Guy перевод на английский
207,049 параллельный перевод
İki senatör ve Nobel Ödüllü biri.
Two senators and a guy who won a Nobel Prize.
- Kimmiş bu şanslı adam?
So, who's the lucky guy?
Gabriel yıllardır bu adamla ilgilenen kişiymiş.
Gabriel ran this guy for years.
- O diğer adam kimdi?
Who's that other guy?
Peki şu Gennadi denen adam?
And how about that guy? Gennadi?
Aradığın adam, San Quentin'daki başka iki cinayet yüzünden hapiste yatıyor. Adı da Wes Gilliam.
The guy you're looking for... is currently serving for two other murders in San Quentin, and his name is Wes Gillian.
- Sert çocuk.
- Tough guy.
Gerçekten iyi birine benziyorsun, öylesin.
You seemed like a really nice guy, you did.
- Ben sadece...
- I know you didn't mean for that guy to get hurt. - I just...
Adamın biri arayıp şöyle demişti, "Hey, anne ben gayet iyiyim."
The guy who calls and says, "Hey, Mom, I'm doing good."
- Gerçekten, O adam efendi bir aktördü.
- I mean, really, the guy was a decent actor.
Baban iyi bir adamdı.
Your dad was a good guy.
Benimle aynı köpek parkına giden köpeksiz bir adam var.
There is a guy at my dog park who does not have a dog.
Akıl sağlığı görevlisiyle oturdum, sıradan soruları sordu.
They sat me down with the-the psych guy, and he said, you know, the usual questions.
Ama yapmak zorundasınız. Birlikte kalmalıyız çünkü dışarıda kalan tek kişiyi yakalayacağız. O da muhtemelen arka kapıdan çıkan şu adam.
But you have to do it, and we gotta stay together because you have to catch the one outlier, probably that guy who's going out the back door, the apparent winner, but is he?
O yüzden ben de, tamirci beni kazıklamaya çalışınca kurutucumuzu tamir etmeye karar verdim.
So it made sense that I tackled the clothes dryer after the repair guy tried to rip me off.
Bir çocuk böyle şeyleri babasından öğrenmeli. Beyzboldur, araba kullanmaktır, Jerseyli bir adamla nasıl kavga edileceğidir.
A kid's supposed to learn this stuff from his dad... baseball, how to drive a car, how to fight a guy from Jersey.
İyi bir adama benziyorsun ama bunu ben hallederim.
You seem like a nice guy and all, but, uh, I got this.
Bir de Washio'yla ParkMe'yi ve şömineyi yakmak için adam gönderilen programı.
And Washio and ParkMe and the one where the guy comes over and builds a fire in your fireplace.
Ama LogBuddy'deki adam oduncu gibi giyinip geliyor.
But the LogBuddy guy comes dressed as a lumberjack.
- Adam 350 dolar istedi, ben 28 dolara hallettim.
The guy wanted 350 bucks. I paid $ 28.
Konu iş olduğunda tanıdığım en temkinli adamsın sen.
You're the most cautious guy I know when it comes to business.
Adam hayatımı çalmaya çalışıyor sanki.
It's like the guy was trying to steal my life.
- Adam ölmüştü.
The guy was dead.
Koca bir adamdı, eski futbolcu sonuçta.
He was a big guy, a former football player.
Dedi biraz önce birini yastıkla boğmuş kadın.
Says the woman who just smothered a guy with a pillow.
İsmi ne demiştin?
What's this guy's name again?
Farkında mısın? Kötü bir adamsın sen.
You are a bad guy.
Bu adam işe yaramaz.
That guy sucks.
Bunu, kapalı telefonlara aşkını fısıldayan adam söylüyor.
Says the guy who's romancing a woman through a phone that isn't even on.
Bu Profesör Bighetti'nin izlettiği Facebook filminde Mark Zuckerberg'in Winkle'lara yaptığıyla aynı.
It's exactly what Mark Zuckerberg did to the Winkle guy in that Facebook movie Professor Bighetti had us watch.
Şu adama bir bakın.
You see this guy?
Benim gibi yakışıklı birinin Gavin Belson'la aynı odada bulunmasının tek sebebi kan oğlanı olmasındandır.
I mean, that's the only way that a good-looking guy like me could get in a room with Gavin Belson, is by being a blood boy!
O, Silikon Vadisi'nde bizimle en azından konuşan son zengin adamdı.
That was the last wealthy guy in Silicon Valley that would even fucking talk to us.
Mesele şu, eğer kendi çizginizi çekmezseniz, herifin biri gelir arabanıza işer.
The point is, if you don't draw the line in the sand when some guy pisses in your car, where do you, you know?
Seni benzeten adam mı yani?
The guy who beat the piss out of you?
Merdiven'deki eleman.
Oh. Stairs guy.
Sanırım dönmem lazım. Şu hoca başımı belaya sokmadan gideyim.
I should probably get back, though, before that teacher guy gets me in trouble.
Hey. "Bu herif siker."
Hey. "This guy fucks."
Onun yerine bu adam geldi.
Instead, we've got this guy.
Ve bu arkadaş da...
And this guy...
Sadece bir adamın kafasını havaya uçurmaya çalıştın.
Just trying to blow a guy's head off.
Üvey oğlunun suçlarını üstlenmeye çalışmıştı.
The guy tried to take the rap for his stepson.
Bense parti malzemesi satan ve yine ailemin bodrumunda kalan biriyim.
Now, I'm the parties-supply guy living in my parents'basement again.
Neden o yaşlı ucubeyle geldin?
Well, where'd you come up with that creepy old guy?
Şu herif önüme kırıyor.
Now this guy's pulling out.
Ben kimi seçerdim bilmiyorum.
I don't know which guy I would choose.
Ama resimlere ve kıyafetlerinin kalanına bakarsak Malcolm tozlu kıyafetlerle gezecek birine benzemiyor.
But from the pictures that I've seen and the rest of his clothing, Malcolm does not seem like the type of guy who's going to walk around with dust on his clothes.
Niye adamın biri mezardan çıkıp Malcolm'u öldürmek istesin?
Okay, so why would a guy climb out of the grave to kill Malcolm?
Belki kafası karıştı ve Malcolm'u kendisini öldürmeye çalışan kişi sandı.
Maybe he got confused and thought Malcolm was the guy who initially tried to kill him.
Bu adamın yanına oturacağım!
I wanna sit next to this guy!