Grata перевод на английский
86 параллельный перевод
Ne yazık ki, bir çok tıbbi tedarikçi firmada istemeyen adamım.
Unfortunately, I am persona non grata in most of the medical supply houses.
- Raina'yı izinsiz izlerken yakalandığımdan beri istenmeyen kişi ilan edildim.
- Ever since I was caught taking Raina out without official permission, I've been persona non grata.
Artık Benson'ın burada istenmeyen kişi olduğuna da bir açıklık getirelim.
Let that be understood, here and now, and let Benson also understand... that he is no longer persona grata in these precincts.
İstenmeyen kişi.
Persona non grata.
İstenmeyen kişi olduğuma göre.
- Better. Seeing as I'm persona non grata.
Londra olayından beri Devrimce komiteler tarafından istenmeyen kişi haline geldi.
Since the London incidents... he has become persona non grata with revolutionary communities.
Büyük sürgünden bahsedeyim, persona non grata.
The Big E, exile, persona non grata.
Betazed'da istenmeyen kişi.
Persona non grata on Betazed.
Kişisel sebepler.
I'm persona non grata.
Dharma, Leonard'ın istenmeyen kişi olduğu hakkında bizi bilgilendirdi.
Dharma has informed us that Leonard is persona non grata.
Batı yakasındaki... hiçbir psikiyatrist onu tedavi etmek istemedi.
She's persona non grata with half the psychiatrists on the westside.
LoMo'da istenmeyen adamım.
I'm persona non grata on lomo.
LoMo beni hoş karşılamaz.
LoMo non grata.
Hala hain ve Düzen Efendileri arasında istenmiyor.
She's still a renegade and persona non grata among the System Lords.
Ayarlayamaz. Bütün erkekler benden nefret ediyor.
I'm sure he couldn't. I am persona non grata to all men.
O ikisi artık İstenmeyenler Listesi'ndeler...
Those two are... "puss-Ona non grata".
Kadınların kötü şöhretli olarak istenmediği yerde.
Where women are notoriously non grata.
Aşağılık bir insan!
Persona non grata.
Ona çıplak modeller ve bir kutu kristal önermezsem,... cuma gecesini çok huzurlu geçiremem.
If I can't offer him naked Victoria secret models, and a case of cristal, I'm persona-non-grata on a friday night.
Prens Charles hakkındaki hikaye patladığı sırada ben yanındaydım bu onu Kraliyet Ailesi için istenmeyen kişi yapmıştı.
Well, I was with him when the story broke about Prince Charles, and that made him persona non grata with the Royal Family.
Babası hâlâ eyaletin misafiri olduğuna göre ve Trey de önümüzdeki birkaç asır hoş karşılanmayan kişi olduğu için...
Ah, and since his father is still a guest of the State, and Trey's a persona non grata for the next couple of centuries...
Galiba bir grup daha habis kişi ozanların Stars Hollow'da istenmediğini duymamış.
- Thanks, Cliff. I guess a last group of miscreants didn't get word that troubadours are persona non grata in Stars Hollow.
Orada istenmeyen bir adamımız var.
WE'RE KIND OF PERSONA NON GRATA DOWN THERE.
- Çocuğun önceki suçlarından ötürü "istenmeyen kişi" ilan edilmesini sağla. O zaman diplomatik dokunulmazlığı kalmaz.
I want you to have the kid declared persona non grata because of his previous offenses- - that gets rid of diplomatic immunity...
Sen istenmeyen kişiydin, Henry çünkü sistem içinde pek iyi çalışmadın.
You were persona non grata, Henry, because you didn't work well within the system.
Washington DC deki hiç kimse telefonlarıma cevap vermiyor aramalarıma geri dönmüyor.
But I do know that we're persona non grata. Nobody's taking my calls in Washington D.C. Nobody returns them.
Arkadaşlarının seninle bağlantı kuramıyor olması tuhaf hissettiriyor. Affedersin. Bu şey tıpkı göbek bağı gibi.
It feels weird being out of * friend * contact sorry, this thing's like an umbilical cord hey, you're persona non-grata remember someone else's turn to save the day
Lafı mı olur Beyaz Kaltak?
Persona non grata. Magna cum laude.
Yetişkinler için sadece.
They are persona non grata there.
Biliyorum çok iyi bir insan değilim.
I know I'm persona non grata.
Şimdi Brent'in şu andan itibaren istenmeyen adam olduğunu söyleyeceğim.
I will let Brent know that from here on out, he's persona non grata.
Anlayamıyorum, ben buralarda genelde pek sevilmeyen kişiyim.
You know, I don't get it. I'm usually persona non grata around here.
Şu anda sözü geçecek biri durumunda değilim.
I'm persona non grata at the moment.
Ben büronun İstenmeyen adamıyım.
I'm persona non grata at the Bureau.
Bu şehirdeki, tüm şiretler için biçilmiş kaftan olmayabilirim. Ama beni seve seve işe alacak bir işveren tanıyorum.
I may be persona non grata at every company in this town, but there's at least one employer I know who would love to hire me.
Biz, istenmeyen kişileriz.
We're persona non grata.
Kav sahipleri için ilah yerli üreticiler için istenmeyen adam oldum.
I'm a pariah among the cavistes... and persona non grata to the vintners.
Persona non grata.
Persona non grata.
Yalnız çocuk bir kalp atışı sürede öğretmenin gözdesinden istenmeyen adama dönüşüyor.
Spotted, Lonely Boy going from teacher's pet to persona non grata in the pitter-patter of a heartbeat.
Tamam Jonah Miller'ın dünyasında istenmeyen kişi olabilirim ama bu, filmin üstünde çalışmayacağım anlamına gelmez.
Okay, well, I may be persona non grata in Jonah Miller universe, but that doesn't mean I'm gonna stop working your movie.
Bana bütün Emerson ailesinin persona non grata'sı diyebilirsin.
I'm pretty much persona non grata with the entire Emerson family at this point.
Birkaç bonbon yerde diye istenmeyen kişi oluyorum.
A few bonbons on the floor and I'm persona non grata.
Burada, "Recepto non grata interfero bupkiss" yaratmaya çalışıyorum.
With my psychic ions, creating recepto non grata interfero bupkiss.
Harry emniyette istenmeyen adam ilan edilmişti.
Harry was persona non grata with the philly p.d.
'İstenmeyen adam'terimini hiç duydun mu?
Are you familiar with the term "persona non Grata"?
Geçen hafta Paige, Gaby'nin kanepesine tükürdü o yüzden istenmeyen bebek ilan edildi.
Last week, Paige spit up on Gaby's couch, so now she's pretty much baby non grata.
Lancer'da istenmiyorsun.
You are persona non grata at lancer.
İkimiz de istenmeyen kişi olduğumuza göre Empire'ı çıkıp acılarımızı dindirmek ister misin?
Well, since we're both persona non grata, You wanna hit up empire, drown our sorrows?
O bir persona non grata.
He is persona non grata.
Eşiyle olan rekabetimin beni istenmeyen adam yapacağını sanmıştım.
I would've thought my competition with his wife would've made me persona non grata.
Grata.
Hi.