Impulse перевод на английский
1,754 параллельный перевод
Maksimum güç... şimdi!
Maximum impulse... now!
Warp alanı çöktü ve itiş motorları devredışı.
It's collapsed our warp field and knocked impulse engines off-line.
Maksimum hızla uzaklaşıyorlar.
They're moving away at maximum impulse.
Rotayı koruyun Bay Paris, çeyrek yol ileri.
Maintain course, Mr. Paris, one-quarter impulse.
Hala bir tane iletişim çevrimimiz var, ama onu kullanabilmek için itici hızında olmamız gerekiyor.
We still have one active com circuit, but we'll have to go to impulse to use it.
İtici hızına düş.
Drop to impulse.
İticiler?
Impulse?
"Hava iticisi" yada "Hava Ateşleyici" yazan yerleri ara.
Look for "impulse air" or "firing air."
"İtici" nedir? İşte şu vede şu!
That was "impulse" there and there!
Dış kapaklar açılıyor, ama tüplerde basınç yok.
I can operate the muzzle door, but I'm still working on the impulse air.
- Bu çok güzel olur. Ben de seni dün gece aramak istedim, fakat çok geç olduğu için arayamadım.
I had an impulse to call you last night, and then I didn't'cause I thought it'd be too late.
Bu sadece bir anlık bir düşünceydi.
It was just an impulse.
Elektrikle.
Electrical impulse.
Ve bu kolayca oluşturulabilir.
An impulse can be induced.
Bir anlık bir hata, güdü yoksa?
It was a bad decision, an impulse?
Omurgadan acıyı yok edebiliriz.
We can lock out the spine impulse.
İsteklere boyun eğmediğim için sıkıcı bir insan olduğumu düşünüyor olmalısın.
You must suppose me a dull kind of person... If you think I never yield to an impulse.
Dinliyorsunuz duydunuz?
You've heard of that? Impulse?
Ani bir kararla kabul ettim. Anlayacağını umud etmiştim.
I agreed on a sort of impulse... I hoped you'd help me understand.
Ne zaman yansa, emirler gönderilir ödüllendirildiğine dair.
Every time it flashes, the authorities send an electrical impulse to make it think it's been rewarded.
Duygusal nedenleri vardı! Boş ver gitsin!
They are just acting on impulse.
Hepimiz bakabiliriz, böylece Tanrı'nın yaratıcılığını, gücünü ve bu gücün o hayvana nasıl yansıdığını, görebiliriz.
And all a man can do is look upon it and see how great is the Lord's creative impulse and power, and how omnipotence is reflected in that animal.
Hiç şakadan anlamıyorsunuz.
Try to resist that impulse
Tarayıcılara göre warp çekirdeği yok, itici motorlar yok... Bir tuzak.
According to sensors, there's no warp core, no impulse engines... lt's a decoy.
- Kuvvet kontrolünden daha önemli konularda bizim yardımımıza ihtiyacı olan insanlar var.
- There are people who need us with graver issues than impulse control.
Evet. Ona dokunma isteği benim de ilk dürtümdü.
Yeah, touching it was my first impulse.
- Bilmiyorum.
I just suddenly had this impulse to tidy up his flat. I don't know.
Yani öylesine bir dürtüydü.
I mean, it was an impulse.
- Dürtü mü?
- An impulse?
- O anlamsız küçük dürtünün neler doğuracağını biliyor musun?
You have any idea of the monumental implications of that meaningless little impulse?
Ama bomba yüzünden götüremiyorsun. - Sence ani bir dürtüden fazlası mıydı?
Do you think it was more than just an impulse?
Sadece o anlık bir şey olduğunu söylemek istedim.
I don't know what I thought. I just wanted you to know it was an impulse, plain and simple.
Dürtünü beklemeye al.
Hold that impulse.
Bakın çılgınlık yapıp ne aldım!
Look what I bought on a wild impulse!
Birini düşüncesizce öldürdüm.
I killed one person on impulse.
Aniden diş macunu ya da sabun alma fikirlerine kapılma.
No impulse buying like toothpaste or soap.
Kontrol sahibi olmalısın.
You gotta exercise impulse control.
Bazen bu duygunun üzerine gitmeli ve üstesinden gelmelisin. "
Sometimes you just have to act on impulse and get it over with. "
Bazen bu duygunun üzerine gitmeli ve üstesinden gelmelisin. " Yani sence onu öpmeli miyim?
Sometimes you just have to act on impulse and get it over with. "
İtici motorlar cevap vermiyor.
Our impulse engines aren't responding.
Sondanın roketleri başarısız oluyor.
The probe's impulse thrusters are starting to fail.
Hızla bize yakalan bir gemi tespit ediyorum.
I'm picking up a vessel closing at high impulse.
Tom, kargo gemisine doğru bir rota ayarla, tam yol ileri.
Tom, set a course for that transport vessel, full impulse.
Şimdi de iticilerimize ateş ediyorlar.
Now they're going after our impulse engines.
Ee, hangi programı kullanmayı planlıyorsunuz?
Thanks. And your impulse drive is a real beauty.
Ama aynı zamanda yetenekli bir subay ve kabiliyetli bir pilot.
Ready to bring that impulse drive on line? B'Elanna...
- Evet, dürtü.
- Yes, an impulse.
Dürtüsel olarak dava açarım.
It's my natural impulse.
Hayat dürtülerimize teslim olmadan nasıl olurdu?
( both chuckling ) What would life be without the occasional surrender to impulse?
STAR TREK TÜRK © 7.
She's a lot more maneuverable than we are. Not that I'm endorsing this misguided exercise, but maybe we can even the odds. The new impulse thrusters.
Bu an, paylaştığımız umut dolu geçmişimize işaret etmekte- - düşmanlıkları bir kenara koyma şansı ve dostça yarışabilmenin mümkün olabildiğini göstermekte.
We passed two more ships, three still ahead of us. How's my impulse engine?