Inside перевод на английский
71,144 параллельный перевод
Will içeride saklanan bir çocuk buldu ve kaçmasına yardım etti.
Will found a kid hiding inside, helped him escape.
Ona yardım etmezseniz, işgalin içindeki en iyi kaynaklarınızdan birini kaybedersiniz.
Refuse to help him and you're cutting off one of your best sources inside the Occupation.
Sana burada dokunamazlar, evlat.
They won't touch you inside here, son.
İçinde saklanan bir çocuk bulur kaçmasına yardımcı oldu,
Will found a kid hiding inside and helped him escape,
İçeriden onu pek duymazsın.
You don't hear her as much inside.
İçeri bir girersin, moruklar cübbe giymiş, tüttürüyorlar falan.
Inside, old chaps wearing robes, smoking bloody pipes and that.
Şimdiyse mavi bir McLaren'in içindeyim
♪ Now I'm inside of a blue McLaren ♪
Ellerimi bir domuzun içine sokma fırsatı bana her zaman memnuniyet vermiştir.
I always enjoy the chance to get my hands inside a pig.
♪ İçinde ne var bilmiyorum ♪
♪ Don't know what's inside of you ♪
- Yani Dawes'ın içeriden yardım aldığı belli.
So dawes obviously had inside help.
Bu yüzden içeride adamım var ya.
That's why I have an inside man.
oda kutusunun içinde hâlâ burada.
The room's still inside the box.
dış görünüşü daha içeride büyük!
It's bigger on the inside than it is on the outside!
Öncelikle, çok büyük bir kutu hayal etmek zorunda Çok küçük bir kutunun içine uydurma.
Well, first, you have to imagine a very big box fitting inside a very small box.
Ne içeride de herhangi ilgi olup olmadığını bilmek gerekir
I need to know if there's any interest in what's inside this vault.
Bu tonoz. Neden, ne var içinde?
Why, what's inside it?
O kasada içinde ne ilgilenmiyor demektir.
It means it's not interested in what's inside the vault.
O boku okudun ve kafamın içinde olduğunu düşünüyorsun?
You read that shit and think you're inside my head?
Hanımlar, neden içeri girip biraz serinlemiyorsunuz?
Ladies, why don't you go on inside and cool off a bit?
O da çok uzun süre aralarında kaldı.
He's all that stands between them and a long spell inside.
İçinde ne olduğu önemlidir değil mi?
It's what's inside that counts, isn't it?
Beş dakika içinde, evinin adresinden ciğerinin.. .. içine kadar herşeyi öğrenirim.
In five minutes, I'll know everything there is to know about you, from your home address to your inside leg.
Yani sıcak bir tencere koyup genel sıcaklığı arttırmak konusunda endişelenmenize gerek yok.
So you can place a warm pot inside without worrying about increasing the entire internal temperature.
Hayır, bu ikisi içerde ve bir tane de dışarda park alanına bakıyor.
No, it's just these two on the inside and one outside for the parking lot.
Neden ilaç çalmak için dükkanda woge yapsın ki?
Why woge inside a store just to steal some medicine?
Ve içerde organ dokusu izi yok.
And there wasn't a trace of organ tissue left inside.
Beyninin içine giriyor ve besleniyor.
They get inside your head, and feed. - On what?
Odada bir kamera olacak ve iletişim halinde olacağız.
- Well, there will be a camera inside the room, and he will be wearing a wire.
Halıdaki Bira kutularına bakarsak "Zehirlenme Etkisi Altında Sürüş"
Judging by the carpet of beer cans inside, the "Driving Under the Influence of Intoxicants"
- Hayır, içinde değil.
- No, not inside.
İçeri girelim.
Let's get you inside.
İçeri girelim mi?
Shall we go inside?
Binanın içinde altı tane.
Six inside the building?
İçeri girip annenize yardım edin.
One more time. Go inside and help mommy.
DTR Yönetiminde bir hackerı var.
He has a hacker inside DTR Management.
Birbirimizi bu şekilde tanıyoruz.
We got to know each other from the inside out.
Kendi kanının tadını hissettiğini böyle ağzının içinde?
And you tasted your own blood... in the inside of your mouth?
Dudağının iç kısmını dişinle kestiğini?
And you cut the inside of your lip with your teeth?
Şu sağdaki ofis.
It's, right inside that office right there.
Karnımdayken öleceğini sandılar.
They thought you were gonna die inside of me.
- İçeride mi?
- He inside?
Yani plan, arkadaşın içindeyken kasa kurmaya gelmiş gibi davranmak içerideyken kasadan çıkıp restorandaki paraları çalmak tekrar kasaya girmek ve sonra da kasayı geri almaktı.
So the plan was to pretend to install a safe with your friend hiding inside it. He pops out, steals the money from the restaurant, gets back in the safe, then you come in and uninstall it.
Yemin ederim, arabadaki adam bana baktı.
I swear, the guy inside looked right at me.
Arka kapı içeriden kilitliydi.
The backside door was locked from inside
- Buraya girmesine kim izin verdi?
- Who permitted her inside the hub?
Tavanarası girişi içeriden kilitliydi.
The attic's doorwas locked from inside
Kalbinin içinde çürüyen o yavaş acıya kim neden oluyor?
"Who is causing that slow pain, which is rotting inside your heart?"
Kunjan, bunu içeri koy.
Kunjan, keep this inside
İçeride. Onu çağırayım mı?
He is inside Shall I call him?
Tıbbi raporda onun erkek bebek olduğu doğrulandığında, Dibbuk'un Ranjan'da olduğu kanaatine vardım.
'When it was confirmed that it was a male baby in the medical report,' 'I confirmed that the Dybbuk was inside Ranjan'
Sen iceride kal.
You stay inside.