History перевод на английский
26,579 параллельный перевод
- Neye? Yeniden tarih yazmaya.
Here we go rewriting history.
Evet, onları Siyahi Tarih Ayı'ında görmelisin.
Yeah, you should see them during Black History Month.
Bir geçmişiniz olduğunu söylemeliydin.
You should have said you had a history.
Rahatsız edici bir tecrübe yaşadığını duydum ve geçmişimiz yüzünden sana ulaşmak istedim.
I heard you had a disturbing experience, and, given your history, I wanted to reach out to you.
Demek geçmişimden bahsetmek için uğradın.
Oh, you drop in a mention of my history.
Pardon, neden bana soruyorsunuz?
We should look at Jacob's medical history.
Saldırgan bir seks geçmişi var.
The man has a history of predatory sex.
Başlamadan önce tıbbi geçmişin hakkında bazı şeyleri bilmemiz gerekiyor.
Now, before you can participate, we need to establish a baseline medical history.
Bunun spor tarihinde çok önemli bir durum olduğu çok açık görünüyor.
This is clearly a momentous occasion in the history of the sport.
Millet, şuan tarihi bir ana tanıklık ediyorsunuz.
Folks, you are looking at a moment in history.
Tarihte ilk kez bir kadın Major Lig'de atış tepesine çıkıyor.
For the first time in history, a woman has taken the mound in a Major League Baseball game.
Sadece müvekkilinizin küçüklere hizmet geçmisini yetkililere bildireceğiz.
We're simply letting the authorities know that your client has a history of serving minors.
... Chicago Çimento Mafyası'nın hikayesinde... olmak ister ki.
... and cement the Chicago mafia's place in history.
Dünya eski Çin tarihi, Savaşan Devletler Çağı.
Earth... early Chinese history, Warring States Period.
Ben'in bize rehberlik etme gücüyle insanlık tarihinin en uzun yolculuğunu yaptık.
With Ben's strength to guide us, we had made the longest journey in the history of humankind.
Tarihteki en büyük başarısızlık... Tarihteki en büyük başarısızlık.
The biggest failure in history... biggest failure in history.
Uzay keşfi tarihi gidilmemiş yollardan giden bireylerle başlar vizyon sahibi insanlarla.
The history of space exploration begins with individuals taking the road not taken, with people with a vision.
Beni en çok heyecanlandıran şey Mars'ta kendine yeterli bir medeniyet kurmanın insanlık tarihindeki gelmiş geçmiş en büyük macera olacağıdır.
The thing that gets me most fired up is that creating a self-sustaining civilization on Mars would be the greatest adventure ever... ever in human history.
O'nu dünya eğemenliği yolunu terk etmeye, tehlikeli silahlanma yarışını sona erdirmeye, ve insanlık tarihini değiştirmek için tarihi bir çaba göstermeye çağırıyorum.
I call upon him further to abandon this course of world domination and to join in an historic effort to end the perilous arms race and to transform the history of man.
Yani geçmişine tam olarak inemedik ama Jaclyn harika bir çocukluk geçirdiğini söyledi.
I mean, we didn't deep-dive into her history, but Jaclyn did say she had a wonderful childhood.
Tarih kazara meydana gelen olaylardan ibaret değildir.
History is not just stuff that happens by accident.
Eğer beyazsak, atalarımızın seçtiği tarihin ürünleri oluyoruz.
We are the products of the history that our ancestors chose, if we're white.
Ama eğer siyahsak, atalarımızın seçmediği bir tarihin ürünleriyiz.
If we are black, we are products of the history that our ancestors most likely did not choose.
Buna "Şimşekle yazılan tarih" diyordu.
He calls it, "History written with lightning."
Bu ülkede siyah insanların verdiği çeşitli mücadelelere bakılırsa, hepsinin arkasında eksiksiz ve karmaşık insanlar olarak anlaşılma çabasının olduğu görülür.
[Cobb] If you looked at the history of black people's various struggles in this country, the connecting theme is the attempt to be understood as full, complicated human beings.
Tarihteki her an değerli ve benzersizdir.
[Richard Nixon] Each moment in history is a fleeting time, precious and unique.
Daha sonra, yıllar içinde, tarih yeniden yazılmaya çalışıldı ve kötü beyaz adamların sebep olduğu ırksal bir eşitsizlik gibi gösterildi.
Then, years later, there was an effort to rewrite history, that it was a racial disparity put in by mean white people.
Bu ülkede ırklar arası tecavüzün tarihine bakıldığında, beyaz erkeklerin siyah kadınlara tecavüzünün, tersine göre çok daha yaygın olduğu gerçeğine aldırmadan söylenmiş bir söz.
Never minding the fact that the history of interracial rape in this country, that that record is far more marked by white rape against black women than of black men against white women.
Aklı başında hiç kimse Kara Panterler'in dünya tarihindeki en büyük askeri gücü alaşağı edeceğine inanıyor olamaz.
I mean, no one in their right mind could ever believe that the Black Panthers were gonna bring down the greatest military force in the history of the world.
Bu sistemlere bu şekilde başkaldırmış halkların tarihlerini biliyoruz. Sistemin onları öldürdüğünü, katlettiğini, sürgüne gönderdiğini, dışladığını veya itibarsızlaştırdığını biliyoruz.
We know the history of folks who've done this kind of standing up to these systems, and we know how the system has murdered them, assassinated them, exiled them, excluded them, or found ways to discredit them.
80'li yılların sonunda ve 90'ların başında Amerika tarihinde pek az görülmüş bir büyüme içine girdi.
And in the late'80s and early'90s, this became a growth industry unlike very few growth industries in America's history.
Geçmişlerinden söz etmiyorlar bile.
In fact, it doesn't talk about its past history.
Amerikan tarihinde
Throughout American history,
Yakın tarihimizdeki büyük çaplı ayaklanmalara bakacak olursak, Rodney King'den 1967'deki Detroit ayaklanmasına,
[Cobb] If we were to look at the larger-scale riots that we know of in, you know, our recent history, from Rodney King, to the Detroit riot in 1967, the Newark riot in 1967,
Tarihimizde hiçbir zaman devletin kanun ve nizam anlayışının siyah toplumun özgürlüklerine, haklarına, seçeneklerine ve seçimlerine karşı işlemediği bir dönem olmamış.
There has never been a period in our history where the law and order branch of the state has not operated against the freedoms, the liberties, the options, the choices that have been available for the black community, generally speaking.
Ağzı da iyi çalışıyor çünkü kayıtlara göre geçmişte anlaşma koparmak için yanlış ifade vermişliği var.
Yes, and so does his mouth, because as the record shows, he has a history of making false statements to extort settlements.
Çok kötü bir geçmişimiz var Sayın Hakim.
We have an antagonistic history, Your Honor.
Bir geçmişimiz var ama ben bu davada ondan çok daha uzun süredir bulunuyorum.
We have history, but I've been involved in this case a lot longer than he has.
Louis, teklifin daha yeni kabul edildi. ... ve eskrow tarihinde bir günlük bir eskrow yoktur.
Louis, your offer was just accepted, and there's never been a one-day escrow in the history of escrows.
Fakat iş şirket güvenliğine gelince, geçmişinde sıra dışı hiç bir şey görünmüyor.
But when it comes to company security, there's nothing in your history that suggests anything out of the ordinary.
Bu sabah HM sitesinde gördüğümbir şeyi bulmak için bilgisayarımın geçmişine göz atmam gerekti ve...
I had to go into the history on my computer to find something I'd seen on the HM website this morning and...
Mali geçmisin geçmiste kaldi.
You know, your financial history is... Is history.
Senin de dedigin gibi, geçmis geçmistir.
I mean, you just said it, history is history.
Buranın tarihini bilen hiç kimse hayatta kalamadı.
No one who knew the history of this place would touch it.
Göçmenlerdi ve kimse onlara evin tarihinden bahsetmedi.
They were immigrants and nobody told them the history of the house.
Birleşik Devletler sınırları içinde, 1972 yılında Edward Philippe Mott tarafından 900 Sappony yoluna inşa edilen büyük Shaker köşkü kadar ilgi çekici tarihi olan birkaç ev var.
There are very few homes in United States that have a history as interesting as the big Shaker mansion built in 1792 by Edward Philippe Mott, at 900 Sappony Road.
İstenmeyen biri değilim Tarihin bir parçası olmak için... enerjimi boşa harcayamam.
I'm not wasting my energy on someone who doesn't want to be a part of history.
"Ona" aile hikayemizi anlat.
Tell it our family history.
Çocukken küçük çaplı soygunlar yapmışsınız ama şiddet geçmişiniz yok.
Sure, some petty theft as a kid, but no history of violence.
Dur, sana yardım edeyim, tatlım. - Of!
You go get Donovan to take your confession and once you get him in there, man, you take the largest guilt dump in the history of confession.
Şu an tarih yazılıyor.
History in the making guys.