Iis перевод на английский
21 параллельный перевод
- İşte orada.
- There he iis "
Tomurcukları kesiyoruz, küçük Audrey 2 ler büyütüyoruz ve bütün ülkede çiçekçi dükkanlarına satıyoruz.
We take leaf cuttings, develop little Audrey IIs and sell them to florist shops across the nation.
Radar irtibatı sağlandı ve ILS'te görünüyorsunuz.
We have radar contact and show you on iis.
Bu daha masrafa değer bir şeydi sonuç verici bir masraf... Linuxta Apache kurmak IIS te NT kurmaktan daha fazla dolar getirir.
It was much more cost effective cost effective real dollar returns to build it on Linux and Apache than was to build it on IIS and NT even if it meant that you have to spend a little bit of money
Nasıl benim hatam oluyormuş?
Hoooow cooome thaaaaat iis my fauuuult?
Evet, Lilith'in karaya çıktığı yer.
Yeah, where Lilith iIs on shore leave.
Ne demek istiyorsun?
What do you mean, at iis place?
Bu askerler Spartan 2 olarak biliniyorlardı.
These soldiers were known as the SPARTAN-IIs.
Nerede olduğunu biliyorum.
I know where iis.
- Havai sana yaramış. - Sağ ol.
Hawai'iis treating your body very well.
Hiç değilse bir tane kalsın.
At least one iis left.
Dünya savaşı
World War IIS.
Benim, ben.
Iis me, it's me.
- Öyle mi? - Evet.
Iis that right?
Apple II bilgisayarlar daha çok kişiye ulaşıyor diğer bilgisayarlardan daha çok okulda Okul öncesi eğitim için alfabe derslerinden üniversiteler için bilim programlarına kadar her şey var.
There are more Apple IIs teaching more subjects in more schools than any other computer... Everything from alphabet lessons for preschool, to science programs for graduate school.
Buna karar vermesi gereken Papa Cenapları değil mi efendim?
Iis-is that not for His Holiness to decide, my lord?
Ford, 289 Ford gt'sinin dördünde yarışıyordu. Ve iki 487 mark iis.
Ford was racing four of the 289 Ford gt s and two 487 mark iis.
Ford, sekiz Ford gt40 işaret iis girdi.
Ford entered eight Ford gt40 mark iis.
Ford tam bir dizi yükseltme işareti ile geldi.
Ford showed up with a full array of upgrade mark iis.
Constantin iiş seyahatine gidiyor.
Constantin is going on a business trip :
İiş arkadaşlarına soramazsın.
Can't ask his coworkers.