Gündüz перевод на английский
5,767 параллельный перевод
Neden gündüz çıkmadıklarını bilmiyorum.
I don't know why they just don't come out during the day.
Gece gündüz hep beraber.
Days and nights with just each other.
Gündüz uğradım. Polisler kapıdaydı.
I stopped by earlier today and found the police knocking.
Zaten bunların da bir çoğunu gündüz ekibi halleder.
But most everything's taken care of regular by the daily crew.
Ön cephelerde savaşan askerlerimiz düşman hattına nüfuz ederlerken savaşçılarımızı kurşun, bot ve ekmekle takviye etmek için gece gündüz uğraşan bir tugayımızca takip ediliyorlar.
Our frontline combat soldiers battle their way deep into enemy territory followed by an endless bucket brigade of support troopers who roll on day and night keeping our fighting boys brimming with bullets, boots and bread.
Gece gündüz prova yapmıştım.
And I rehearsed day and night.
Bilmeyenler için söylüyorum, James uzun zamandır gece gündüz benim peşimde.
See, James, for those who don't know, James has been chasing my ass day and night for some time now.
Üç yıl gece gündüz çalıştıktan sonra nihayet adamını yakaladın.
Well, after three years and all that overtime, you finally got your man.
Bedenleri gece ve gündüz yanarken...
Their bodies burn night and day now.
Gece gündüz.
Day and night.
Ben gece gündüz çalışıyorum.
I am studying day and night.
Gündüz buluşmaları yasaktır.
Daytime fraternization. Forbidden.
Geceleri çalıyoruz, Frankie gündüz saç kesiyor.
We're playing nights, Frankie's cutting hair in the daytime.
Gündüz.
Well, during the day.
- Bence Grieverlar'ın gündüz bulundakları yerdi.
I think it must be where the Grievers go during the day.
Çünkü Wolfmann etrafını Aryan Kardeşliği ile donatmayı seviyor hem de gece gündüz.
Well, because Wolfmann likes to surround himself with the Aryan Brotherhood. Day and night.
Seni gündüz vakti hiç görmemiştim Penny.
Never seen you during the day.
- Seni gece gündüz aradım cevap yok.
I tried to call you. - Day and night. No reply.
- Beni gece gündüz aradın mı?
- You tried to call me. Really?
En azından gece ve gündüz vardiyalarının ne zaman başladığını biliyor musunuz?
Do you at least know when the night and day shifts start?
Şimdi bunlar ışık ve karanlık gece ve gündüz birbirinden ayrılmıştır.
Now these things... light and dark... day and night are separated from each other.
# Gece gündüz onlarla yiyip, uyuyup, nefes alıyorum #
Night and day I eat, sleep and breathe them
Gündüz gibi.
It's bright as day.
Gündüz daha güzel gözüküyor.
It looks a lot better in the daylight.
Dostum, amcan Bob'un gündüz gördüğü şey o domuz olmasın?
Dude, do you think it was that shit that Uncle Bob saw back in the day?
Dışarısı zaten gündüz oğlum.
It's fucking daylight out there, dude.
Eminim dün bir mahkum gündüz vakti elinde silahla kaçtığında gayet iyi uyumuşsunuzdur!
I suppose, you were asleep yesterday as well, when a prisoner got away.. ... with a gun in broad daylight! I've got the report right here.
Gece gündüz, daima hazır!
Day or night, he's ready to perform!
"Marianne'in Kaprisleri" oyununun gündüz gösteriminde, oyun bir zamanlar birbirlerine çok yakın grubun sık sık birbirleriyle görüşmelerini konu etmektedir.
At a matinee performance of "Les Caprices de Marianne", the play which the once tightly knit group had all seen together,
Ama sonra gündüz ışığında daha güzel çıktığım aklıma geldi.
But then I remembered I look way better in the morning light.
Gündüz oluşan şu manzaraya bakar mısınız?
Will you look at this fucking view during the daytime? You kidding me?
Gündüz iş, gece eğlence.
Business by day, and pleasure by night...
40.000'den fazla sivil olmasına rağmen gece gündüz bombalanmaya devam ediyor.
Massively bombed round the clock... despite the presence of more than 40 000 civilians.
Gündüz ve gece arasında denge yok.
No balance between day and night.
Beni istediğin zaman arayabilirsin gece gündüz farketmez, tamam mı?
You call me any time, day or night, all right?
Gece gündüz seni düşünüyordum ve seninle evlenmeyi hayal ediyordum!
I think about you day and night. I've been dreaming about marrying you.
Bu gündüz vardiyası.
It's the morning shift.
Gece gündüz kaderimi belirlemeni bekliyorum.
I've been waiting night and day for you to decide my fate.
Hippolyte, gece gündüz demeden herkes dağılana kadar handa çalışıyor.
Hippolyte here works at the inn, day and night, bussing tables.
Şunu anlamalıyım, benim bir ailem var ve burada gece gündüz çalışıyorum.
I need you to understand I have a family... and I've been working my ass off down here.
Gece-gündüz.
".. day and night. "
Sabah 6. Gündüz insanıyımdır.
That's a.m. I'm a morning person.
Ay, gündüz güneşlenmen için doğal bir gölge sağIıyor.
You know, the moon provides a complimentary shade to, you know, your otherwise natural daytime tanning base.
Gündüz tepeye çıkmış olun.
So, you better make sure you're out there at daybreak.
Gündüz işin de mi var?
You got a day job?
Gündüz vakti daha önce bu kadar hızlı hareket ettiklerini görmüş müydün patron?
You ever seen'em move that fast in the daytime before, boss?
- Gündüz mesaisi işte.
Yeah, fucking day shift.
Gece gündüz çalışacağım ve bu teröristi yakalayacağım.
I have worked day and night and caught this terrorist.
Texarkana gündüz normal görünüyordu... ama gün batımında herkes korkuyordu.
Texarkana looked normal in the daylight hours but everyone dreaded sundown.
# Tahtı yatak bellemiş gece gündüz uyuyorlar. #
"They think the throne is their bed.." ".. and sleep day n night. "
- Ama gündüz vakti.
During the day.