Ihtiyâcım перевод на английский
17 параллельный перевод
Şimdi size eskisinden daha çok ihtiyâcım var.
If I miss you now, everything will have been pointless.
Piskopos Filippo, yardımınıza ihtiyâcım var.
Bishop Filippo, I need your help.
Doğal olarak, biraz zamâna ihtiyâcım olacak.
Will i need a little time, naturally.
Bay Holmes, Tam da ihtiyâcımız olduğu şu zamanda, sizin burada olmanızın İngiltere için bir şans olduğu kanısındayız.
Mr. Holmes, we can only regard it as a special Providence that you should chance to be here at this time, for in all England you are the one man we truly need.
Bir aspirine ihtiyâcım var.
I need an aspirin.
Arkadaşlarına ihtiyâcım var dostum.
I need to get prints.
Pekâlâ. Buna artık ihtiyâcımız kalmadı.
We don't have any need for this anymore.
Sana eşlik etmemin sigara ihtiyâcımı giderebileceğini düşünmüştüm.
I figure, enjoy yourself. Never know when you might, uh, step off a curb or get smacked by a bus, correct?
Test yapmak için bir saate ihtiyâcım var Jack.
Jack, I'm gonna need about an... hour so we can run a couple of tests.
Gâliba senin bana ihtiyâcın olduğundan çok, benim sana ihtiyâcım var.
I need you. Perhaps more than you need me.
Zevcim olmana ihtiyâcım var.
I need you to be my husband.
Benim de onlara ihtiyâcım yok.
I don't need them either.
Doğru veya yanlış. Ona dışarıda ihtiyâcımız var.
Right or wrong... we need him out there.
Çabuk Lenzinho, yoksa yardıma mı ihtiyâcın var?
behave with honor, Lenzinho and if you need help call me!
İhtiyâcımız olan tek şey bu.
Christ.
James'in, Lanie'ye okul ödevlerinde ne kadar çok yardım ettiğini... ve kalacak bir yere ihtiyâcı olduğunu gördü. O yüzden ona havuzlu evi kirâladı.
She saw how much James helped Lanie with her schoolwork, and when she heard he needed a place to live, she rented the pool house to him.
- Hey, bir şeye ihtiyâcın var mı?
- Hey, you got anything?