Gérard перевод на английский
1,455 параллельный перевод
Gérard Guéguand, Champ Libre basımı.
Gérard Guéguand, published by Champ Libre.
Gérard Lebovici.
Gérard Lebovici.
Gerard'ın açlık grevine son verdim.
I took Gerard off.
Merhaba, ben Gerard.
Hello, I'm Gerard.
Stanwood'tan Gerard arıyor. Yeni bir arkadaş işte.
It's Gerard from Stanwood.
Merhaba Gerard, seni dinliyorum.
Hello Gerard. I'm listening.
Teşekkür ederim Gerard.
Well thank you Gerard.
Yüce Languedoc Kilisesi'nin fermanı : Engizisyon mahkemesi kâfir Gerard Breuil'in ve tüm yazdıklarının yakılmasına hükmetti.
" By order of the Holy Church of Languedoc, the Tribunal of the Inquistion sentences the heretic Gerard Breuil to be burnt at the stake, along with all his writings, for straying from the way of Our Lord
Yaşadığım sürece, eğer Gerard'ı sarı taytIa görmezsem mutIu öIeceğim.
As long as I live, if I never see Gerard in yellow tights again I'll die a happy man.
Conroys, aşırı şiddet kullanmakla suçluyor özellikle de Marshal Samuel Gerard'ı.
The Conroys have made allegations of excessive use of force particularly against senior Deputy Marshal Samuel Gerard.
GörevIi Sam Gerard'ı nerede buIabiIirim?
Where will I find Deputy Sam Gerard?
Gerard yaraIandı.
Gerard's been hit.
AnIaşıIan memur Gerard'a oIan güvenimiz boş çıktı.
Seems our confidence in Deputy Gerard was misplaced.
Ben Gerard, oda 814. AmbuIans çağırın.
This is Gerard, room 814. I need an ambulance.
Büyük Sam Gerard.
The great Sam Gerard.
Sen Gerard ile kalacaksın.
You'll stay with Gerard.
Gerard ile kalacak mısın?
Will you stay with Gerard?
Bu durumda, eğer gitmezsen, Gerard ile takas yapamaz mısın?
In that case, if you're not going, couldn't you swop leave with Gerard?
Nicholas Steven Gerard, asansörler.
Nicholas Steven Gerard, elevators.
Gerard?
Gerard?
Evet, sensin.
Yes, it's you Gerard.
Gerard, evime işi karıştırma, lütfen.
Gerard, don't mix my home with business, please.
Serin gel, Gerard.
Easy, Gerard.
Dün Gerard'ı gördüm.
I saw Gerard yesterday.
- Gerard'a borcu kapattım.
- I've paid Gerard off.
Gerard sana geliyor.
Gerard is coming to you.
Merhaba, Gerard.
Hi, Gerard.
Gerard Nowak
Gerard Nowak
O zaman'Olmaz, Gerard'deseydin ya.
I wish you'd just told him, "No go, Gerard".
Gerard Nowak ve korumasının öldürülmesiyle ilgili... ifade vermek istiyorum.
I want to testify about the killing of Gerard Nowak and his bodyguard.
Hayır, hayır, ben kuzenin Gerard'ı düşünüyordum.
I was thinking about your cousin Gerard.
Gerard'ı mı?
Gerard?
Gerard'dan hoşlanmam.
Oh, I don't like Gerard.
Kimseye ihtiyacım yok anne, hele de Gerard'a.
I don't need anybody, Ma, especially Gerard.
Gerard'ın çok sorumlu bir genç adam olduğunu biliyorum. İhtiyacın olan tam da o.
I happen to know that Gerard is a very responsible young man, and he's exactly what you need.
Gerard, aşağıya gel!
- Gerard, come on down. - What- he's here?
Merhaba Gerard.
Hi, Gerard.
Gerard, bana burada yardımcı olmak ilgini çeker mi?
So, Gerard, would you be interested in... uh... helping me out around here?
Gerard, annene artık ödeştiğimizi söylemeyi unutma.
Gerard, don't forget to tell your mother we're even now.
Dur Gerard, eğer bir hata varsa bana söylemen gerekir.
- Gerard, if there's something wrong, - you gotta tell me.
Gerard, bunu sen yaptın.
Gerard, you did it.
- Bugün Gerard ile her şey nasıldı?
Hey, how did it go with Gerard today?
Tanrım, ben Gerard'ım!
Oh my God, I am Gerard.
Hayır, sen Gerard değilsin.
You're not Gerard.
- Merhaba Gerard.
- Hi, Gerard.
Dün Debra sana Gerard'a benzediğini zaten söyledi, değil mi?
Debra already told you yesterday you were like Gerard, right?
Bir başkası hakkında konuşuyorduk ama senin taleplerini yanıtlamak için ara verebiliriz Gerard.
Well, we were having a conversation about something else, but we can stop to address your concerns, Gerard.
Dinle Gerard.
- Listen, Gerard- -
Hayatımda ne zaman biri bana "Dinle Gerard" dediyse ya kovuluyorumdur ya da tıbbi bir sorun vardır.
It's just every time in my life someone has said, "Listen, Gerard," it's either I'm being fired or there's a medical complication.
Kimse kendisiyle uğraşmaktan hoşlanmaz Gerard.
Nobody likes to work on themselves, Gerard. You gotta stand up straight too.
Peki bu kimin suçu Gerard?
Well, whose fault is that, Gerard?