Hım перевод на английский
24,736 параллельный перевод
Uyandığımda da en hızlı adamdım.
Then when I woke up, I was the fastest man alive.
Mach 2 hızında kıyafetlerin patlamasın diye sana sürtünmesiz kostüm yapmıştım. ... siz de beni abla-kardeş suçla savaş olayınıza karıştırmayacaktınız.
I make you a friction-proof suit so your clothes don't explode at mach 2, and you leave me out of your brother / sister war on crime.
O gün yaptığımız hırsızlık konusunda Z'ye konuşmaması gerektiğini ben söyledim.
I made Z keep his mouth shut on that BE we pulled, man.
Kahraman'ımızı aradım sanıyordum?
Because I dialed H for "hero."
Ama telefon şirketinin sunucularını hackliyorum bakalım bu veri böyle kaplumbağa hızında nereden gönderiliyormuş.
But I'm hacking the phone company's servers to see where the data is being sent at such a snail's pace.
O algoritmayı kendi başımıza bulmalı ve hızlı olmalıyız.
We need to find out that algorithm on our own and fast.
Bunda gerçekten çok iyiydim ve daha hızlı gitmemiz lazım.
I was really good at those, and we need to move faster!
- Hız, saatte 99 kilometre rüzgar güneydoğudan 11 km hızla esiyor, 500 ml. kanın ağırlığı yarım kilo telafi açısı 23 derece.
Speed is 62 miles per hour, southeasterly wind six knots, 500 milliliters of blood weighs 1.1 pound, compensatory angle is 23 degrees.
Asyalılar, iş... hepsi. Hızlanacağım.
I'm gonna step up.
Başladın yine. Rüyamız için biraz hırslıyım diye suçu bana atıyorsun.
Blaming me for having a little passion about our dream.
Olszanski'ye arkadaşım Bayan Herrera'nın talebini hızlandırmak için Başkan Yardımcısı'nın ofisinden telefon beklemesini söyle.
Tell Olszanski to expect a call from the Deputy Mayor's office about expediting my friend Ms. Herrera's request.
Yeni ve parlak Hırvat adınla bizim tarafımızda savaş veriyorsun tabii eğer gerçek buysa.
With your new and shiny Croatian name, and the fact that you fought on our side, if that indeed was the case.
Böyle yapmakta ısrar ediyorsan... bari mesajı ben yazayım da hıyarın teki gibi görünme.
If you insist on doing it this way, at least let me write the text so you don't seem like a total asshole.
Hıyar mı?
Jackass?
4 - H'ye bayılırdım.
I loved 4-H.
Biraz hızlı oldu belki, ama sanırım seni seviyorum.
I know this is a little fast, but I think I love you.
Chambers siyah bir adamın koyu renk bir arabayla saat 16 civarında parktan hızla ayrıldığını görmüş.
Chambers reported seeing a black man driving a tan car quickly out of the park at around 4 : 00 p.m.
Hızını arttır da senden ayrılacak mı görelim.
Speed up a little, see if he stays with you.
Hızlı olun, mahkeme başlamak üzere.
Be quick... I'm about to head into court.
Çok hızlı hareket ederdi, hızlı bir... şeymiş gibi.
He m...
Elimden geldiğince hızlı yapıyorum!
I'm going as fast as I can!
Bu bisikletle, burada, hız yarışında biri olmam an meselesi. Tarla işçisinin oğlu değil.
On this bike, out here, speed racing, only time I'm somebody, not just the son of a field hand.
Hırsızlık mı oldu burada?
There was a burglary here?
Artık Phoebe'nin katili ile hırsızın aynı kişi olduğuna eminim.
I'm now quite certain that Phoebe's killer and the burglar are one and the same.
Sanırım, hırsızlık ve Phoebe'nin infazı Louis Bowman'i hapiste tutmak için yapıldı.
I suspect that the burglary and Phoebe's execution were committed to keep Louis Bowman in prison.
Hız cezası yazarım.
I write speeding tickets.
Sanırım çifte cinayetten hızla tekrarlanan flaşla birlikte uzaklaşmak istememiş.
Guess he didn't want to walk away from a double homicide carrying a strobe light.
İçki ruhsatı alımını hızlandırman gerek.
I'm not cutting you a check until Monday. We need you to expedite the liquor license.
Sürekli olarak kasırganın ne kadar hızlı ve ne kadar yakın olduğunu bilmemiz lazım yani bir devlet hava uydusunu hackle.
That is, wind velocity, core temperature. We need to know how fast and how close that tornado is at all times, so hack a government weather satellite.
Hepimiz öleceğiz ama ben biraz daha hızlı davranıyorum.
We're all gonna die, but I'm just doing it quicker.
Hızlanmamız lazım.
We need to move faster.
- Bunu birazcık hızlandıracağım.
- I'm just gonna speed this up a little bit.
Hayır, dönmedi. Durun, sanırım nerede olduğunu biliyorum.
No, he's not- - he's not back h- - [sighs] Wait, I think I know where he is.
- Seni birazcık hırpalamak zorundayım.
I have to mess you up a little. What?
Aslında hızlı gidiyordunuz bayım.
Actually, you were speeding, sir.
Bir çok işleminiz kanunlara uygun ama eski bir sigorta tazminat talebi hızımı kesti.
Most of your transactions are above board, but I found an old insurance claim which gave me pause.
Hızlanıyorum ama kendi isteğimle değil.
I'm accelerating, but not at my command.
Öncelikle, hava hızım kendi kendine arttı.
First, my airspeed increased independently.
- Elimden geldiği kadar hızlı gidiyorum!
I'm going as fast as I can!
Online banka hırsızları mı?
Online bank thieves?
Ve füzenin GPS'ini kurcalamaya başladığımda hackerler ne yaptığımı görecek ve beni durdurmaya çalışacaklar yani kim hızlı hacklerse kazanır.
And once I start messing around with the missile's GPS, the hackers will see what I'm doing and then try and stop us, so whoever hacks the fastest wins.
Activia dağıtımından beri kadınların bu kadar hızlı koştuğunu görmemiştim.
I haven't seen women move that fast since the Activia recall.
Bu hızla giderse şafak sökmeden cephanemiz bitecek.
At this rate, I'm afraid we will be out of ammunition before dawn.
- Anladığımız dilden konuş profesör. Yani çok hızlı koşabilirler ve zamanda yolculuk edebilirler.
It means that his running real fast, lets him time travel.
Sadece biraz hırpalayacağım.
I'm just gonna rough him up a little.
- Bu hızcı Rex'i öldürdü ve arkadaşlarımızı kaçırdı.
We need him in the brig before dawn.
Görünüşe göre hızcı dostumuz hakkımızdan gelmiş.
It appears our speedster friend got the better of us.
- Hızcı ne olacak? Tılsımın peşinde, yani onu köprüde tutmamız yeterli...
Well, he's after to amulet, so all we have to do is just keep him in the bridge...
Tam Zoom'dan kurtulduk derken şimdi de bu kötü hızcı mı çıktı?
We finally get rid of Zoom, and there's another evil Speedster?
- O deri bu hızcıya mı ait?
And that's the husk from this Speedster?
Ben de senin gibi zamanda yolculuk yapmış bir hızcıyım. Şu anda yaptığın hataların hepsini ben de yaptım.
I'm a Speedster, like you, who's travelled in time, and made these same mistakes you are making right now.