Hisses перевод на английский
129 параллельный перевод
Bence, Scott'ın sorumlulukları ailesinide koruması gerektiği için büyüdü.
[Hisses] Scott's responsibilities, I think, grew, in trying to protect his family more.
Gördüğün üzere Scott son günlerde bazı ilginç gelişmeler oldu.
[Hisses] As you can see, Scott, there's been some interesting developments lately.
"Keçi tıslıyor"
The goat hisses.
Gözler sola! Gözler ileri
( Man ) Eyes left. ( Gas hisses ) ( Man ) Eyes front!
[Hisses]
[Hisses]
( Kalabalık yuhalar )
( Crowd hisses )
- Tıslayınca elim ayağıma dolaşıyor.
- I get very quivery when he hisses.
"Hava tıslar altın dişlerinin arasında..."
"Harder Michele" The air hisses through the gap in his golden teeth.
[Hava üfler]
[Air hisses]
Pek doğru olmadı, Buck,
Deodorant. [SPRAY HISSES]
- [Tıslama]
- [Hisses]
Babam, bir daha hırsızlık yaparken yakalanırsam,... beni babaannemin yanına, Ferengi ana gezegenine göndereceğini söylemişti.
My father told me that if I got caught stealing again he would send me back to live on the ferengi homeworld with my grandmother. ( Hisses )
Üreme mevsiminde bataklıktan yükselen böğürtü, homurdanma ve tıslamalardan oluşan etkileyici koroyu duyabilirsiniz.
During the breeding season... an expressive chorus of bellows, grunts and hisses... rises from their densely vegetated swamps.
Oh, Tanrım, herşeyi kendim mi yapmak zorundayım
Oh, Lord, must I do everything myself? [Hisses]
Herkes gösterilere çantasında bir yılanla gidiyor.
( Hisses ) Everyone goes to a gig with a snake in their bag.
Delice geliyor biliyorum ama yemin ederim ama bana ne zaman tıslasa Rachel dediğini biliyorum.
I know this sounds crazy, but every time this cat hisses at me I know it's saying, "Rachel!"
[CİHAZ HISLAR]
[DEVICE HISSES]
Dal canavarı.
- [Hisses] - Branch monster.
Beyaz gürültüye ne dersin?
How about some white noise? [Hisses]
Yarışta iyi şanslar, Bill.
- Good luck today. Bill. [Hisses ] - [ Gasps]
Küçük Vicki'yi kimse geçemez!
Nobody upstages Little Vicki. [Hisses]
Kıvrak zekasıyla, şimdi cehennemde olan Pier della Vigna'yı... hala asılıymış gibi, kısılmış ve öksürür gibi... kesik heceler çıkararak konuşturur.
It was his genius to make Pier della Vigna, now in hell... speak in strained hisses and coughing sibilants... as though he is hanging still.
Üzgünüm.
- [Hisses, growls]
Bende seni bekliyordum.
I've been waiting for you. [HISSES] ZANDER :
İzin verirsen.
If you'll excuse me. [HISSES, GROWLS] Splice her.
Size söylüyorum, bu büyük bir hata.
[GROANS ] [ HISSES] I'm telling you, it's a big mistake.
Y-y-yilan.
[Gasps, slurps ] [ Hisses] S-s-snack.
Aslanlarla çevrili bir ağaçta kapana kısılan, ve uzaktan gelen hırlamaların ve tıslamaların Legadema'nın tehlikede olduğundan annesinin haberi bile yok.
Caught in a tree with lions camped out between them, Legadema's mother had no way of knowing if the growls and hisses in the distance was Legadema in serious trouble, or not.
Hırıldanmaları homurtuya, homurtular da gürlemeye dönüşüyor
Her hisses rose to a constant growl, like a growing storm.
Bir öğretmen olarak, bunu duymak hoşuma gidiyor...
- As a teacher, I love to hear... - [hisses]
Hadi
[Gas Hisses ] [ Echoing] Come on.
Pis tost makinesi!
( man hisses ) Toaster!
Saldır ona.
Strike him. SNAKE HISSES
Ve buna iyi bak, yapabilir misin?
- Take care of that, would you? - [Hisses]
Bana tıslıyor ve pençelerini atıyor ama sanırım bu, hâlâ sıkı fıkı olduğumuzu anlatma biçimi.
He, like, hisses and claws at me, but I think that's just his way of saying we're still tight. You know.
Doğanın en nadir görüntüsünü izleyin yeni bir adanın yaradılışı.
Behold one of nature's rarest sights... ( MUFFLED EXPLOSION ) ( STEAM HISSES )... the creation of a new island.
Babanızın eşyalarını teslim aldığınıza dair şu kağıdı imzalar mısınız?
If you wouldn't mind signing this receipt That you received your father's personal effects... ( bell dings, steam hisses )
- O değil.
[Hisses]
O Jackson.
[Hisses] It's Jackson.
Dr. Chamberlain.
( Gas hisses )
Bunu okulda yapardık.
( Hisses ) We did that at school.
Hem sen önce saçına bak!
( hisses )
Hiçbir şey olmadı.
- [Squawks ] - [ Hisses]
Bizi görüyor! Kahretsin!
[Hisses] lt sees us!
Sen yolunu seçtin, evlat.
You've chosen your own path, kid. Hyah! [HISSES]
Aslında...
[HISSES THEN LAUGHS]
Müdür Lewis, Steve konusunda endişeleniyoruz.
- We'll still get that door. - [Hisses] - Stay back.
Kapıyı aç!
[door hisses closed ] [ coughing and struggling to breathe]
Sıcaktır.
( steam hisses ) ( shrieks )
Aman Tanrım!
- [Muttering ] - [ Crocodile hisses] Oh, God!
Yılan daima tıslar...
( Wind howling ) ( Sheriff Conroy ) The serpent always hisses...