Grev перевод на английский
1,279 параллельный перевод
Grev sona erdi.
The strike is over.
Kahrolası grev kırıcılar, defolun buradan.
Goddam scabs, get out of here.
Grev kırıcılar!
Scabs!
Defolun, grev kırıcılar!
Go home, scabs!
Pis grev kırıcılar!
You dirty scabs!
Hepimizi bekleyen felaketi protesto etmek için... Ticaret Odasının... hala zaman varken genel grev çağrısı yapması şart.
It is imperative, while there is still time left, that the TUC call a general strike in protest against this disaster which faces us all.
- Grev.Bir grev düzenlemişti.
- A strike. He organised a strike
Ama grev lideri olduğumu ititraf edeceğim.
But I'll admit to being a strike leader
Sakın grev fikri senden çıkmış gibi görünmesin.
Don't make it seem the strike was your idea
Grev yaparlarsa her şey durur. Bizim elemanlar ve cihazlar da açıkta kalır.
If they do, it'd stop our personnel and equipment into Pine Gap.
İşçi sendikaları ise derhal grev yapılması çağrısı ile protestoda bulundular.
Labour unions protested it by immediately calling strikes.
Grev kırıcı Tuttle'ı içeri almışsın.
You've had that scab Tuttle here.
Grev yapmıştır. Belki de kendini asmıştır.
He's either on strike, or has hanged himself.
Ben grev kırıcıyım.
I'm a scab.
- Eğer sen grev masasına oturmaya korkarsan, ben oturacağım.
It means that if you are afraid to strike the fist on the table, then I will.
Polisler etrafta kafanızı kırarlar, elinizde grev tabelaları olur savaşı durdurmayı düşünmüyorsunuz artık. Birkaç domuzun kıçını tekmelemeyi düşünüyorsunuz.
Cops around you cracking skulls, you got a picket sign in your hand, you're not thinking about stopping the war now, you're thinking about knocking a few pigs on their asses.
Ajitasyon genel grev ve sokak isyanının önünü açacak, kırsal bölgelerde, köylerde devrimci kargaşayı uzatacak...
We're not throwing bombs or wounding the police. Agitation will pave the way to a general strike and street revolt, which will extend the revolutionary turmoil to the countryside, villages...
Bazıları için, parlamento grev ve sokak savaşlarından daha iyi bi yer.
What did the comrades say about my article? For some, parliament is a place that's more important than strikes and street battles.
Partinin önünde olaylar olmalı, arkasında sürüklenmemeli. Bir genel grev gerektiğinden önce ilan edilemez.
The party must be ahead of events, not dragged behind.
- Âdi grev kırıcılar!
Scabs. Come on, you scabs. Lousy scabs.
İndirin şu grev kırıcıyı!
Get that scab off that car!
- Grev kırıcılar hak ettiklerini alır.
Scabs get what they ask for.
Oturup ölü bir grev kırıcıyla konuşacak değilim.
I ain't gonna sit here and argue with some goddamn dead scab, see?
Ben ölü bir grev kırıcı değilim.
I ain't no dead scab.
Shanghai'deki genel grev bastırıldı.
The General strike in Shanghai has collapsed
Grev yapmaliyiz.
I'll tell you what we should do.
Ve polis memurlari grev yapmaz.
And police officers don't strike.
Sendika dün grev oylamasi yapti, bilesin.
The union thinks you should know we had a strike vote.
Grev yapmamalari gerekir.
They're not supposed to strike.
Hem rating istiyorsunuz, hem de insanlar grev yapmasınlar diye..... televizyonun başından kalkmasınlar istiyorsunuz.
You want ratings, you want people in front of the TV sets... instead of picket lines.
Kendimden biliyorum. 300 öfkeli Noel Baba unutulmamak için merkezi üslerimizde grev yaptı.
Three hundred angry Santas picketing our world headquarters tend to be remembered vividly.
Genel Grev'in 100. yıldönümü olacak.
That'll be the centenary of the General Strike.
Fakat sizi temin ederim ki Bay Brogan eğer grev daha uzun sürerse şu anda elimde tuttuğum çeki alıp feribotla şahsen İngiltere'ye geçip size kendim postalayacağım.
But I can assure you, Mr. Brogan... that if it goes on much longer... I will take this check which I am holding in my hand... and personally ferry it across the water to England... and mail it to you myself.
Sendika liderleri yarın genel grev... İstedi.
Labor leaders called for a general strike... tomorrow.
İki gün süren grev ve protestolar ülkeyi terkeden başkanlık konseyi... ve devrim konseyinin yeni bir başkanı seçmesi neticesinde sona erdi...
Two days of strikes and protests have ended... with the presiding council fleeing the country... and the revolutionary council naming a new president.
Sokağın başındaki grev bürosundan sorumluyum.
I'm in charge of the strike office right up the street. - Yeah.
Dinleyin şundan eminiz ki, grev yüzünden teslimatlar gecikti ve bu onları mahvediyor.
Now look, we know for a fact that they got a shipment due that our picketing has cut off, and it's killing them.
Harry? - Evet? Yarın 8'e kadar, yeni grev levhaları getirmeni istiyorum.
Harry, I need a new set of picket signs down here by 8 : 00 tomorrow.
Dün grev bozuculara günlerini fena gösterdin!
That was something the way you busted up that scab yesterday.
- Grev bürosundan geliyorum...
- I just came from the strike office.
Grev söylentileri dolaşıyor.
There's talk of a walkout.
- Grev var. Şoförler oturma eylemi yapıyor.
There's the tire plants, but they're having a sit-down strike.
Şu grev saçmalığına bir son vereceğim.
We're gonna put an end to this strike bullshit.
Tijuana'da grev olacakmış.
... There's gonna be a strike in Tijuana.
Savaşla bağlantılı olarak bir genel grev kabul edilmiştir.
In connection with the war a general strike has been considered.
O yıl işçiler grev yapmıştı.
We had a trolley strike that year.
Grev mi?
Strike?
Grev 3, Doktor.
Strike three, Doc. There's no joy in Mudville.
Grev bitti!
The strike is over!
Siz grev pankartları taşımak istiyorsunuz.
You want to carry picket signs.
- Grev kuruluna başkanlık etmemi istiyorlar.
What for?