Henry перевод на английский
22,590 параллельный перевод
Üç tanesi Henry Amca'nın küçük Nazi sobelemece oyunundakiler olmak üzere ikinci anayasal haklarına toplam 47 kez başvurduklarını keşfettik.
Well, including the three that uncle Henry had on him for his little game of "Pop goes the Nazi," we have found a total of 47 expressions of their second amendment rights.
Şarjörde bir set taze parmak izi var ama Henry Amca'yla uyuşmuyor, sistemde kayıtlı da değil.
Here's a set of fresh prints on the clip, but they don't belong to uncle Henry, and they aren't in the system, either.
Aynı o Dwight Darnell şerefsizi gibi Henry de kendini temsil etme konusunda ısrarcı, yani işimize gelir.
And just like that Dwight Darnell scumbag, Henry insists on representing himself, so that helps. Well, we'll see.
Ama Henry, burada polis memurlarını öldürme girişiminden bahsediyoruz.
But, Henry, we are talking about attempted murder of police officers here.
Bir dakika düşün, Henry.
Now, just think for a second, Henry.
- Henry, o silahlardan biri eski bir suçla ilişkiliyse...
Phone call-Henry, if any of those guns come back to a crime...
Uyuşturucuyu boş verin, dolandırıcılıktan vurun.
- We get it, Henry. - Forget about the Meth and hit them with the fraud.
Henry, fazla zamanımız yok. Patronumuz her an seninle konuştuğumuzu anlayıp yerimize başka birilerini...
Henry, we don't have much time together before our boss figures out that we're in here talking to you and replaces us wi...
Henry.
Henry.
Henry Colson, tanığımızın eski erkek arkadaşı.
Henry Colson, our witness's ex-boyfriend.
Kendini size yakalatacak kadar aptal olabilir ama Henry Colson asla benim aleyhime ifade vermez. Ayrıca babasını ve kardeşini engelleme konusunda şansa ihtiyacınız olacak.
He may have been stupid enough to let you capture him, but Henry Colson will never testify against me, and you'll need better luck taking down his father and brother...
Babasını ve kardeşini bulana kadar Henry Colson'ı konuşmaya zorlayamayız.
We can't compel Henry Colson to talk till we find his brother and his father.
- Henry, beni ne diye aradın?
- Henry, why the hell are you calling me?
- Hoşça kal Henry.
Goodbye, Henry.
Teşekkürler, Henry.
Thank you, Henry.
Henry'in babası milyon dolarlık silahlardan bahsetti, onlar nerede?
Henry's father said something about having $ 1 million worth of guns, and where are they?
Henry Colson'la başlayalım mı efendim?
Should we start with Henry Colson, sir?
- Başkomiserim, Henry Colson aşağıdaymış.
Captain, Henry Colson's downstairs.
- Henry, şimdi sırası değil.
- Henry, now's not the time.
Ciddiyim, Henry.
I mean it, Henry.
Henry bunu yapar mı ki, sihri yok eder mi?
Would Henry even do that... destroy magic?
Henry başarırsa ne olur?
What happens if Henry succeeds?
Henry'i de kaybedecek değilim.
I'm not about to lose Henry, too.
Gold da bizim gibi Henry'nin nerede olduğunu bilmiyor.
Gold doesn't know where Henry is any more than we do.
Henry'i nasıl bulacağımı bilsem bile mi?
Even if I knew how to find Henry?
Henry'e yetişmeliyiz.
We have to catch up to him.
Henry kristali yok ederse eğer.
Only if Henry destroys the crystal.
Ki yok etmeyecek çünkü Emma ve Regina, Henry'i arıyorlar.
Which he won't, not with Emma and Regina searching for him.
Çünkü Henry telefonunu koltuklardan birinin altına saklamış.
Because Henry hid his phone under one of the seats.
- Henry de öyle, kristalle birlikte.
And so is Henry, with the crystal.
Henry'i o bulmadan önce bulmalıyız.
We've got to find Henry before he does.
Burada Henry'e ait bir şeyler olmalı.
There has to be something in here that belongs to Henry.
Henry'e yardım etmek istiyorsan bana güvenmek zorundasın.
If you want to help Henry, you're just gonna have to trust me.
Burayı görmeyi gerçekten istiyorum, Henry ama bunun sihri yok etmekle ne ilgisi var?
Well, I want to see this place, Henry, truly, but... but what does it have to do with destroying magic?
Henry sihri yok etmeden önce Regina ve Emma'yı bulamazsak bu asayı onarmak bir işe yaramaz.
If we don't find Regina and Emma before Henry destroys magic, fixing this wand won't matter.
Anlaşılan Henry buradaymış ama yalnız olduğunu sanmıyorum.
Looks like Henry was here, but I don't think he was alone.
- Bu, Henry ve Violet'in şarkısı.
This is, uh, Henry and Violet's song.
Henry'i arkadaşlarımı, herkesi.
Henry... my friends... everyone.
- Ne buldun, Henry?
Henry, w-what did you find?
Henry, kitabındaki bütün hikayelerin gerçek olduğunu söylemiştin.
Wait, Henry, you told me that all the stories in your book are real.
Henry, babanın macerasını neden hiç bitiremediğini biliyorum.
Henry, I know why your dad never finished his quest.
- Merhaba, Henry.
Hello, Henry.
- Ne düşünüyordun, Henry?
Henry, what were you thinking?
Kötü Kraliçe asla geri dönmeyecek, Henry.
Henry, the Evil Queen is never coming back.
- Henry.
- Henry.
Henry, burada ne yapıyordun?
Henry, what were you doing down here?
Çünkü Henry'nin büyükbabası kristali aldı.
'Cause Henry's grandpa has the crystal.
- Henry.
Henry.
Henry, yapma ama.
Henry, come on.
- Henry değil.
Not Henry.
Henry!
Henry!