Gramps перевод на английский
613 параллельный перевод
Büyükbabanın bankada kaç parası var biliyor musun?
Do you know how much money Gramps has in the bank at Santa Fe?
Kusura bakma dede, durağa geldik.
Sorry gramps, this is our stop.
Büyükbaba, aşağı inip, onu görmeliyiz.
Golly, Gramps, we gotta go down and see it.
Gidip görebilir miyiz, Büyükbaba? Olur mu?
Can we go down and see it, Gramps?
Büyük babam Almanları tek elle yener.
Gramps beat the Germans singlehanded. Not exactly, son.
Gramps Johnson'un dükkanına gidelim, bakalım o ne biliyor.
Let's go down to Gramps Johnson's store and see what he knows.
Gramps...
Gramps?
Gramps!
Gramps!
Gramps.
Gramps.
Madem öldü, Gramps'i, Elinson ailesini ve onu öldüreni bulacağız.
We'll find out who killed him, if he's dead, along with Gramps and the Elinson family.
Kit, Gramps'in kişisel eşyalarını ve kayıtlarını incele.
Kit, run down all Gramps'personal stuff and records.
Gramps'i öldürmek istese neden binanın yarısını yıksın?
If somebody wanted to knock off Gramps why tear down half the building to do it?
Katil silaha bunu yapmadan önce Gramps dört el ateş edebilmiş.
Gramps got off four shots from his 30-30 before the killer did this to the gun.
Gramps Johnson'un otopsisini tamamladım.
I finished the autopsy on Gramps.
Ed Blackburn'ü, Gramps Johnson'u ve diğerlerini o mu öldürdü?
Then this is what got Ed Blackburn, Gramps Johnson, and the rest?
Otopside Gramps'in o asitle dolu olduğu yazıyordu.
The Coroner said that Gramps was filled with it.
İnlemeyi kes, dede..
Quit wailing, Gramps.
Dede, sen tam bir alçaksın, değil mi?
Gramps, you're quite the scoundrel, aren't you?
Dinle, Dede.
Listen, Gramps.
Gördün mü, Dede?
You see, Gramps?
Hey, Dede.
Hey, Gramps.
Sen gerçekten sır dolusun, değil mi, Dede?
You're a real mystery, aren't you, Gramps?
Dede, sen garip bir adamsın, değil mi?
But Gramps, you're quite something, aren't you?
Dede!
Gramps!
Dede, sakın bana hikâyesine inandığını söyleme.
Gramps, don't tell me you actually bought her story.
Dede, ben...
Gramps, I...
Onu nereye bıraktın, Dede?
Where'd you leave her, Gramps?
Bir kere daha, Dede'nin önünde.
Once more, in front of Gramps.
Bu arada, Dede, sen ne düşünüyorsun?
By the way, Gramps, what do you think?
Baksana, Dede, ona da anlat, ha?
Say, Gramps, tell him, will ya?
Haydi, Dede.
Come, Gramps.
Ama Dede çok tatlıydı.
But that Gramps was awfully sweet.
O Dede, o her şeyi biliyordu.
That Gramps, he knew everything.
Dede hiç yalan söylemedi.
That Gramps never lied!
O Dede.
That Gramps.
Peki, dede.
OK, Gramps.
Büyükbabam ölmüş.
- Gramps is dead.
Annem hayattayken, büyükbabam beni buraya getirmeden önce bilirdim.
I used to know when Mom was alive, before Gramps brought me out here.
Büyükbabam ve Miller. Hayır. Büyükbabam öldü.
Gramps and Miller, but grandfather has died.
Yaşlı Jeb'e benziyorsun. Miller'den önce büyükbabama o yardım ederdi.
You helped Gramps before Miller came.
Büyükbabama 10 dolar verdi. 10 mu?
- He gave Gramps ten.
Beni kandırmıyorsun değil mi? Hayır, paramı bana tabanca alsın diye büyükbabama verdim. Eve sarhoş geldi.
I gave Gramps my 5 in order to buy a chrome pistol, but he came home drunk and without it.
Kömür bulursak, bir madenin olacak, moruk.
If we hit coal, you'll be a mine owner, gramps.
Konuş, yaşlı adam! Dereyi tuttular, değil mi?
Gramps, they were watching the stream, right?
Sonra görüşürüz ihtiyar.
See you later, Gramps.
Bir ailen var mı?
So, Gramps, don't you have any family?
Bu arada ihtiyar. - Adını hala bilmiyorum.
By the way, Gramps, I still don't know your name.
Kendine iyi bak ihtiyar.
Take care of yourself, Gramps.
Peki ya Büyükbaba?
And Gramps?
Büyükbaba şu anda hiç de konsantre olmuyor.
Right now, Gramps ain't concentrating at all.
Hadi İhtiyar.
Here, Gramps.