Hammers перевод на английский
285 параллельный перевод
Çekiçler
Hammers
Çekiçleri keskinleştirin... baltaları, kazmaları ve kürekleri!
Sharpen the hammers... axes, pick axes and spades.!
Çekiç ve testere.
Hammers and saw.
Baksana bu çekici çiviyi niye aldık?
Say, uh, what do we neel the naus and hammers for?
Burada üç çekiç var.
Here are the three hammers.
- Güzel. Çekiçler falan tamam mı?
Got your hammers and all?
Çivi, çekiç, katranlı kağıt falan var mı?
Nails, hammers, tarpaper, you have these things?
Seni görünce kafamda davullar çalıyor sanki.
You start the hammers to pounding in my skull.
"Hazır" denince horozu kaldırın.
Cock your hammers on "ready".
Peki kalbimdeki tüm ümitlerim benim için acil olanlar... .. sadece sonsuza kadar bu çekiç.
So with all my heart I hoped for my immediate execution if only to end those hammers in my head!
Çekiç, testere ve çivi de var.
There are hammers, saws, nails.
Sopa, çekiç, yumruk, tekme.
Clubs, hammers, fists, feet.
Eh, bir merdiven, iki uzatma kabloları, 3 ışıklar, 4 çekiç, bir kilo çivi 3 bıçak, pil, mala, tahta, Ve çimento.
1 ladder, 2 extension cords, 3 lamps, 4 hammers, 1 kilo of nails... 3 chisels, 6 batteries, 5 helmets and 3 pickaxes.
" kapımı yumruklayacak Göz yaşları ve paçavralar içinde
" When she hammers on my door In tears and rags
Dişi erkeğini belirledi mi elde edene kadar peşini bırakmaz.
Notice how determined the male hammers the ground with his little feet.
Tamam, sigortacılar zorlu ve zeki adamlar.Ama ben de..... onlar kadar zorluyorum.Bütün numaralarını bilirim.Üzerine çekiçle vurup, iğne batıracaklar.
Sure, insurance guys are tough and they're smart. But I know all their tricks. They'll hit you with hammers, stick pins in you...
Srickner'ları da Hammer'ları da çok seviyorum ama kalkarlarken film bir türlü bitmez ya, işte öyle hissediyorum.
You know, I love the Strickners, and the Hammers... but whenever they start to leave, it's like a movie with 10 false endings.
Çekiçleri kullanın!
Use hammers!
Çekiçler.
"the hammers."
Çekiçler, hangi İngiliz futbol takımının lakabıdır? Çekiçler?
"'the hammers'is the nickname of what english football team? "
Rüzgâr öfkesini kusuyor yağmur adeta çekiç gibi yağıyordu.
The wind yelled its anger and the rain pounded like armies of hammers.
Hafif, gizli horozlu, oynak ateşleme pimli.
Air weight, shrouded hammers, floating firing pins.
Bunun gibi şeyler anaokulundan itibaren Japonların beynine işlenirdi.
They were these things that were hammers blow in the minds of the Japanese since the infancy garden.
Cücelerin yaptıkları, kudretli kadim büyüler çanlar gibi öterdi, zamanında o çekiçler çok derinlerde, karanlık musibetlerin uyuduğu yerde dağın altına oyulmuştu o ulu salonlar.
The dwarves of yore made mighty spells, While hammers fell like ringing bells In places deep, where dark things sleep,
Burada marangozluk yapmıyoruz... yani çekice ihtiyacımız yok.
We don't do no carpentry work in here, so we don't need no hammers.
İki soyguncu, Wilshire Bulvarı'ndaki seçkin Gindel's mağazasında tezgâhları ve vitrinleri parçalamak için çekiç kullandı.
The robbers, two in number used hammers to break through the counters and display cases in Gindel's, an exclusive Wilshire Boulevard shop.
Budapeşteli büyük oyuncu Puskas yeşil sahaya yumruğuyla vuruyor.
And Puskas, the great soccer player from Budapest, hammers the ground with his fist.
İlk soru sana, Karl Marx.
And the first question is for you, Karl Marx. "The Hammers."
Çekiçler. Çekiçler hangi İngiliz futbol takımının lakabıdır?
"The Hammers" is the nickname of what English football team?
Çekiçler.
"The Hammers." No?
O çantada çekiç, matkaplar ve bir balta vardı.
That bag contained hammers drills and an axe.
Sinirlerin paçavraya dönüp, kabuğun parçalandığında ve balyozlar, kapını dağıttığında iyi olur kaçsan!
With your nerves in tatters as the cockleshell shatters And the hammers batter down your door You better run run, run, run
Face, B.A., onları kebap yapabileceğiniz kadar yaklaşmadan tetiğe basmayın tamam mı?
Face, B.A., don't drop the hammers on'em... till they "re close enough you can spit on" em, okay?
Çekiç değil.
No hammers.
Sazların tokmakları
The hammers of the zithers played
Kazıklarınız ve çekiciniz nerede?
Where's your stakes and hammers?
Haydi! Sallayin çekiçleri!
Let's keep those hammers working!
Ancak kızıl haç işareti yalnızca ziklon gazı tenekelerini saklamak ve açtırmak içindi.
But the red cross was only a mark to hide the canisters of Zyklon gas and the hammers to open them.
Öldürmek için genellikle sessiz bir alet ; çekiç, bıçak veya balta kullanmakta.
The method of death has been silent instruments such as cla w hammers, knives and axes.
Elektrikli kafesler... soğuk çelikten oluklar... havalı çekiç başları.
The electrified cages, the cold-steel chutes, the air-powered head hammers.
Yani çekiçler ve testereler için filan mı? Bak Jack, saçmalığı keselim.
Hammers and saws and things like that.
- Artık çekiç kullanmıyor musunuz?
- Don't you use hammers anymore?
İntikam duygusuyla doğruldu ve Kikloplar'ın çekiçleri bile Mars'ın delinmez zırhları üstüne düşerken bile Pyrrhus'un Priam'a indirdiği kanlı kılıçtan daha amansız değildi.
Aroused vengeance sets him new a-word, and never did the Cyclops'hammers fall on Mars his armours, forg'd for proof eterne, with less remorse than Pyrrhus bleeding sword. Priam.
- Çekiç, çivi, kiremit var mı?
- Have you got hammers, nails, shingles?
Yumruklarım çekiçtir.
My fists are hammers.
Çekiçlere dikkat et!
Watch out for the hammers!
Evet, rahipler ve Vedeklerce çevrilmiş bir sürü çekiç ve çivi.
Lots of hammers and nails surrounded by monks and Vedeks.
Çekiçlerimizle bütün kemiklerini unufak ederiz.
We'll break every bone in their bodies with our hammers!
Devlerin topuzu daha amansızca düşmemiştir Mars'ın delinmez zırhları üstüne Pirus'un Priamos'a indirdiği kanlı kılıçtan.
And never did the Cyclops'hammers fall on Mars his armor, forged for proof eterne with less remorse than Pyrrhus'bleeding sword now falls on Priam.
Parmaklar çekiç gibi vuracak! Bir, iki, üç, dört...
Your fingers like little hammers.
Çekiç gibi parmaklar dedim!
your fingers like little hammers.