Güller перевод на английский
905 параллельный перевод
Bu ahmak kim olduğumuzu bir anlasın, yüzünde güller açar.
If you tip that boob off to who we are, I'll lay some lilies under your chin!
Çok hoş güller, Poole.
They're lovely roses, Poole.
Beş düzine gül istiyorum... koyu kırmızı güller. Onları bir sepete koyup bu sepeti... yarın sabah Madam Colet'e göndermenizi istiyorum.
I want you to take five dozen roses... deep red roses... and I want you to put them in a basket... and send this basket tomorrow morning to Madame Colet.
# Bana papatyalar, güller ve... #... orkideler verir, pahalılığına aldırmadan.
He gives me daisies and roses And orchids regardless of the price
Güller ve romantizm operadaki tenor gibidir... Aşk şarkılarını en inandırıcı şekilde söylerler.
Roses and romance like tenor in opera - sing most persuasive love song.
Bu sandigim telefonsa, güller yerine bana zambak yollayabilir.
If that call's what I think, she can cancel those roses and make it lilies for me.
Güller kırmızı, şeker tatlı.
Roses are red, candy is sweet... This is something I sent you to eat.
Eğer öğrenirsen Güller Savaşı çok kolay.
The war of the Roses is very simple if you just learn the song.
Ve Raynald, güller ve unutma beni *.
And Raynald, roses and forget-me-nots.
Yolladığın güller güzel.
Nice roses you sent Earl.
Güller için teşekkür ederim.
Thanks for the roses.
Mavi güller mi?
Blue roses?
Güller için teşekkür ederim.
Thank you for the roses.
Haşmetmaap için kırmızı güller.
Some red roses for Your Ladyship.
Neden? Güller benim hobim.
They're my hobby, the roses are.
Savaş başlayınca da hoşça kalın güller. Saçmalama.
And if war comes it's "Goodbye, roses".
Güller hep olacak.
There will always be roses.
Bu harikulade güller için çok teşekkür ederim.
Thank you so much for those beautiful, beautiful roses.
Güller de tıpkı çocuklar gibidir.
Roses are like children.
Buraya, kız istemeye gelen biri gibi elinde güller ve bir kutu şekerle gelmemen bir mucize. Elbette, bakkaldan alınan şekerlerden söz ediyorum.
It's a wonder you don't come here like a suitor, with roses and a box of candy - drugstore candy, of course.
Güller kırmızıydı, John Truett'di adı Es'i bir aşk sardı, biliyorduk bu aşkı
Roses are red, John's name is Truett Esther's in love and we always knew it
Annesine güzel güller alırdı
Buy his mother lovely roses
- Oh, ne güzel güller.
- Oh, what lovely roses.
"Ne güzel güller" dediniz ve onları dudaklarınıza yaklaştırdınız.
"What lovely roses," and impulsively drew them near to your lips.
Şanslı güller.
Lucky roses.
Tüm o alkışlar, tezahüratlar, güller...
I mean the head. All that clapping, bravos, roses...
Güller artık yanaklarında yok
The roses all have left your cheeks
Kadınlar ve çocukların gözlerinde aynı kırmızı güller var.
Women and children have the same red roses in their eyes.
Güller boyanıyor kırmızıya. Gülleri boyuyoruz kırmızıya.
♪ Painting the roses red We're painting the roses red
Güller boyanıyor kırmızıya Ve ağlayıp dururuz
♪ Painting the roses red And many a tear we shed
Güller boyanıyor kırmızıya Gülleri boyuyoruz kırmızıya
♪ Painting the roses red We're painting the roses red
- Güller boyanıyor kırmızıya - Gülleri boyuyoruz kırmızıya
♪ Painting the roses red We're painting the roses red
Evet, boyanıyor güller kırmızıya.
- ♪ We're painting the roses red - ♪ Yes, painting the roses red
Hata yapmamalı, onlar diktiler beyazı ama olmalıydı güller kırmızı.
♪ Serves them right, they planted white and roses should be red
Ve Mitch de güller ile dönmedi! Çünkü nerede olduğunu biliyorum!
And Mitch didn't come in here with roses, because I know where he is.
O tek başına duran sevimli bir evdi Seaneen ve güller vardı.
It was a lovely little house, Seaneen, and the roses!
- Ve şu güller.
- And the roses!
Güller gibi.
- Yeah. For the roses.
Yine mi güller.
Roses, again.
- güller.
- Roses.
Güller açar...
Roses grow...
- Oh, güller açarmış.
- Oh, roses grow.
Ne güzel güller!
What lovely roses!
Sadece koyun, tütün ve güller.
Just sheep, tobacco and roses.
Tütün, koyun ve güller.
Tobacco, sheep and roses.
Güller değil - onlar senin için ayrıIdı.
No more roses - they were reserved for you.
Bana güller getir aşkım
My love, bring me roses
Çitin orada güller var.
There are rose plants in that border there.
Benimle kibarca konuşuyor bana çiçekler getiriyor, her zaman sarı güller.
He speaks kindly to me and brings me flowers, always yellow roses.
Sevgilim, son zamanlarda yabani ot öldürücü ya da güller için herhangi bir sprey aldın mı?
Darling, did you buy any weed killer lately... or any spray for the rose bushes?
Sarı güller.
Yellow roses.