Helps перевод на английский
7,146 параллельный перевод
Bir canavar avcısı daha canavarların tarafında...
Another monster hunter helps monsters.
Kafamı boşaltmaya yardımcı olur.
Helps clear my head.
Bu köşk insanların yaşamasına yardımcı olmak için var lan!
That house helps people to live, for Christ's-bloody-sake!
Biraz olsun faydası oldu.
That helps.
Bana kim olduğunu hatırlatıyor
♪ it helps me remember just who you are ♪
Takıldım, düştüm ve beldeki yağlanmayı azaltıcı limonlu ve taze naneli su dolu sürahiyi başıma çaldım.
I tripped and fell and knocked over their pitcher of lemon and mint-infused water that helps reduce belly fat.
Bunun yardımı olur.
This helps.
O, sadece kendisine yardım edenlere yardım eder.
He only helps those who help themselves.
Evet, bunun da yardımı var.
Yeah, that helps with that.
- Evet ama para yardım ediyor.
Yeah, but money helps. Yeah.
Tadın gizlenmesine yardımcı oluyor.
Helps mask the taste.
Eğer kendi ayakların üzerinde durmana yardım edecekse sana ödeme yapabilirim.
I'm happy to pay you a little stipend if it helps you get back on your feet.
İnlemenin yardımı olur.
And it also helps if you moan.
Daha çabuk uyum sağlanmasını sağlıyor.
It helps the campers get acclimated.
Kızlarla yapacağım çapraz sorgu için Jackie'nin de kurban olduğunu kanıtlayan ve hâkimin anlaşmayı kabul etmesine yardım edebilecek bir soru taslağı hazırlayın.
Draft questions for my cross-examination of the girls, anything that establishes Jackie was Vince's victim, too, and helps the judge to accept the deal.
Onun katil çıkmış olması bizim işimize yarar Laurel.
The fact that he's a murderer helps us, Laurel.
Bilgi alabilmek için seks kozunu oynamayı bilen bir tek sen değilmişsin. En azından Rebecca'nın yalanlarından biri sonunda işe yaradı.
Well, at least a Rebecca lie finally helps us.
Nasıl bir Yok Edici, bir gezegeni hayata döndürebilir?
What sort of Destroyer helps bring a world back to life?
Çok yardımı oldu.
It really helps.
Yüksekte olmak, duyusal sınıflandırma sorunlarını aşmasını sağlıyor.
Being up high, it helps her like sensory gratiation issues.
Evet, Boston haricinde Miller Metodunun da algılama becerilerine katkısı olur.
Yeah. Actually, the Miller Method out of Boston helps with comprehension.
Onları uzaklaştırmamıza yardımcı olur.
Helps draw them away.
- Yetimlere yardım ediyor.
He helps orphans.
Yetimlere yardım ediyor.
He helps orphans.
İyi geliyor.
It helps.
Hey, gece rahat uyumanı sağlayacaksa...
Hey, whatever helps you sleep at night.
Evet, ama senin için bir şey ifade ediyorsa mutlu hâlim bu.
Yeah, but if it helps, this is my happy face now.
Turuncu oğlan yardım ediyor biraz. Sana kim yardım ediyor?
Orange boy, he helps, but who helps you?
- Sadece bu da değil. Bir arkadaşının seçim kampanyasına yardım edeceği Alabama'ya tayin istiyor ve onaylanıyor.
Well, not only that, but he requests and he is granted... a reassignment to Alabama where he helps a friend on his senate campaign.
Küçük bir oyuncak almak hep o boşluğu doldurmama yardımcı olmuştur.
Buying a little toy every now and then helps me fill that void.
Nasıl davranacağını söyleyen bir kitap olarak düşün, Franz.
If it helps, consider it a manual for how to behave, Franz.
2016 davamıza faydalı olsun da.
Just helps our case in 2016.
Stace, bu paranın sana ve Kaylee'ye bir hayrı dokunacaksa ufacık da olsa bir faydası olacaksa sonuna kadar harca.
Stace if this money helps you and Kaylee if it does a single good thing in this world, then you spend every penny.
Çocuğu getiren kim olursa ödüllendirecekler.
They will reward whoever helps them get their boy back.
Bunun da yardımı oldu.
So that always helps.
O canavar korumaya yardımcı olur.
He helps maintain the Beast.
Ağız yardımcı oluyor ama denememe izin verebilirdin.
Well, the mouth helps, but you could have let me try!
Senin de katılman diğer çocuklar için çarpıcı olacaktır. - Nasıl yani?
- helps knock some of the other guys out.
Hastalıklar bir bakıma hayatı ortaya çıkaran ve belli bazı durumlarda onu yok eden bir tür döngü oluşturuyor.
Disease in a way has formed a kind of cycle which helps to create life and uh, obviously some cases, to destroy it.
Warrant'ların bağımsız kişilere verilmesi işlerin temiz kalmasını sağlıyor.
Warrants served by a neutral party helps keep things... clean.
Birçok insana yardım eder.
He helps many people.
Problem iki, ayrı bir konu, aşı antikor üretmeye yardımcı olur.
Problem two, also an issue, a vaccine helps create antibodies.
Ve sen böyle hıçkırman hiç yardım etmiyor.
And you... sobbing helps exactly zero percent.
- Uykum için faydası oluyor.
It helps me sleep.
Peki, eğer gece daha rahat uyuyacaksan biseksüel diyelim.
Fine, call it bisexual. If it helps you sleep at night.
Ayrıca en iyi yanı dilinizin altına sürerseniz sakinleşmenize yardımcı olur.
And the best thing about it is if you put it under your tongue, - He doesn't need ball cream, Shed, because he's got no balls. - it, uh, helps to relax you...
İnsanın çocukluk evini görmesinin iyileştirici bir etkisi yok fakat parçalanıp parçalanmadığını, bunun nasıl ve neden olduğunu öğrenmene yardımcı oluyor, bilmek istiyorsan tabii.
It's not healing to see your childhood home... but it helps you measure whether you are broken... how and why, assuming you want to know.
Clarke bunun nasıl kardeşime faydası olacağını açıklasana.
Guard him. You want to explain to me how this helps my brother?
Hakkında soruşturma açtıklarını varsayarsak ki Bölge Savcısı'nın meşru müdafaa olmadığını kanıtlaması gerek, ayakkabıcı kızın ifadesinde kızın dövüş başlamadan arka odadan çıkmadığını söyledi ki bu bize yardımcı olur.
So assuming he's indicted, which, yeah, it's on the DA to prove beyond a reasonable doubt that it wasn't self-defense, shoe girl's DD-5 says that she didn't come out of the back room until after the fight had started, which helps us.
Umarım işe yarar.
I just hope it helps.
Kimseye faydası dokunmaz.
It helps no one.