both be happy.
Ortalamalarını yüksek tutmalarının zaten çok zor olduğunu benim ekstra antrenmanlarımın çok yorucu olduğunu ve ortalamalarını iyice düşürdüğünü söylediler.
They said it's hard enough to keep their grades up, my routines are too hard, and that the extra practice is sending their GPAs into a downward spiral.
Eğer notları ortalamanın altındaysa,... devlet okuluna gitmek zorunda kalır.
If his grades are below average, he'll have to go to public school.
Notlarım yüzünden olmalı.
It must be because of... my grades.
Çok çalışır, iyi notlar alır.
Works hard, gets good grades. Always has.
Biraz çaba göster, Finallerine çok çalış, notlarını yükselt...
You make a little effort, study hard for your finals, bring up your grades...
Notların çok iyi.
You get great grades.
Simon da Jay de aşk için, iyi not alma ihtimallerini feda ettiklerini biliyorlardı.
Simon and Jay both knew they had sacrificed their chances of good grades for a shot at love.
Sadece senin derecene göre normal bir şey.
I suppose it's only natural with your grades.
Ben bu dereceyle hayatta, Shido lisesine giremem.
I could never get into Shido High with my grades.
Kaçıncı sınıfta olduklarını biliyor musun?
Do you even know what grades they're in?
Notları iyiydi, eve hiç geç gelmezdi.
She got good grades, never stayed out too late.
- Hayır, hayır. Bazıları çok daha alttan başlıyordu.
Some gave low grades, others...
Louise! Louise! Burada 2'nci ve 3'üncü sınıflar duruyordu.
There were the 2nd and 3rd grades.
Louise! Şu tarafta da Orta 2'ler ve ilkokulu bitirmiş çocuklar.
And over there were the 5th grades, and kids who'd finished primary school, including Régis.
Aldığın notları düşünürsek...
With your grades and all...
Spor, notlar, aklına ne gelirse.
Sports, grades, you name it.
Hayır, bunlar hepimizin patronuna gidiyor.
- no, these go above all our pay grades.
Rütbelerinizi, maaş derecelerinizi, değerlendirme notlarınızı yazın. Çalışma hayatınız boyunca ödüllendirileceksiniz.
If you'd all be kind enough to write down your ranks, pay grades and evaluation scores during the years of your service you'll all be rewarded accordingly, once this is over.
Pazarlamada tek gerekli olan sağduyudur,... ve sen bana bende olmadığını söylüyorsun!
Sales is the only field where common sense matters more than grades. And now you'll say that I don't even have common sense.
Benim notlarım düşük, IQ'um değil.
My grades are low not my iq.
Notları iyi fakat bizler yaratıcı yönü hakkında biraz endişeliyiz.
Her grades are good, but we're a little concerned about some of her creative work.
Bayan Vogel notlarının harika olduğunu söyledi.
Mrs. Vogel says that you have good grades.
Eğer notlarını yükseltmezsen, bursunu yenilemeyecekler.
If you don't get your grades up, they're not gonna renew it.
Bazılarınız için bu notlar üzücü olabilirler.
For some of you, these grades are going to be upsetting.
Öğretmenler notları silah gibi kullanmamalılar.
Teachers should not be able to wield grades like weapons.
- Notların iyi mi? - Evet
You got good grades?
Bak, onlara not bile verdim.
Look, I even gave them grades. Oh.
Ama bikini giymiş kadınlara bakmak ve onlara puan vermek için kıyak istemeyeceksin de ne için isteyeceksin ki?
But if you don't { \ call in favors } do it to look at women in bikinis and assign them numerical grades, what the hell do you call in favors for?
Not ortalaman da öyle
Neither are your grades.
Eğer notların söylediğin kadar kötüyse, o zaman birşeyleri değiştirmen gerek.
If your grades are as bad as you say they are, then you have to change something.
Sanırım, okul notlarımı, sana göndermemeleri iyi olmuş.
Well, I guess it's a good thing they don't send you my med school grades.
Notları yüksek, ve bir atlet.
Strong grades, but more of an athlete.
Not veren bir öğretmen gibi.
Like the way a teacher Grades a paper.
Ve nisanın ortalarında notların düşmeye başladı.
And then in mid-April, your grades started to slip.
Notlarla ilgili olduğunu kim söyledi?
Who said anything about grades?