Grant перевод на английский
8,430 параллельный перевод
Cary Grant'ın kibirli ve kendini beğenmiş olarak düşündüm. Ama daha önce çalıştığım başrol oyuncularına nazaran daha iyi biri.
I thought Cary Grant would be conceited and stuck-up, but he's one of the nicest costars I've ever worked with.
İhtiyacımız olan hayâlleri sadece Tanrı bahşedebilir.
Only He can grant us the vision we need.
- Grant, ne var ne yok?
Grant, what's up, man?
Grant eşek kadar olmuş.
Grant is, like, a little dude now.
Grant geçen hafta ayakkabımın içine sıçtı.
- What? - Yeah.
- Grant.
- All right, cool.
Pasta ister misin?
- Hey, Grant. You want some cake?
Grant!
- Grant!
Lütfen Grant'e bakın.
Please watch Grant.
- Grant nerede?
Hey, where's Grant?
- Grant?
Grant?
Grant!
Grant.
Grant!
Grant!
Grant!
Hey, Grant!
Grant ya!
Wha-
Böyle şeyler yapamazsın!
- Grant!
Kusura bakma, Grant cüzdanını çalmış da.
Sorry, I guess Grant stole your wallet earlier.
Tamam mı? Grant, sen de buzdolabından uzak dur.
Okay, and Grant, you stay away from the freezer.
- Birkaç saatliğine Grant ve Lila'ya baktım.
I just watched Grant and Lila for a couple hours.
Sandviçler bayağı güzel görünse de ben Grant ve Lila'nın yaptığını yiyeceğim sanırım.
You know, the sandwiches look pretty good, but I think I'm gonna have to go with Grant and Lila's instead.
Grant, Lila ve Dev.
Grant, Lila, and Dev.
İlk kısımda B-Rabbit karakteri olarak rap yapıyor ve film var yani. Sana katılıyorum.
In the first verse, he's rapping as the character B-Rabbit, and there is a movie- - I'll grant you that.
Bayan Grant'in kampanyasında bir bağışçı vardı.
There was a donor to Mrs. Grant's campaign.
Görünüşe göre zavallı Mellie Grant.. ... aşağıya inemeyecekmiş. "Korkunç bir gribe" yakalanmış diyorlar.
It seems poor Mellie Grant seems to have come down with... and I quote... "a terrible flu."
Bayan Grant.
Mrs. Grant?
Başkan'ın bugün, eşi Senatör Grant'in yemin törenine katılıp katılamayacağını merak ediyorum.
I'm wondering whether the president will be attending his wife senator Grant's swearing-in ceremony today.
Prenses Emily'nin trajik ölümünün ardından dün gece... Başkan Grant dün gece üzüntüsünü ifade eden bir açıklama yaptı. Eşi Senatör Grant'in yemin töreni ise bugün.
In the wake of princess Emily's tragic passing last night, president Grant regrets that his duties will prevent him from attending senator Grant's swearing-in today.
Tebrikler Senatör Grant.
Congratulations, Senator Grant.
Kaynaklarım bana artık... Amerika'nın bir First Lady'si olmadığını söylüyor. Yeni seçilmiş Senatör Mellie Grant rezil oldu.
Sources tell me that any marriage with the first lady of the United States, newly minted senator Mellie Grant, is a charade.
Ne kadar rejenerasyon vermiştik sana biz?
How many regenerations did we grant you?
O isim sana, özel makamıma tek başına girme yetkisi vermez.
your name alone does not grant you the right to intrude upon my private chamber.
Bir zamanlar sahip olduğu toprakları bahşeder umuduyla Edward'a yağ çekiyor.
He woos the king's favor in the hope that Edward will grant him the land that was once his.
Çalıştığı sürece, ona boşanma hakkı vermeyecek.
She won't grant him a divorce as long as she's in office.
Anlıyorum, Dr. Mills. Ama kamera görüntülerine erişim izni vermek, yönetmeliğimize aykırı.
I understand, Dr. Mills, but it's against our policy to grant access to our CCTV feed.
Grant Ward'un farkındayım.
I'm aware of Grant Ward.
- Kim olduğunu biliyorum.
- My name is Grant...
Rolf sanat vakfının onu bağış adayı olarak gösterdiğini söyledi.
Rolf said your Art Foundation nominated him for a grant.
Petrol de, seni temin ederim, bugünün yakıtı ama yarının değil.
And oil, which I grant you is today's fuel, but not tomorrow's.
Seni kardeşim mi gönderdi?
- Did my brother send you? - Grant Ward?
- Grant Ward mu? Burada olduğunu bile bilmiyor dostum.
Doesn't even know you're here, mate.
Grant hep böyledir. İnsanlara zarar verir ve kendine yalan söyler.
It's what Grant's always done... hurt people and lie to himself about it.
Christian bizden çok daha büyüktü. O yüzden pek onunla takılmadık. Ama Grant benim en iyi arkadaşımdı.
Christian was a lot older, so we never really hung out much, but Grant he was my best friend.
Grant o günden sonra tamamen değişti.
Grant totally changed after that.
Grant ailemizin evini yaktığında 17 yaşındaydı. İçeride Christian varken.
Grant was 17 when he burned my parents'house down, with Christian inside.
Lütfen beni Grant'e vermeyin.
Please, don't hand me over to Grant.
Grant Ward onu geri getirince arkadaşımıza vereceğimiz hediyeler.
They're presents for our friend once grant Ward brings it back.
Senatör Grant.
Senator Grant.
Bu röportaja katılmanın ve dostça Başkan'la boşandığını söylemesi karşılığında Senatör Grant bir kaç basit şey istiyor.
In order to do this interview, in which she will say that she and the president are divorcing amicably Senator Grant requires a few very simple things.
Yeni olayı bu.
Grant took a shit in my shoe last week.
Grant?
Grant?
Hayatımı Grant'ten uzak durarak geçirdim.
I spent my life staying off Grant's radar.