Hypnosis перевод на английский
625 параллельный перевод
Deneylerle Dolu Bir Akşam! Sandor Weltmann Kitle Telkini Üzerine Deneyler, Uykusuz Hipnoz,
An Evening of Experiments Sandor Weltmann Experiments in Mass Suggestion, Sleepless Hypnosis, Trance, Natural Magnetism, The Secrets of the Indian Fakirs.
Deneylerle Dolu Bir Akşam! Sandor Weltmann Kitle Telkini Üzerine Deneyler, Uykusuz Hipnoz,
An Evening of Experiments Sandor Weltmann Experiments in Mass Suggestion, Sleepless Hypnosis, Trance, Natural Magnetism, The Secrets of the Indian Fakirs.
İnsanüstü denebilecek mantık gücüyle desteklediği geniş hipnoz bilgisini eskiden imkansız kabul edilen büyüklükteki cürümleri işlemekte kullanıyordu.
Aided by an almost superhuman logic, he used his profound knowledge of hypnosis to commit crimes of a magnitude previously deemed impossible.
Ya eğer Mabuse inanılmaz hipnotik güçleriyle hücresinden bir tür telepatik hipnoz yayıyorsa.
What if Mabuse, with his incredible hypnotic powers, engaged in some kind of telepathic hypnosis from his cell?
Hipnoz ya da belkide çok daha basit bir şey.
It's hypnosis, or something more elemental perhaps.
Hipnoz seansları hep beni yormuştur.
Hypnosis always tires me.
Bu süreçte kendi kendinizi hipnotize ediyorsunuz ve vücut bezleriniz kontrolden çıkarak metabolizmanızı etkiliyor aynı kasnakları olmayan bir lokomotif gibi.
During the period in which your reasoning processes give way to self-hypnosis, the glands which govern your metabolism get out of control, like a steam engine without a balance wheel.
- Toplu hipnozun etkisindeydim.
- I was a victim of mass hypnosis.
Hipnoz konusuyla ilgilenmeye başladığını biliyordum ama ne zamandan beri, insanların beynini okur oldun?
I knew you'd been studying hypnosis... but when did you start reading minds?
Hipnoz altında insanlar telkin gücüne karşı çok hassastır.
Under hypnosis... people are unusually susceptible to the power of suggestion.
Hipnoz altında bu çizimi yaptı.
Under hypnosis, he produced this drawing.
Hipnoz altında...
We hope that under hypnosis...
Birinci-aşama hipnoz.
First-stage hypnosis.
- Yine hipnozu mu denemek istiyorsun?
Wanna try hypnosis again?
Yeniden hipnoz edilmenizde sakınca var mı?
Would you mind going under hypnosis again?
Belki hipnoz altında anlayabiliriz.
Perhaps under hypnosis. Would you mind?
Oh, şimdi, Bay Pryor, uzun bir yoldan geldik, hipnozun bir çeşit büyü yada büyücülük sayıldığı günlerden.
Oh, now, Mr. Pryor, we've come a long way from the days when hypnosis was regarded as a form of magic or witchcraft.
Hipnozdan çıkıp
When I came out of the hypnosis
Ve yine Bayan Lucy Pryor'un kocasının bıçaklanması sırasında hipnoz durumunda olmadığını kanıtlayacağım.
And that Mrs. Lucy Pryor was not in a state of hypnosis at the time of the stabbing of her husband.
Bu doğru değil, hipnoz altındaydı.
That's not true, she was under hypnosis.
Bu bayan hipnoz altındaydı.
This lady was under hypnosis.
Bu bayanın derin hipnoz altında olduğunu size bırakıyorum.
I submit this lady is in deep hypnosis.
Tersine, büyü hipnozla yakından alakalıdır.
Far from it. Magic is closely related to hypnosis.
Bir çeşit uzaktan hipnoz diyebilirsin.
You may call it a kind of long distance hypnosis.
Sonra Mayo kardeşler, iğneler, hipnoz, mineral banyoları.
Then there were the Mayo brothers, injections, hypnosis, mineral baths.
Kırılmış bir burun mu harika!
I think that's what we're dealing with now - a kind of hypnosis.
Zihnin uyku halindeyken, hipnoz edilerek başlatılmış yapay uykudayken düşünebildiğini ispatlamıştır.
He has proven that the mind can think in a state of sleep artificial sleep induced by hypnosis.
Evet, bilime aykırı olarak hipnoz kullanmaya bile cesaret ediyor.
Yes, he dares to use hypnosis, a heresy in science.
Bilimsel bir uygulama olan ancak kara büyünün hizmetinden yeni kurtulmuş hipnozun yardımıyla tasarlanmış belirtilere benzer bir psikolojik durum meydana getirebiliyoruz hastada.
By means of hypnosis a practice that science has but recently freed from the service of black magic... we are able to produce a mental state in the patient. ... similar to that in which his symptoms were conceived.
Bu yabancı düşünceler ister sarsıcı bir tecrübeyi takiben kendi kendine telkin gibi hastanın kendi zihninden veya hipnoz gibi farklı telkin yöntemleriyle veya atalarımızın sandığı gibi Şeytan'ın kendinden kaynaklansın göreceli olarak önemsizdir.
Whether these alien ideas spring from the subject's own mind as in auto-suggestion following a traumatic experience or by hetero-suggestion as in hypnosis or by the Devil himself, as our forefathers thought is relatively unimportant.
Hipnoz mu?
Hypnosis?
- Profesör hipnozu tasvip etmiyor.
- He doesn't approve hypnosis.
Profesör Meynert hipnoz yapmamı engellemesi için herhangi birine yetki verdiniz mi?
Professor Meynert did you give anyone authority to stop me practicing hypnosis?
- Hipnotize edilsen hatırlayabilirdin.
- You could, under hypnosis.
Bilinçaltına ulaşmanın hipnozdan başka yolu yok.
There is no other way than hypnosis to reach the unconscious.
Sen ve ben bilinçaltına hipnozsuz ulaşmanın yolunu bulduk.
You and I... found our way into the unconscious without hypnosis.
Artık hipnoz yok.
No more hypnosis.
Maltekler gizemli şeylere ve hipnoza ilgi duyarlardı.
The Malteks were interested in secrets and hypnosis.
Tabii, ölü Kızılderililer 300 yıl sonra bir odun parçasını hipnozla almak için kalkıp Paris'e geliyorlar.
Yes, Indians dead for the last 300 years came to Paris only to steal a lousy piece of wood. With the help of hypnosis.
Beni dinle başkaları tarafından kontrol edildiğine ve hipnoz altında olduğuna inanıyorum.
Listen to me, I believe you're under some deep form of deep hypnosis.
Birçok bilimsel çalışmalarımızın neticesinde Profesör Marchand ve ben hipnoz konusunda uzmanlaştık.
In the margin of all our scientific work Professor Marchand and I are both specialised in hypnosis.
Almanlar, mart ayında sınırları geçip Prag'a doğru ilerler iken, büyük babam William Almanlar ile tek başına yüzleşmeye karar verdi. Düşünce gücüyle, Alman tanklarını hipnoz ederek durdurmak istedi.
And when the Germans crossed the frontiers in March and proceeded towards Prague, grandfather William decided to face the Germans on his own with hypnosis and stop the advancing tanks by the force of his thoughts.
Bilirsin, kendini hipnotize etmek.
You know, self-hypnosis.
Derin hipnoz durumu içinde.
She's in a state of deep hypnosis.
Hipnoz. Onu hipnoz edip telkinlerde bulunacağım.
Hypnosis, I'll put him under and give him a post-hypnotic suggestion.
Bir tür kendi kendine hipnoz.
A form of self-induced hypnosis.
Şimdi televizyonda ilk kez, İlginç Kişiler hipnozla tuğla uyutabildiğini öne süren birini sunuyor.
Yes, great. Well, now for the first time on television, "Interesting People" brings you - a man who claims he can send bricks to sleep by hypnosis.
- Tamamen hipnozla. Evet.
Entirely by hypnosis.
Şok edici hipnoz bir barış silahıdır.
Traumatic hypnosis is a weapon of peace.
Oh, kocaman.
I think every one of us had a little hypnosis performed on him, a little suggestion.
- Hipnoz değil bu.
- lt is not hypnosis.