Hélène перевод на английский
193 параллельный перевод
Helene, seninle gönül eğlendiren bir adam için kendini feda ediyorsun.
Hélène, you have sacrificed everything for a man who no longer loves you.
Helene...
Hélène!
Harika bir kadınsın, Helene.
Hélène, you're wonderful.
Helene, insanın aklını başından alacak kadar güzelsin.
Hélène, you're beautiful. You're stunning.
İyi geceler Helene.
Good night, Hélène.
Helene!
Hélène!
Bazen Tanrı seni fakirlikle kutsayabiliyor Helene.
May God keep you from poverty, Hélène.
- Helene çok mutlu olmuş.
- Hélène is happy.
Helene, o harika bir kız.
Hélène, that girl is wonderful.
Helene, anlamıyorsun.
Hélène, you don't understand.
Seni değil.
No, Hélène.
Niçin Helene'i zor durumda bıraktın?
Why embarrass Hélène like that?
Ne Helene'i ne de onu bir daha görmek istemiyorum.
I never want to see Hélène or him again.
Onunla bir daha görüşmeyeceğine dair söz ver.
Promise never to see Hélène or accept anything from her again.
- Helene'den ve herkesten.
- From Hélène and everybody.
- Söz.
- Yes, Hélène.
Helene sana her şeyi söyledi, artık her şeyi biliyorsun.
Hélène has told you everything, and now that you know -
Sonra görüşürüz Hélène.
See you later, Hélène dear.
Ben Hélène Cavalier, Bay Tournier'in sekreteriyim.
I'm Hélène Cavalier, Mr Tournier's secretary.
- Hélène, nerede kaldın?
- Hélène, where were you?
- Hélène, şuna bak.
- Hélène, look at this.
İşte burada, kardeşim Andre'nin dul eşi derinden ve umutsuzca sevdiğim Hélène Delambre yatıyor.
Here passes from this Earth Hélène Delambre, widow of my brother André, whom I loved deeply, hopelessly.
Önce Hélène Delambre tutuklandı.
First Hélène Delambre was held.
Güzel Helen.
La Belle Hélène.
Ben Helen'i oynuyorum.
I play Hélène.
Güzel Helen'i oynayamıyorsak biz de...
Since we can't do La Belle Hélène, we should do...
Ve Güzel Helen.
And La Belle Hélène.
Helen'in tamamını anında ezberledim.
I learned all of Hélène in no time at all.
Çünkü Helene, Helena ve sonra Lena.
From Hélène to Héléna to just Léna.
Marie-Hélène!
Marie-Hélène!
Zaman kaybedersiniz. O, asla kabul etmez.
Hélène will never agree...
Hélène hala öğrenmek istemişti.
Aunt Hélène wanted to know.
Karısı Hélène'i de. Kocam öldürüldüğünde benimle beraber kaldı. Savaşın ilk yılıydı.
Hélène, his wife, sat with me when my husband was killed, the first year of the war.
Harika bir fikir Hélène.
- And Fantomas will be caught.
- Seni arayabilir miyim?
Can I call you Hélène?
- Teşekkürler Komiser.
- Thank you. Where's Hélène?
- Hélène nerede? - Hep dışarıdaydı.
Still outside.
Geldiğin için teşekkür ederim, Hélène.
Thank you for coming, Hélène.
- Beni ele verdin mi, Hélène?
Did you betray me?
Romantik karakterinizin, bunu tamamlayacağını düşünüyorum, sevgili Hélène.
That should appeal to the romantic in you, Hélène.
Sakin olun, sevgili Hélène.
Take it easy, dear Hélène.
Hélène, kardeşinizin ve arkadaşlarınızın hayatı artık sizin ellerinizde.
Hélène, your brother's life and your friends'is no longer in your hands.
Pekâlâ, şimdi Hélène'i kurtarmalıyız.
Now we have to free Hélène.
Pekâlâ, Hélène.
And, Hélène?
Hélène!
Hélène!
Gelecek hafta, Saint Moritz'de Marianne Venedik'te de Hélène ile evlenmem bekleniyor.
Next week, I am expected to marry Marianne in Saint Moritz and Hélène in Venice. Period. New line.
Görüştüğüm bir kadın Hélène...
The reason I looked at Hélène...
Helene bizi akşam yemeğine davet etti.
We're invited to Hélène's.
İyi akşamlar Helene.
Good evening, Hélène.
Daha fazla bekleyemem.
Let's go tell Hélène.
Hélène?
Hélène?