Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → английский / [ H ] / Haftalar

Haftalar перевод на английский

2,282 параллельный перевод
Önümüzdeki haftalar ve aylarda bu suçluları en sonunda adalet önüne çıkaracak ve bu ülkeyi tüm vatandaşlarımız için daha iyi daha güvenli bir yer haline getirecek iddianameler hazırlanacaktır.
In the weeks and months ahead, indictments will be made which will ultimately bring these criminals to justice and which will make this country a better, safer place for all of our citizens.
Haftalar?
Weeks?
Haftalar harcadık bu iş için, artık hazırız.
We've been working.
Tekrar çalıştırmak haftalar alabilir.
It could take weeks to get it back online.
Buraya bizden haftalar önce gelmişsiniz.
You were here for weeks before we came along.
Haftalar geçtikçe, orman kuruyup ölmeye başlıyor.
As the weeks pass, the forest begins to wither and die.
Kuzeyde, ılımanlaşan hava haftalar sonra ilk kez sıcaklığı dondurucu seviyenin üstüne çıkarıyor.
Back in the north, a warm weather front passes through, lifting the temperature above freezing for the first time in weeks.
Haftalar tek kaset kaydetmedin. Tek kare görüntü almadın.
You haven't logged tapes or captured any fucking footage in weeks.
Haftalar boyunca suratıma at dölü sürmüşüm.
I was rubbing horse cum on my face for weeks.
Peki bizi niye haftalar önce öldürmedi?
Well, why didn't she kill us fucking weeks ago, huh?
- Haftalar oldu. - İşletme müdürüm sana yeni bir çek yazacak.
I'll have my business manager cut you another check.
Paul, bu kadar çok ismi kontrol etmek haftalar alacaktır.
Paul, it's gonna take weeks to run this many names.
Kısa süren sonbahar haftaları çevreyi renk cümbüşüne boğuyor.
The short weeks of autumn dip the whole landscape in a sea of color.
Prematüre veya genelde kuvözlerde doğan bebekler çeşitli cihazlara ve makinelere haftalar hatta aylarca bağlı kalırlar. Günümüzde artık biliniyor ki bu çocuklara günde yalnızca 10 dakika dokunulsa veya sırtları okşansa, bu onların beyin gelişimlerini hızlandırır.
Infants who are born premature or often in incubators and various types of gadgetry and machinery for weeks and perhaps months, it's now known that if these children are touched and stroked on the back for just 10 minutes a day that promotes their brain development.
Haftalar oldu öleli ve değişen bişey yok
Has been dead for weeks and nothing has changed
Bak daha önce de ısırıldım haftalar önce
Already bitten me before! Bite me for weeks so stop shouting of you!
Üzerinden haftalar geçti.
[Birds chirping] It's been weeks and weeks.
Bazı haftalar çok kötü oluyordu.
He'd been very bad for the last couple of weeks.
Tutuklanmasından haftalar sonra Daniel'ın kızkardeşi kefalet için sahip olduğu herşeyi satışa çıkardı ve Daniel, duruşmasını beklemek üzere onun evinde ev hapsine konuldu.
Weeks after his arrest, Daniel's sister put up everything she owned for bail, and he was placed on house arrest in her apartment... to wait for trial.
İyi günler, iyi haftalar!
Have a great day, a great week!
Eh, bu birkaç hafta, hayatım boyunca yaşadığım en ilginç haftalar oldu.
Well, this has been one of the most bizarre few weeks of my entire life.
- Hayır. Fransa'dan getirtmemiz de haftalar sürer.
No, and it would take weeks for one to reach us from France.
Haftalar sonra bile aramayan birisi için vaktimi boşa harcamak istemiyorum.
I don't want to waste time on a guy who doesn't call back until weeks later.
Bu haftalar sürer.
That could take weeks.
Kazadan sonraki haftalar, herşey çok bulanık.
You know, the weeks after the accident, they're a blur to me.
Günler haftaları takip etti...
Days turned into weeks...
Haftalar ayları kovaladı ama hâla gelen giden yoktu.
Weeks turned into months, and still he didn't come.
Haftalar sürer.
Take weeks.
Haftalar alır.
It takes weeks.
Senatör bana katılıyor, tahminlerime. Şu anki yönetimin eli altında haftalar içinde çok büyüt boyutlarda bir menkul kıymetler düşüşü yaşayacağız.
The Senator joins me, um... in my prediction that under the current administration, we will experience a stock market crash of epic proportions within a matter of weeks.
Günler sürecek, hatta haftalar.
It's gonna take days, weeks.
Üç kardeşin deniz gergedanlarını bir daha görebilmeleri haftalar alabilir.
It could be weeks before the three brothers see narwhal again.
Şimdilik suları var, pazar yerine doğru gidecekler. Ama yolculuklarını tamamlamak için önlerinde haftalar var.
Now they've got water, they'll make it to market, but they're still weeks away from finishing theirjourney.
Geçmişte, Marcus dağda haftalar geçirdi fakat eve eli boş döndü.
In the past, Marcus has spent weeks on the mountain and come home empty-handed.
Sanki o, bana günleri atlatabiliyor. Haftalarımdan Perşembe günlerini çıkarması gibi.
It's as if he can skip days, make weeks without Thursdays.
Hatalıysam düzelt ama bu McGantry'nin haftalar önce gönderdiği bokun aynısı mı?
Correct me if I'm wrong, but this is exactly the same shit McGantry sent over weeks ago, is it not?
Yani, haftalar boyunca ortadan kayboluyorsun..
- I mean, you vanish for weeks on end.
Mitch haftalar önce postalamıştı.
Mitch - Mitch mailed them weeks ago.
Haftalar sürer.
It'll take weeks.
Eğer hepsi için test yaparsak haftalar sürer.
If we're gonna test for them all, it'll take weeks.
Haftalar olmuştur. Yani- -
Weeks, I guess.
- Türkiye anlaşmak üzere ve Robert, Vittorio Veneto savaşının Avusturalya'yı halledeceğini söylüyor. Yani, savaşın bitmesine sadece haftalar belki de günler kaldı.
Well, Turkey's about to capitulate and Robert says Vittorio Veneto will finish Austria, so it's only a matter of weeks, even days, before it's over.
Konu mahkemeye taşınırsa yüksek ihtimalle sizin kararınızı kabul ederler. Ama bu haftalar sürer.
If it becomes a matter for the courts, they'll probably go with what you decide,
Haftalar sonra zorla uyuyabildim.
I hardly slept for weeks after.
Bu iş aylar ya da haftalar süremez.
This shouldn't take months or weeks.
Denizci haftaları yok mu?
Don't they have marine week?
Sorun Cuddy olsaydı haftalar önce çekip gitmiş olurdu.
If this was about Cuddy, he would have checked out weeks ago.
Her Pazar, bazı haftalar biraz daha fazla oluyordu.
Every Sunday - - some weeks more often than that.
Benim de öyle haftalarım oldu.
I've had weeks like that.
Bereketli haftalar dilerim.
Have a blessed week.
İzin almak haftalar sürer.
It'd take weeks to get clearance.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]