Hıyar перевод на английский
3,282 параллельный перевод
- Hıyar.
The spaz.
Oraya gittim, hıyar kafayı yedi ve bana taş atmaya başladı.
I went in there, the spaz lost his mind And started throwing rocks at me.
Skinner hıyarın teki.
Skinner's a spaz.
Dexter çok iyi biri gibi davranıyor herkes ama tam bir kendini beğenmiş hıyar ağası.
You know, everyone acts like. Dexter's such a great guy, but he's really kind of a pompous jerk, don't you think?
Hıyarın teki değildir yani.
He's not really a jackass.
Hıyar!
Knob!
Ya da hıyarın teki olduğu için.
Or because he's a jerk.
Bu hıyarı yakalamak ister misin?
How would you like to catch this fuck?
Yoga, meditasyon, aperatifler- - yoğurt, hıyar- - belki de raita ya ulaşırız!
Yoga, meditation, snacks- - hoping for raita- - yogurt and cucumbers, yum!
Evet, sağ ol. Hâlâ hıyarın tekiyim.
Yeah, thank you, I am still a prick.
Doktor Ström'ün tam bir hıyar olduğu konusunda hemfikiriz.
We all agree Dr. Strøm is a dick.
Arturo hıyarın teki biliyorum ama yalnız kalmak istemiyorum.
I know Arturo's a jerk, but... I don't want to be alone.
Benden önce hıyarın tekiydin.
Well, you were a jerk before you met me.
Hıyar herif yasaları çiğnediğini biliyordu.
Jerk knew he was breaking the law.
8 santim su var burada, hıyar herif!
There's 3 inches of water down here, asshole!
- Ne sandın beni, hıyar mı?
What am I, an asshole? Can you get it out of there?
Deniz hıyarı ve deniz yıldızı gibi pek çok hayvan için hayatta kalmanın en iyi yolu bu kaya havuzlarına sığınmaktır.
The most animals, like these sea cucumbers and starfish, the best way to survive is by taking refuge in these rock pools.
En tuhaf gece yaratıklarından bazıları deniz yıldızlarına akrabadır. Tıpkı bu kumun içinde yiyecek arayan tüylü ağızlı deniz hıyarı gibi.
Some of the strangest nocturnal creatures are relatives of the starfish, like this feather mouthed sea cucumber, sifting food from the sand.
Bu kadar hıyar bir baban olduğu için üzgünüm diyecektim.
I was going to say that I'm sorry you have such a jerk for a dad.
Yavaş lan, hıyar!
You bastard!
Çek elini üzerimden, hıyar!
Take your hand off me, jerk!
Reggie hıyarın tekiydi.
Reggie was a dick!
- Hıyar herif geldi. Ben gidiyorum. - Pekâlâ.
I'm getting out of here.
Biliyor musun Zancanelli merkezdeki herkes senin hıyarın teki olduğunu söylüyor.
You know, Zancanelli, everyone at HQ always said you were a dick.
Hıyar.
Dick.
Hıyarın tekisin.
! You are such a jackass!
Seni hıyar!
You jackass!
Seninki sanki büyük bir mor hıyar turşusu gibi, gerçi.
Yours is like a big purple pickle, though.
- Ne? - Baban inanılmaz derecede bir hıyar.
- Your dad is an unbelievable jerk.
- Eskiden böyle tepeden bakan, kendini beğenmiş, eleştirici hıyar biri değildin.
You used to be not such a sanctimonious, self-important judgmental prick.
"Bay Alvarez hıyarın teki." anlamına gelir.
Mr. Alvarez was an asshole.
Onun hakkında daha çok bilgi lazım. Yani hıyarın tekiyse, hapse girmişliği varsa uyuşturucu falan üretiyorsa...
I need to find out more about him... like, if he's an asshole, if he's ever been to jail, if he does drugs.
Ya yarın sabah dul ve bir kasa hırsızı olarak uyanırsın ya da şu çekmeceyi açabilir içindeki silahı kafana dayar ve lanet tetiği çekersin.
You could wake up tomorrow a widower and an embezzler, or you could open that drawer, put the gun inside it to your head, and pull the fucking trigger.
En iyi üç takım hızlı turda yarışacak. Herkese birer zil verelim.
The top three teams are going to finish it off in the speed round so, let's get everyone some bells.
* Bugün geldi ve geçti, hızla yaklaşmakta yarının sırları *
♪ Today has come and gone ♪ ♪ The secret of tomorrow's coming fast ♪
Hızlıca, yarın gibi.
As quickly as tomorrow.
Aslına bakarsan, bir hıyar.
In fact, he's a jerk!
Ağır olanlar hızlı gelmez. Şimdi Worcester'a sıra gelecek. Yarım dakikada bir üzerimize yollayacaklar.
They'll be turning on the Worcesters now, and only give us one every half-minute.
Yarı hızda abartırsınız ve 12 saat sürer.
You put it on half speed and takes 12 hours.
Yarım akıllı, merhum ev hırsızımız... -... Dennis Hutchings var.
Well, we have Dennis Hutchings, the dead, not so bright house thief.
Bildiğim Mike'la ben gece yarısı ayinine gidiyorduk ve meğerse hız limitini aşmışız çünkü bu beyler bizi çevirdi.
What I know is, we were on our way... Mike and I were on our way to midnight mass, and apparently, we were exceeding the speed limit, because these gentlemen pulled us over.
Yarışmanın amacı kim daha hızlı sürebilecekti ve ben sürdüm.
No! The challenge was to see who could drive the fastest, and I did.
Islak ve otomatik işaretlerini alarak bu koşullardaki en hızlı yarışçı ünvanını kazanıyorsun. Sen... şuradasın.
So, you get wet and auto, and that's the fastest we've ever had in that car in those conditions!
Teker tekere büyük kamyon yarışında... yükleri nasıl teslim edeceğimizden emin değildim, ama Peterbilt'imin ne kadar hızlı gittiğini... görmeye hazırdım.
I wasn't sure how wheel-to-wheel big-rig racing would prepare us for delivering cargo, but I certainly was ready to see how fast my Peterbilt would go.
Ve yüksek hız yarışını ben kazandım.
And I took the high-speed race.
Rut kalkış yarışı ve tepe tırmanma müceledesini kazanmıştı, ben de yüksek hız testini kazanmıştım.
Rut had won the drag-race and hill challenge, and I'd crushed the high-speed test.
Yarış arabası kadar hızlıdır.
He is fast like race car.
Peki hırslı birini bu yarıştan nasıl uzak tutacaksın?
And how do you keep an ambitious man from running?
Ve şimdi de pistimizde ne kadar hızlı döndüğü öğrenme zamanı ve bu da demek oluyor ki onu uysal yarışçımıza veriyoruz.
And now, we must find out how fast it goes round our track, and that means handing it over to our tame racing driver.
Turnanın yarısı büyüklüğünde ancak öldürmek için saf kuvvetlerine ve hızlarına güveniyor.
Half the crane's size, they rely on speed and sheer force of impact to kill.
Bu, beni yarışmada kalmak için daha da hırslandırıyor.
It makes me want to be even more in the game than I already have been.