Hamid перевод на английский
370 параллельный перевод
Dediğine göre bir alay Abu Hamid'ten ayrılmış.
Yes. He says a North Surrey regiment has left Abu Hamid.
Sonra da yol işlerinde çalışmak üzere Abu Hamid'in yanına gönderin. - Götür şunu çavuş.
Put him with those two horse thieves we got yesterday... and send him to Abu Hamid to mend the roads.
Onu izle, Hamid.
Follow her, Hamid.
Hamid bir sonraki sapakta sağa keskin dönüş yap ve bir sonrakinde de öyle.
Hamid, turn sharp right at the next corner and again at the next.
Hamid!
Hamid!
Dikkatli ol, Hamid.
Be careful, Hamid.
Hamid, şunu taksinin motoruna iliştir.
Hamid, attach this to the motor of the taxi.
Şimdi, kaldır yukarı, Hamid.
Now, up with him, Hamid.
Sabırlı ol, Hamid.
Patience, Hamid.
Allah'ın yeryüzündeki gölgesi Sultan Abdülhamit Han'ımızın dileği odur ki imparatorluğundaki Ermeni tebasına bu tür terör eylemlerinin hoş görülmeyeceği ilk ve son olarak öğretilmelidir.
Tsk, tsk, tsk. It is the wish of our sultan Abdul Hamid the Resplendent, the shadow of God on Earth that the Armenian subject people throughout his empire be taught, once and for all, that acts of terror cannot be tolerated.
Öyle, ben size hizmet ettim, siz de, Allah'ın yeryüzündeki gölgesi, Sultan Abdul Hamid'e.
That is, I served you and you served your sultan Abdul Hamid, the shadow of God on Earth.
Hamid ile görüşmem gerek. Lanet olsun.
I've gotta get ahold of Hamid.
Bunu sadece Hamid'e ver.
Give it only to Hamid.
Hamid ile konuştuktan sonra, ben- -
After I talk to Hamid, I'll -
Hamid Moradi için acil bir mesajım var.
Yes, I have a very urgent message for Hamid Moradi.
Hamid?
Hamid?
Hamid herşeyi halledeceğini söyledi.
Hamid said he'd take care of everything.
Hamid'in çatı katında ne yaptığını nasıl açıklayacaksın?
How would you explain whatyou were doing up in Hamid's penthouse?
Hamid de öyle.
Hamid too.
Benim adım Hamid.
My name is Hamid.
Hamid.
Hamid.
Hamid bana İran'ı terketmek istediğinizi söyledi.
Hamid told me you wished to leave Iran.
Kesinlikle ama kesinlikle, Hamid'den ya da Elçilikten bahsedemezsin. Eğer bahsedersen, gitmemize asla izin vermezler.
Because I have to tell you you can't talk about Hamid or the Embassy because if you do, they'll never let us get away.
Evet, Hamid ve Hamed.
Yes, Hamid and Hamed.
Hamîd MASÛMÎ Elham ÎMÂNÎ
Hamid MAS0UMI EIham IMANI
Şuradaki Hamid.
There's Hamid now.
Loco Hamid.
Loco Hamid.
Neden böyle çalıyorsun, Hamid?
Why are you playing this, Hamid?
Hamit, Gregory, bunu biraz daha yukarı alalım.
Hamid, Gregory, let's have that one a little higher.
- Hamid Khan.
- Hamid Khan.
Mahkûm No : 99K515, Hamid Khan.
Prisoner number 99K515, Hamid Khan.
Değil mi Hamid?
Right, Hamid?
Vur Hamid.
That jab, Hamid.
- Hamid, dikkat et.
- Hamid, watch him.
Hadi Hamid.
Come on, Hamid.
Hamid'de dönülmez beyin ölümünün gerçekleştiğini onayladı.
He agreed Hamid is irreversibly brain dead.
İlk olarak Hamid'in hayat desteği için, ikincisi ihmalkârlıktan.
First, to get Hamid off life support, and second, for negligence.
Hamid Khan.
Hamid Khan.
Senin de Hamid Khan'ı bağışlaman gerekmiyor mu?
Don't you have to forgive Hamid Khan?
Kareem Said, Hamid Khan...
Kareem Said, Hamid Khan...
Hamid, bizim için yenisin.
Hamid, you are new to us.
Ve bu köşede, Hamid Khan!
And in this corner, Hamid Khan!
Hamid'di.
It was Hamid.
Hamid...
Hamid...
Hamid mi?
- Who? Hamid?
Evet, Hamid...
Yeah, Hamid...
Veronica, Hamid'i unut.
Veronica, forget Hamid.
Biliyorum, sanki, aslında Hamid'in bana böyle davranmasını ben de istiyorum.
I know, but subconsciously I'm asking him to do it.
Hamid beni terketti.
Hamid's left me.
- Ve bu da Hamid.
And he is Hamid.
Bununla ilgili bir hikâye de, mahkûmlardan Hamid Khan'ın eşi kocasının hayat destek ünitesinden çıkartılması konusunda açtığı davayı kazandı.
In a related story, the wife of inmate Hamid Khan has won a State Supreme Court ruling to have her husband removed from life support.