Hidden перевод на английский
9,068 параллельный перевод
Mülkiyet, paravan şirketlerin ardına gizlenmiş.
Ownership is hidden behind layers of shell companies.
Biliyorum, Ajan Gallo devletin beni saklayabileceğini düşünüyor fakat Hector'un insanların üstüne saldığı korkuyu siz de görüyorsunuz.
I know that Agent Gallo thinks that the government can keep me hidden, but you see now the fear that Hector strikes into people.
Ama nasıl olduğunu bilmiyorsun, benim gibi bir hayat sürmedin.
But you don't know what it was like, Living hidden my whole life.
Vericiyi iyice gizlediğine emin misin?
Did you make sure the transmitter is well hidden?
Burada ama bir şekilde saklamışsın.
It's here, but you've hidden it somehow.
Beni kendilerine melek diyen bozulmuşlardan uzak ve canlı tutuyor.
Keeps me alive and hidden from the rest of the failures that call themselves angels.
Öldükten sonra saklamıştım.
Hidden away after she died.
Sakladığım bazı mücevherleri sattım.
I sold some jewelry that I had hidden.
GİZLİ NUMARA
[Hidden number]
Sana söylediğim şu gizli numaraya bakabildin mi?
Did you look up that hidden number that I asked you about?
Sen de senden gizleneni hissedebilirsin.
You too, you can feel what's hidden from you.
- Saklı kalabilecek şeyleri çocuk ortaya çıkarmış.
Whoa there, whoa! He brought out things in him that might otherwise have stayed hidden.
Sana âşık olduğum zaman.
♫ You see, the things hidden inside me, ♫ The time I fell for you. ♫ they changed me greatly. They put me to sleep, ♫
Belki bir yerlerde saklanmış güzel bir anı vardır.
Maybe there is a good memory hidden away somewhere.
Hatırlayamadığım geçmişimde neyin gizli olduğunu gerçekten merak etmeye başladım.
But now... I'm really curious about the truth. What might be hidden in my past...
Onun yerine bana vur.
♫ The things hidden inside of me changed me greatly. They put me to sleep, tied my hands, ♫
– Saklamış mı?
Wait, he had a hidden son?
O zaman çocuk o metresten, öyle mi?
... A hidden son... And so, if it's a son, is it the child we saw outside? Is it him?
Sutyenime sakladığım kalan esrarı mı içtin sen?
Have you been smoking the half joint I have hidden in my bra?
Yatak odamda, başucumda duran masanın gizli bölmesinden silahımı aldım. Bir kutu mermi zaten çekmecedeydi.
I grabbed the gun I keep hidden behind my bedside table, a box of bullets from the drawer there.
Burada saklıyormuş.
It was hidden in this.
O her gün dokümanlarda gizli mesajları nasıl alıp vereceğini biliyor.
She knows how to send and receive hidden messages in everyday documents.
Bu gizli görüntü.
It's a hidden jpeg.
Ayrıca kablolar duvarların içinde.
Plus- - plus, the cable's already hidden along the walls.
Erkeklerin aksine kadınlar en hassas parçalarını kendi içlerinde saklarlar.
Unlike men, women keep their most sensitive parts hidden within.
Sadece bir avuıç yaşlı soy kurtulabildi... Burrows'a saklandı ya da rüzgarda toz gibi uçtu.
Only a handful of the old breeds survive, hidden in Burrows or scattered like dust on the wind.
- O şey neyse sakladığı apaçık ortada.
Clearly, she has hidden whatever this thing... Certificate.
- Kimlik. Kimliği sakladığı besbelli ve sen de her zamanki gibi onun tuzağına düştün.
Clearly, she has hidden this certificate thing and, as usual, you are falling for her tricks.
Gizli bir iğnenin içine doldurdum cinsel ilişki esnasında Omec'e enjekte edeceğim.
I'll fill a hidden needle and inject the Omec during coitus.
Annemin küçük bir fare şeklindeki bir iblisle konuştuğunu gördüm. Fareyi de hasır bir şişenin içine sakladı.
I did see my mother converse with an imp in the shape of a small mouse, which she did keep hidden in a wicker bottle.
Şeytan'ın mührü iyi gizlenmiş olmalı.
The devil's mark may be well hidden.
Belki de burada çok fazla süre saklandım.
Maybe I have been hidden here for too long.
Buradan çok uzak olmayan bir yerde saklıyorum.
I keep it hidden, - not far from here.
Hayır, bu arada "gizli" dosyalarını bulmak hiç mi hiç vaktimi almadı.
Nope. And by the way, it took me no time at all to find all your "hidden" files.
Botunda gizli bıçak olmasaydı tabii.
Except for the knife hidden in your boot.
Barbie, onu ağır koruma altında tutacaklar.
Barbie, they are gonna have her hidden, under heavy guard.
Ama gerçek geçmişine bakmak istersen o zaman şasinin altında gizli kalmış seri numarayı bulmalısın.
But if you want to know the true history, then you'll find that serial number hidden on the bottom of the frame.
- Hangi yatı? Evrakları evindeki çerçeveye saklı olan yatı.
The one whose paperwork was hidden in a frame at your house.
Geçen on yıl boyunca gizli kaldılar ama geçen sene ortaya çıkmaya...
For over a decade they've stayed hidden. But in the last year many have been emerging... making themselves known.
Çünkü para orada saklı.
Because that's where the money's hidden.
Brooklyn'in kalbine gizlenmiş.
Hidden in the heart of residential Brooklyn.
Gizli kamera programı bu, lanet olası ulusal tiyatro değil.
It's a hidden camera show, not the fucking National Theatre.
Siktir, gizli kamera programı.
Oh, fuck off, it's a hidden camera show.
Ve sana söz veriyorum şişman vücudu sır olarak kalacak.
And I promise, his corpulent carcass will remain hidden...
Bilmiyorum, çünkü yüzünü gizliyordu!
I do not see his face because he had hidden it..
Hayır, bizim adam burada ama saklı.
No, our man is here, he's just hidden.
- Bir yere gizlemiş olmalı ya da uçakta bir ortağı vardır.
Well, he might have hidden it somewhere.
Hollows'un oradaki bahçeye silah ve nakit para sakladım. Onları al.
I have weapons and cash hidden in the garden by the Hollows.
O zaman diğer böcekler gibi taşın altında saklı kalman gerekirdi.
Then you should've stayed hidden, under your rock with the rest of the insects.
Tabii elbette içerdeyken kanatlarını açma.
And by all means, once inside, keep your wings hidden.
Yangın çıkmasaydı asla bunu göremezdim.
A hidden compartment in the floor of my den. I would never have seen it had it not been for the fire.