Hag перевод на английский
752 параллельный перевод
Seni pis, hırsız kocakarı, seni...
Why, you dirty, thieving old hag, I'll -
Bir numaralı hayranıyım.
I Am Such An Ag-Hag.
Öyle mi?
She was, was she? The old hag.
O yaşlı cadıyı hatırlatmasını istemiyorum!
I don't want to be reminded of that old hag.
O cadaloz mu söyledi?
Did the old hag tell you?
Bu saatte ve böyle mübarek bir günde içki sattığın için seni Liffey Nehri'ne atmak lâzım, yaşlı cadı.
You ought to be thrown into the Liffey, you old hag for serving liquor after hours, and on the holy day of obligation.
Sesimi yaşlandırmak için bir cadaloz gülüşü.
To age my voice, an old hag's cackle.
İyi bir yemeği neden böyle yaşlı bir kadına harcayalım ki?
Why waste good food on an old hag like that?
Yalancı moruk.
You lying old hag.
Bu dans sırası eski bir İspanyol geleneğidir.
It's an old Spanish custom... the hag line.
- Aksi kocakarının tekisin!
- You are a goddamn hag!
Yaşlı cadalozun hiç gitmeyeceğini sandım.
I thought the old hag would never leave.
Kocakarı ölmez.
The old hag won't die.
- Yaşlı cadının yanında... bayan.
- With an old hag... lady.
Başlarım senin tahsiline, aptal kocakarı!
To hell with your education, stupid hag.
O yaşlı kocakarının dedikoduları işte.
Gossip from that old hag.
- Cevabını kendine sakla, seni yaşlı cadaloz.
Well, keep it to yourself, you old hag. WHAT did you say?
Yorgunluktan uykuya daldı.
It belongs to the old hag.
- Seni yaşlı cadı, şimdi...
- You old hag, I'll...
Bu cadı hâlâ burada mı?
Let her dream That hag's still aboard?
Siz çok iyisiniz.
Right, old hag?
Ama nasıl biri olduğunu söylediğimde sana inanmayacaktır. Lanet bir şırfıntı, kafayı yemiş bir büyücüsün!
But he won't believe you, not when I tell him what you are... a damned hussy, a damned dirty-minded hag!
Kaldırımlarda yaşayan, üstü başı yırtık, leş gibi kokan bir yaratık.
Preposterous! A creature of the pavements, a... a... a frowsy hag, with the breath of a dragon.
Eğer hoşuna gitmiyorsa sen gidebilirsin yaşlı cadaloz!
If you don't like it, you can clear out, you old hag!
O cadaloz anana lanet olsun!
Damn your old mother, the hag!
Bunu hayatta gönderemem.
Imagine sending scented paper to that old hag.
Sabahın köründe kalkıp bütün işleri yapıyorum sana ne yapacağını söylüyorum.
An old hag running round the house, getting you up in the morning at the crack of dawn, telling you what to do?
Çirkin bir deniz cadısı.
An ugly hag of a sea witch.
Aptal kocakarı!
The silly old hag!
Yaşlı cadı altınlarını mezara götürecek!
The old hag will take her gold to the grave!
Yaşlı karı...
The old hag...
Yaşlı karı...
The old hag.
İşte! İşte böyle gidiyorsun seni kocakarı.
There - that's where you are going, you old hag.
Kapa çeneni, seni yaşlı ucube!
Shut up, you old hag!
- Neden, şu moruk korktuğu zaman..
Why, everytime that old hag of yours gets skiddish?
Joe, sen ve Hag şuraya, yukarıya düzlüğe çıkın ne olur ne olmaz.
Joe, you and Hag might want to get up above there. Cover it just in case.
O koca karının mı?
That painted hag?
Bir pezevenk, şu kocakarı ve şu iki orospu.
A pimp, this old hag, and these two tarts.
Sus be, koca karı!
Quiet, old hag!
İşe yaramaz parazit!
You hag, parasite!
En azından ben hiç bir nonoşla evlenmedim!
- At least I never married one. - You take that back, you old fag hag.
Seni aksi ihtiyar cadı!
You're such a stubborn old hag!
Seni yaşlı cadaloz!
You stubborn old hag!
İhtiyar kocakarı.
You old hag!
Seni ihtiyar kocakarı.
Shut up, old hag!
Diğer cadı ne olacak?
What of the other hag?
Abanır üstlerine sırtüstü yatarken genç kızların. öğretir onlara kadın olmayı. gerçek bir kadın olmalarını sağlar.
This is the hag, when maids lie on their backs, that presses them and learns them first to bear, making them women of good carriage.
Evet, sen onun metresisin, ben ise cadaloz bir kadınla evliyim.
Well, well. You're his concubine, I have a hag for a wife.
Neden ağlıyorsun hâlâ, seni çirkin acuze!
You still crying, you hag?
- Suratsız cadı.
- lmpudent hag.
Cadalozun tekiydi.
The old hag!