Immaculate перевод на английский
315 параллельный перевод
- Kusursuz bir cinayet!
- An immaculate murder!
Benim el değmemiş karım.
My immaculate wife.
Temiz evinizi ben kirletiyorum, öyle mi?
And I've violated your immaculate home, is that it?
Siz erkekler tanrı ile bir olup ruhani kavramlar uydurdunuz.
You men concocted the immaculate conception together with our lord.
- Oy annesinin kuzusu geldim.
- Love of the Holy Immaculate Mother!
Bu duvak ve peçeyi giymek saflığının sembolleri... o kadar beyaz ve ince ki insan kusursuz ve temiz ruhunu görebiliyor.
Wearing that tiara and veil, symbols of purity... so white and transparent that one can look into your immaculate soul.
Bakire Meryem günü için çiçek topluyorum.
Picking flowers in honor of the Immaculate Conception.
Kanatlı atların yanında kusursuz mayo giymiş bir atlet.
An athlete jumps from the wings, dressed in immaculate briefs.
Benimkini vereyim sana,... aynı senin gibi temiz ve lekesiz.
May I offer you mine, clean and immaculate as yourself?
Masum olduğunu mu sanıyorsun?
Do you think you're immaculate?
Masum değilsin!
You're not immaculate!
"Evli veya bekar olan ve dört çocuktan... az çocuğa sahip olan Alman kadınları, ari ırkı tespit edilmiş bir erkekten. Çocuk yapmayı kendisine görev bilmeli" diyordu.
" We should demand that all married and single German women who have less than four children must conceive from men with an immaculate racial background.
Casus, mesleki olarak kendini a-adamış, son derece tarafsız,... temiz ve seçilmiş bir gurubun üyesiydi.
The spy was a member of a select and immaculate priesthood, vocationally d-devoted, sublimely disinterested.
Bu hayatı yaşayan kişinin ne içinde ne dışında bir toz tanesi bile bulunmaz. Sert ve genç, saf bir zindelik sezilir onda.
There's no speck of dust inside or out and it's immaculate in its hard, young fitness.
Bu şekilde davranman doğru, ancak onun için aynısını söyleyemem.
Your behaviour has been immaculate, but I can't say the same for his.
... kendimizi lekesiz olmak için kutsayalım.
and bless the good immaculate ones,
Bakın burada "Meryem'in Günahsız Gebeliği" sonrasında da "Öykü" var.
See, here's "The Immaculate Conception," then here's "The Story."
İlki, "Lekesiz Gebelik".
First, the Immaculate Conception.
Kusursuz Malmgren.
Malmgren the Immaculate.
Bugün çok çarpıcı görünüyorsun Claire.
You look stunning today, Claire. Immaculate.
Müthiş bir hassasiyetle olay yerine tam cinayet anından sonra varmışsın.
It seems that with immaculate precision you've been arriving on the scene just after the victim's death.
Işıldayan yaka iğnesi ve bembeyaz bir yaka Sağlam ve tertemiz bir kemer.
sparkling lapelle pins, crisp white haversack, highly buffered belt, immaculate crosswork...
Muhasebe bölümünde yaptığınız iş kusursuz.
Your work in the Accounts Department has been immaculate.
Muhtemelen Tanrı'yı kusursuz hissettirmiyor.
He probably makes God feel less than immaculate.
Seni, tüm büyük ve küçük rütbelerden tam anlamıyla alaşağı ediyoruz. Ve seni bütün dini buluşmalardan azlediyoruz ve merhametini hak etmediğin Masum Kutsal Kilise'mizden...
and the punishments provided for by the holy canons, and as such, we verbally degrade you from all major and minor orders, and we expel you from our ecclesiastic forum and from our Holy Immaculate Church, whose mercy you have not deserved.
Zamanlamanız mükemmel.
Your timing's immaculate.
Şüphelinin, Günahsız Kalb'in Rahibe Teresa'sı olduğu ortaya çıktı.
The suspect turned out to be Sister Theresa of Immaculate Heart.
Bembeyaz bir kar yağışını hatırlatıyorsun...
You herald winter's immaculate snows...
Kusursuz döllenmeden oluşmuş bir kafa yaratacağım.
I'm building the head... of Immaculate Conception.
Bu saf bakire değil mi?
Well, isn't that the immaculate virgin!
- Şey, lekesiz, kusursuz gebeliğin başlaması.
Well, Immaculate Conception. - Immaculate...
- Lekesiz.
Immaculate.
Kusursuz görüşün Yortu'su için zamanında dönün.
Be sure you return for the Feast of the Immaculate Conception!
8'inci Prens, Planınız kusursuz.
Eighth Prince, you've an immaculate plan.
Kendimi kusursuz oyun çıkaran Franco Harris gibi hissediyorum.
I feel like Franco Harris when he made the Immaculate Reception.
- Bekâret...
- Immaculate...
Kutsal Bekâret tarikatı.
- The Order of Immaculate Chastity.
Kutsal Bekâret Tarikatı.
The Order of Immaculate Chastity.
Kusursuz Şefkat hakkında biraz daha bilgi veriri misiniz?
Could you tell us more about the Order of the Immaculate Charity?
Teğmenim, Immaculate Heart okulundan Rahibe Agnes diye biri arıyor.
Lieutenant, you've got a call from a Sister Agnes at Immaculate Heart.
- Immaculate Heart?
Immaculate Heart?
Biz Avrupalılar, hayvan derileri giymiş, mağarada toprağı kazarken,... onlar zaten Yaradılış Destanı'nı yaratmışlardı.
While we Europeans were still living in caves, they'd already invented the Immaculate Conception.
Tertemiz!
It's immaculate!
Tertemiz bir geçmişi var.
Immaculate history.
Araç buradan gitmeden önce temiz olduğuna emin oluruz.
Obviously, we make sure that the vehicle is completely immaculate before it goes out of here.
Bakasın şuna! Beyaz, duru bir güzellik!
Have a look at this immaculate beauty!
Acil Klinik.
Immaculate Heart Emergency.
Burada kafamız güzel, kusursuzuz. "
"Out here we is stoned " Immaculate. "
Ona göre masum bir aşkın meyvesiymişim.
She says I'm the Immaculate Conception.
Bu... lekesiz bir mükemmeliyet.
It's... immaculate perfection.
- Bunu dene.
- Try Immaculate Conception.