Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → английский / [ G ] / Greens

Greens перевод на английский

510 параллельный перевод
Bayanlar, baylar, Yeşillik Komitesi başkanı olarak, Bay Sam Bisbee'nin golf kulübünün ilk vuruşunu yapacağını duyurmaktan onur duyarım.
Ladies and gentlemen, as chairman of the greens committee, it gives me great pleasure to announce that Mr Sam Bisbee will knock the first ball off the course.
" Akşam yemeğinde turp salatası ve pirzola yedik.
" We had turnip greens and pork chops for supper.
Ama annecim, kimse turp salatasını senin gibi güzel yapamıyor. "
But, oh, me! Nobody can cook turnip greens like you, Ma. "
Matt turp salatasını benim kadar güzel yapan olmadığını söyler hep.
Matt always says nobody can cook turnip greens better than me.
Carrie Sue, şu turp salatasına ağzım sulandı.
Carrie Sue, my mouth's beginning to water for some of those turnip greens.
Çiçekleri yemek ve yeşillik bırakmak hakkında.
About eating the blossoms and leaving the greens?
"Yeşillik yemek çok yararlıdır."
Eating greens is a special treat.
Fırsat buldukça bol bol yeşillik yesinler..
Tell them to eat lots of greens if they can get them.
Tütün Börülce, patates, yeşillik.
For tobacco cowpeas, potatoes, greens.
Peki, efendim. Kuşkusuz Green'lere evet, Greenberg'lere ise hayır cevabının geleceğini biliyorsunuz.
Course you know it will be "yes" to the Greens and "no" to the Greenbergs.
Karları temizlediklerinden beri golf sahasında hiçbir Cumartesi'yi kaçırmamıştı.
He hasn't missed a Saturday on that golf course since they got the snow off the greens.
Sanırım bu çok komik, Bay Cohill -... yeşillikler ve süt.
I think that's terribly funny, Mr. Cohill. Greens and milk.
Yeteri kadar yeşillik koy.
Put in lots of greens.
- Sadece acemi çaylaklarımız var.
- Lf only we just had some greens.
Çok üzgünüm Bizim çaylak askerimiz yok dedim.
I says, "I'm surely sorry we ain't got no greens."
Biz Teksaslılar yeşillikleri sirkeyle yeriz.
We Texans like a little vinegar with our greens.
St. Louis gulaşı pişireceğiz. Yanında da biraz Mephis yeşilliği tabii ki.
We gonna cook up some fine St Louis goulash with a little Memphis greens.
- Mısır ekmeği, et ve yeşillik.
- Corn bread, meat and greens.
Yeşilliklerini bitirmedin, Bay. Gannon.
You didn't finish your greens, Mr. Gannon.
Bunlar sizin yeşillikler.
Those are your greens.
Ağaç dallarını buduyorduk da.
We've been cutting greens.
Yeşillerin efendisi.
Master of greens.
Bayan Howe ağır yemekleri canınız istemiyorsa bahçemizin taze yeşilliklerini deneyebilirsiniz.
Oh, Miss Howe, if you don't feel up to the heavier fare, perhaps you'd like to try some of our fresh garden greens.
At istiyorsa elimizdekiler vahşi.
If he sent you for horses all we got is greens.
Biraz lahana ve yeşillik doğrayıp, yarın için lahana salatası yapacağım.
I'm going to cut up some cabbage and greens and make coleslaw for tomorrow.
Mavi ve yeşiller harika ama oğlanlarla kızlar karışmış.
Your blues and greens are wonderful, but your he's and she's are mixed up.
Maydanoz, Bayan. Kemp?
Spring greens, Mrs. Kemp?
Üç yeşilim var. Gidişe hazır.
I have three greens.
Üç yeşilim de var.
I have three greens.
Ne zaman biz Yeşillerin zamanı gelecek?
When will our time come, the Greens'?
- Örneğin, Yeşiller!
- Greens, for example.
Yeşillerin haydutluklarını sana anlatabilirim, onların kuralları haydut kuralı, ve sanatları haydut sanatı!
I can inform you that the Greens are bandits, their power will be a bandits'rule, and their art - a bandits'art.
Önce biraz soğuk konsome veya gazpaço sonra birkaç sosis ve lahana yaprağı sote patates, ekmek, sos...
First, some cold consomme or gazpacho... Then some sausages with spring greens... Sauteed potatoes, bread, gravy...
Sebzelerim şehirdekilerden çok daha ucuzdur.
You know my greens are a lot cheaper than in town.
- Börülce, domuz ayağı ve sebze. - Bunu biliyorum.
some of the best in soul food... black-eyed peas... pig feet, and greens.
Şimdi biraz da sebzeye ihtiyacın var.
That's some beans for you. Now you need some greens.
Buradaki adamların çoğu Ağustos ayından beri taze sebze yemedi.
Most of these men been eating wild greens since August.
Şey, o genelde cumaları sebzeli işkembe çorbası yapar... ve ona karahindiba sebzesi getiririm.
Well, usually she boils up a mess of tripe on Fridays... and I bring her some dandelion greens for it.
Siyah erkek, ruhunda, yüreğinde... özünde, benliğinde... aslιnda beyaz kadιnι hissetmiyοr çünkü... beyaz kadιn hardal bitkisinden νe mιsιr ekmeğinden anlamιyοr.
In his soul, in his heart... in his spirit, in his being... he does not actually feel the white woman...'cause the white woman ain't hip to mustard greens and cornbread.
Derken yeşil ışığın üstünde kırmızı bir ışık gördüm.
Shortly afterwards vi a red light over the greens.
Orada et, Yorkshire pudingi, yeşillikler ya da patates bulamıyordunuz bu yüzden biz de kendimizi bu duruma alıştırıp ordunun bize sağladığı konserve sığır eti gibi şeylerle hayata tutunuyorduk.
You can't get meat and Yorkshire pudding and greens and potatoes out there, so we had to reorganise ourselves and lived on the things that the army could produce for us, like corned beef.
50'den fazlasını yapabileceğimi sanmıyorum.
- A pile of greens couldn't get me past 50.
Balık, plankton deniz sebzeleri ve protein denizden.
Fish, plankton sea greens and protein from the sea.
Balık ve plankton ve deniz sebzeleri ve protein denizden.
Fish and plankton and sea greens and protein from the sea.
Deniz sebzeleri ve protein denizden.
Sea greens and protein from the sea.
Yeşilliklerin ve aydınlığın özlemini çekiyorum.
I'm yearning for the greens and the light.
Tavşan olsam, yeşillik yemek isterdim.
If I were a rabbit, I'd want to eat greens.
yeşil lahana
Collard greens
Patatesle lahanayı uzatır mısınız?
Will you pass me the potatoes and the collard greens?
Geleneklerimizi devam ettireceğiz ve bu yıl da yarışmamızı yapacağız.
And not breaking with tradition, this year we will again have the Greens of Peace.
Lahana yaptım.
Collard greens.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]