Hacking перевод на английский
1,140 параллельный перевод
Buckingham Sarayını becerdiğim için bir hafta cezalıyım.
I'm grounded for a week for hacking into Buckingham Palace.
Ben de baltayla seni yarmayı ve bir beysbol sopasıyla yüzünü dağıtmayı düşündüm.
I thought about hacking you up with an ax, Albert, and smashing your face in with a baseball bat.
Bilirsin işte nunçaku becerisi, okla avcılık becerisi, bilgisayar korsanlığı becerisi.
You know, like... nunchaku skills, bow hunting skills... computer hacking skills.
Kral Claudius elinde baltası düşmanın izinde...
King Claudius seizes a hatchet and begins hacking the enemy.
Onun hakkında bulabildiğim tek şey bu.
About the only thing I'm good at is hacking.
Elbette, bilgisayara dışarıdan girilmiş gibi görünecek.
Of course, i made it look like a hacking job.
Marshall, şimdi sürücüye giriyorum.
Marshall, I'm hacking into the drives now.
Kapalı devre sistemine giriyoruz.
We're hacking into the closed-circuit feed now.
Lyme ihtimalini çiftin bir kızarıklığı fark edecek olması gerekçesiyle reddettik. Islak ve keskin bir öksürük aradan kaçabilir mi?
We rejected Lyme disease because the couple would have noticed a rash, but a wet, hacking cough is just gonna slip right by?
Anabilgisayarla, retina tarayıcısını programlayacak.
He's hacking into the mainframe and resetting the retina scans.
Colin Swift'in günlüğünü sekreterinin bilgisayarına sızarak çözdü.
Colin got Swift's diary from hacking into his secretary's computer.
Telefon hattı olmaması, makineleri hackleyemeyeceğiniz anlamına geliyor.
And no phone line means no way of hacking into them.
Evet, burada kaynağın izini sürmek için çalışan altı ekibim var. Ve Ulusal Yüksek Teknoloji Suç Birimi'nin bütün programcıları bunun üzerinde çalışıyor.
Well, I've got six teams here working on tracing the source of the hacking, and the National High Tech Crime Unit's got all of their programmers working on it.
Sonra kendimi yerde yatarken buldum. Bir yandan öksürüyor bir yandan da polislerin Bonnie ve Claud'u kelepçelemesini seyrediyordum.
Next thing I know, I'm belly-up on the floor, hacking out a lung while the cops are dragging out Bonnie and Claude in handcuffs.
- Odandan çıkma yeter. Aksırık ve tıksırıkların havamızı bozmasın.
Just stay in your room so the coughing and hacking doesn't kill the mood.
Hepiniz adamıma faul yapıyorsunuz.
Y'all just hacking my man up.
Oh mozart, çok önemli hastalığın olduğunu biliyorum bu yüzden sana avusturyanın en iyi doktorunu getirdim.
( hacking cough ) oh, mozart, I know you are gravely ill, so I've brought you the very finest doctor in all of austria.
Bilenmiş bir bıçakla çabukça kesmek yerine de genellikle kör bir bıçakla defalarca zorlanarak öldürülüyorlar.
And instead of the required "quick slice" across the throat with a sharp knife, they are generally killed through hacking and sawing with a dull blade.
Ona karşı gelenlerin kollarını ve bacaklarını kestirmekle ün salmıştı.
He'd gotten a reputation for routinely hacking off the limbs of those who opposed him.
Diğerlerinin hackerlık yapmasına engel oluyorum. Bu görüşmeyi yapmam gerek.
I prevent the others from hacking.
Birkaç yıl sonra da emekli polislerin maaşlarını zimmetine geçirmekten yakalandı.
Couple of years later, he was busted for hacking into the pension plans of retired cops.
Buradan bankanın ana gövdesine sınırsızca girebilirsin. Yani şifrelerle falan uğraşman gerekmez.
From there, you have unlimited entry into the bank's mainframe so there's no more working around passwords, no hacking in.
Şunu demek istedi, bilgisayar sistemlerini hacklemek bunları yapmak hoşuna mı gidiyor?
You mean to tell me, that you got in without hacking into the computer system... and making it all happen like you usually do?
Sen de benim hayatıma giriyorsun, Pacman.
You were hacking into my world, Pacman.
Çalıların arasında saklanan silahlı devriyeler falan.
Armed patrols! Hacking through the undergrowth!
Depolama tesisinin şebekesine mi giriyoruz?
So are we hacking into the storage facility's network?
Cylonlar ağa sızmaya çalışıyor.
Cylons are hacking our network.
Cylonlar ağa sızmaya çalışıyor.
The Cylons are hacking our network.
Cylonlar sistemimizi kırıyorlar
Cylons are hacking our network.
Sağlık Bakanlığı veri tabanına mı giriyorsun?
Are you hacking into the government's HMO database?
İngiliz donanmasını hack ediyorum.
Hacking into the Royal Navy. We're in.
İyileşinceye kadar pankreasını kesmeye devam mı edeceğiz?
Just start hacking away at his pancreas until he gets better?
Hala astsubayın dosyalarına girmeye çalışıyorum. Ama ilgini çekebilecek e - postalar buldum.
Well, I'm still hacking the Petty Officer's files, but I uncovered some e-mails you'll be interested in.
Matematik profesörünün bilgisayarına girip notlarını değiştirmekle ünlüydü.
He's famous for hacking into his math professor's computer and changing the grades.
Şimdiye kadar ki en büyük hack olacakmış.
Something about the biggest hacking job ever.
Hoke, bilinen hack yöntemlerine karşı sıkı önlemler almıştı.
Hoke had elaborate safeguards against conventional hacking.
Eğer Nash sadece güvenlik sistemi bilgisayarını hacklemiyorsa.
What if Nash wasn't just hacking into their security system.
Acil bir tıbbi durum var.
I have a medical emergency. [Tucker hacking]
Savunma Bakanlığı sistemine girerken yakalanmış ve karşılığında bize çalışıyor.
Computer Crimes Division nailed him hacking into a D.O.D. system... and then they cut him a deal to come work for us.
Donanım, hacking ve rüşvetin işe yaramadığı yerde bir ilham perisine ihtiyacınız olacaktır.
Where hardware hacking and bribery won't work... you need a muse.
Çok gizli NSA arşivine girdiğinizi öğrendik.
We've got you hacking into a top-secret NSA archive.
İçimi açacaksın ve sadece hazır olduğundan emin olmak istedim.
Well, you know, you're gonna be hacking into me, and I just wanted to make sure that you feel ready.
Hastanın kayıtlarına izinsiz mi giriyorsun?
You're hacking into a confidential patient file?
Herif dışarıda bir yerlerde kızları doğruyor.
This guy's out there hacking up girls.
Kızları doğraması.
I don't know... the hacking...
Başkasının bilgisayarına girmek yasalara aykırıdır.
Hacking is illegal.
- Şartlı tahliyeyle çıkmış adam suça zorlandığı için cinayetten ve cesedi parçalamaktan ceza yemeyecek.
- Turns out the parolee was coerced. So he won't go down for the murder or hacking up the body.
Kablosuz ağlara girmek ve hassas verileri çalmak için kullanılan bir hackleme cihazı.
It's a hacking device to tap into WIFI networks and steal sensitive data.
Bilgisayar sistemine girerek alarmları devre dışı bırakacak şifreleri çalabilirim.
Well, by hacking into the computer system, I should be able to get the security passwords to deactivate the alarms.
Düğmeyi hep unuturlar.
They always forget the light switch. [Inhales ] [ Hacking Cough]
Eğer Houseman'nın bilgisayarını hackliyorsa?
What if he was hacking into Houseman's computer?